English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ D ] / Değil misiniz

Değil misiniz traducir francés

1,204 traducción paralela
Siz artık evli değil misiniz?
Vous ętes des jeunes mariés ou pas?
- Siz, Dr. Blorna değil misiniz?
Vous êtes Maître Blorna?
Zaten ishal değil misiniz?
Ton intestin est assez dérangé!
Siz Tanrı mısınız değil misiniz?
Vous êtes des dieux, oui ou non?
Kokunun farkında değil misiniz?
Il y a une drôle d'odeur, ici.
Siz şu Post'taki gazeteciler değil misiniz?
C'est vous qui êtes du "Post"?
Aynı fikirde değil misiniz?
N'êtes-vous pas d'accord?
Sorduğunuza memnun değil misiniz?
Tu es content de m'avoir posé la question?
Ölü insanların ırkından geldiğini farkında değil misiniz?
Vous rendez-vous compte que votre génération est morte?
"Siz şu sessiz filmi çeken tipler değil misiniz?"
"Vous ne seriez pas les gars qui font ce film muet?"
Alt kattaki kulüpten rahatsız değil misiniz?
À propos, ça ne vous gêne pas cette boîte de nuit en dessous de chez vous?
Siz, Hercules Porridge değil misiniz, şu ünlü Fransız dedektif.
J'ai parié avec ma fille que vous étiez... Hercule Porridge, le célèbre détective Français.
Kan avında değil misiniz?
Pas de sentier du sang?
Aman Tanrım! Siz George... değil misiniz?
Georges, vous n'êtes pas Georges, euh...?
Affedersiniz ama George Webber değil misiniz?
Je ne veux pas être impolie mais ne seriez-vous pas Georges Webber?
- Siz şey değil misiniz?
Vous êtes pas...?
Siz, altı Boer esirinin öldürülmesi nedeniyle mahkemeye verilen Yüzbaşı Taylor'la aynı kişi değil misiniz?
Vous êtes, si je ne m'abuse, le même capitaine Taylor qui doit passer en cour martiale pour le meurtre de six prisonniers?
Bayan Françoise Beretton değil misiniz siz?
* Mme François Berreton?
- Gerçeği yazmak zorunda değil misiniz?
- Vous devez dire la vérité?
Bu yüzden, insanları deforme edip hasta ediyor. Bay von Bohm, siz kendiniz hasta değil misiniz?
Qui dénature, défigure, rend malade!
Peki ya siz Coccioli? Siz de iğrenç biri değil misiniz? En iyi şekilde davrandım ben!
- C'est vous, le dégueulasse.
Birbirinize aşık değil misiniz yani?
Vous ne vous aimez pas?
Biz, Amerikalıları korumak için buradayken, ifadenizin saçmalığının farkında değil misiniz?
C'est osé, vu qu'on est là pour protéger les citoyens américains.
Öyle değil misiniz?
C'est pas ce que vous êtes?
Bu merdivenin aydınlatması kadınların ruhunu okşamıyor. Aynı fikirde değil misiniz Bayan von Hasberg?
Cet éclairage dans les escaliers ne nous avantage pas, vous ne trouvez pas,
Farkında değil misiniz?
Vous ne comprenez pas?
Yani zengin değil misiniz?
Quoi, vous n'êtes pas riche?
- Sakin olun, siz arkadaş değil misiniz?
- Allons, vous êtes amis, non?
- Burt Reynolds değil misiniz?
- Vous n'êtes pas Burt Reynolds?
Şimdi, yavrum, karar vermelisiniz. Bizimle misiniz yoksa değil misiniz?
Maintenant, ma petite, il faut vous décider, vous êtes avec nous ou contre nous.
Değil misiniz?
Vraiment?
Değil misiniz?
Je ne suis pas docteur! Vraiment?
Siz Bay Osborne değil misiniz?
Ce n'est pas celui-là, M. Osborne?
Siz Willie Scott değil misiniz, şu ünlü Amerikan vokalist?
N'êtes-vous pas Willie Scott, la célèbre chanteuse?
Siz sınır ülkeleri'nin en iyi kılıç ustası Yupa Miralda değil misiniz?
Vous êtes Yupa Miralda, le meilleur épéiste de toutes les terres frontalières, n'est-ce pas?
Üsten değil misiniz?
Je vous avais pris pour...
Affedersiniz, siz ünlü Amerikalı rock yıldızı Nick Rivers değil misiniz?
Excusez-moi. Vous êtes bien Nick Rivers, le rocker américain?
Nedensiz sinirsel lezyonlar üzerine yazılmış şu makalenin sahibi değil misiniz, siz?
Vous n'avez pas écrit un livre sur des lésions nerveuses peu connues?
- Ernie Pantusso değil misiniz siz? - Seve seve yaparım.
- Ne seriez-vous pas Ernie Pantusso?
Evde olduğunuz için mutlu değil misiniz?
Pas contente d'être à la maison?
Neyse, kristal ve porselenlerimi getirdiğim için memnun değil misiniz?
N'êtes-vous pas content que j'aie mon service en cristal et ma porcelaine?
Teknisyen olmak için genç değil misiniz?
Vous êtes un peu jeunes, non?
Merak ediyordum, acaba bana söyleyebilir misiniz, saat 17 : 00, 17 : 30 bir boğa güreşi için bıraz geç bir zaman değil mi?
Est-ce prudent de toréer le soir vers 17h30?
Bir şey değil. Yani kolayca satabilir misiniz?
Vous pouvez donc nous vendre facilement.
Çok başarılı değil ama acaba bu adamı teşhis edebilir misiniz?
Ce n'est pas exactement un chef-ïœuvre, mais je me demande si vous pouvez identifier ce type.
Bay Durbeyfield değil misiniz?
Vous êtes M. Durbeyfield.
Aynı fikirde değil misiniz?
Vous ne trouvez pas?
İlginç kongre değil mi? Siz gazeteci misiniz?
C'est intéressant, hein?
Zaten bağımsız değil misiniz?
Je n'y comprends plus rien.
Özel bir şey değil, sadece kızarmış peynirli ekmek. Siz de ister misiniz?
C'est pas grand-chose, mais voulez-vous partager mon sandwich grillé au fromage?
İkiniz aynı fikirde misiniz yoksa değil mi?
Vous êtes d'accord ou pas d'accord?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]