Geciktiniz traducir francés
295 traducción paralela
- Neden geciktiniz?
M. Byam, pourquoi ce retard?
- Geciktiniz. - Evet.
- Vous êtes en retard.
Geciktiniz. Tanışmayla vakit kaybetmeyeceğim.
Je n'ai pas le temps de faire les présentations.
Evet, geciktiniz, değil mi?
Vous êtes en retard.
Çok geciktiniz, affedilmez bir davranış. - Gerçekten affedilmez.
Amy avait promis de la musique.
Geciktiniz, bayım.
Vous êtes en retard, Monsieur.
Geciktiniz!
- Tu as vu l'heure?
Geciktiniz ama rahip çok iyi.
Le curé te pardonnera ton retard.
Neden geciktiniz?
Qu'est-ce qui vous a retardé?
- Geciktiniz. - Biliyorum.
- Vous êtes en retard.
Neden geciktiniz?
Que faisiez-vous?
Azıcık geciktiniz, Bay Ferrante, hemen yayına girmek zorundayız.
Vous êtes un peu en retard, et nous devons prendre l'antenne.
- Bayan Marina, geciktiniz.
- Vite, MIle Marina!
Günlerce geciktiniz.
- Vous êtes foutrement à la bourre.
- Geciktiniz, hem yorgunum.
- Je suis fatiguée.
Geciktiniz.
Vous êtes en retard.
On yıl geciktiniz.
De 10 ans.
- Epey geciktiniz.
- Vous avez mis le temps!
Posta için geciktiniz, Bayan Benham.
Vous êtes en retard pour la poste.
O yüzden mi geciktiniz?
C'est votre anniversaire?
Bir saat beş dakika geciktiniz.
Vous devriez être là depuis une heure et cinq minutes.
Bayan Chester, neden bu kadar geciktiniz?
Melle Chester, comme vous en avez mis, du temps!
- Geciktiniz, Bay Kelly.
- Vous êtes en retard.
Hey geciktiniz!
C'est pas trop tôt!
Rapor vermekte geciktiniz.
Vous étiez en retard pour le contact...
- Güzelsiniz ama geciktiniz.
- Vous êtes en retard.
Bir saat geciktiniz.
T'as une heure de retard.
Bay Kirby akıl vermekte biraz geciktiniz.
Le conseil vient un peu tard.
- Neden geciktiniz?
- Pourquoi ce retard?
- Üç yıl geciktiniz.
- Trois ans de retard.
- İki saat geciktiniz! Buralarda sabah saat 6'da işe başlarız.
Le boulot commence à 6 heures ici.
Bir buçuk saat geciktiniz.
Tu viens avec 90 minutes de retard.
İki saat geciktiniz! Bu kıyafetiniz ne?
Vous arrivez avec 2 heures de retard et déguisé en quoi?
Dün 20 dakika geciktiniz. Bugün nereden baksan 40 dakika.
Hier on avait 20 minutes de retard, aujourd'hui vous en avez près de 40.
Sheng bey, neden bu kadar geciktiniz?
M. Sheng, pourquoi êtes-vous en retard?
- Geciktiniz, Doktor. Sizi bekliyorlar.
- Vous ëtes en retard, on vous attend.
Neden bu kadar geciktiniz?
Qu'est-ce qui vous a pris aussi longtemps?
Bay Ho, niye bu kadar geciktiniz? İdamı izlemeye mi gittiniz?
Professeur, êtes-vous allé voir l'exécution?
- Geciktiniz.
- Vous êtes en retard.
Geciktiniz.
Tu es en retard.
Çok geciktiniz.
L'embarquement est terminer, messieurs.
Çok geciktiniz.
Vous venez tard. Je voulais aller dormir.
Geciktiniz evlat.
Tu es en retard, mon pote.
- Evet, geciktiniz.
- Oui, en retard.
Baxter, Hawley, geciktiniz, bu çok kötü bir başlangıç.
Baxter, Hawley, vous êtes en retard, ça commence mal.
- Geciktiniz beyler.
- Vous êtes en retard.
Geciktiniz. Özür dilerim, yapmam gereken ufak bir işim vardı da.
- Vous êtes en retard.
Bugün geciktiniz.
Ça va, Charles?
Biraz geciktiniz.
On va être en retard.
Mademoiselle, neden bu kadar geciktiniz?
Pourquoi ce retard?
Neden geciktiniz?
Qu'est-ce qui vous a retenus?
gecikme 24
geciktim 283
geciktin 152
gecikti 37
geciktim mi 32
geciktik 55
gecikiyoruz 26
gecikmem 16
geciktiğim için özür dilerim 58
geciktiğim için üzgünüm 64
geciktim 283
geciktin 152
gecikti 37
geciktim mi 32
geciktik 55
gecikiyoruz 26
gecikmem 16
geciktiğim için özür dilerim 58
geciktiğim için üzgünüm 64