Geç kaldın traducir francés
3,638 traducción paralela
- Geç kaldın.
- T'es en retard
Geç kaldınız, oturun.
Vous etes en retard. Asseyez vous.
Geç kaldın.
Tu es en retard.
Kahvaltı için biraz geç kaldın.
Un peu tard pour petit-déjeuner.
- Geç kaldın.
Vous êtes en retard!
Geç kaldın biraz.
Tu es en retard.
Çok geç kaldın. Parmağımı çoktan burnuma koydum.
Trop tard, j'ai le doigt sur le nez.
Eğer gelişmiş göğüs kasları isteyeceksen geç kaldın çünkü sende zaten var.
Si ton voeu est d'avoir des pectoraux bien dessinés, inutile, c'est déjà le cas.
- Geç kaldın.
Tu es en retard.
Geç kaldın diyorsam, geç kalmışsındır.
Si je dis que vous êtes en retard, vous l'êtes.
Tang Yunlong, geç kaldın. Kaybettin.
Tang Yunlong, vous êtes en retard.
Amma geç kaldınız.
T'en as mis du temps.
Neden bu kadar geç kaldın?
Tu es très en retard.
Katie. Geç kaldın.
Tu es en retard.
Pekâlâ baylar, bakın, bu iş için biraz geç kaldınız.
Ok les gars, écoutez... Vous êtes un peu en retard ok? Que signifie "en retard"?
Eğer paranı geri almaya geldiysen geç kaldın.
Si tu es venu récupérer ton argent, tu arrives trop tard.
- Evet. Üzgünüm, geç kaldın.
Trop tard, j'y suis.
Geç kaldınız.
Vous arrivez trop tard.
Hafta sonunu birlikte geçirmek için dün gece Rusty'i alman gerekiyordu. En erken bugün gelebileceğini söyleyerek onu başından attın. Şimdi de iki saat geç kaldın.
Vous êtiez supposé venir chercher Rusty pour passer votre premier week-end ensemble hier soir, et vous l'avez rejeté en disant ne pas pouvoir venir avant aujourd'hui, et maintenant vous avez deux heures de retard, et Rusty ne veut plus y aller.
- Bunun için biraz geç kaldın.
C'est un peu tard pour ça.
Geç kaldın.
Un peu en retard.
Biraz geç kaldın.
C'est un peu tard pour ça.
"Bunun beni ne kadar incittiğini ve kızdırdığını anlatamam... "... ama birçok kez geç kaldın.
" Je ne peux te dire combien cela me peine et m'énerve, mais tu as été en retard trop souvent.
- 10 dakika geç kaldın.
- Tu as 10 minutes de retard.
Geç kaldın, Bayan Watson.
Vous êtes en retard, melle Watson.
Geç kaldın!
Tu es en retard!
Özür dilerim. Benim yüzümden geç kaldın.
Désolé je t'ai mise en retard.
- Eğer beni öldürmeye çalışıyorsan bunun için geç kaldın.
- Si tu essaies de me tuer, c'est trop tard.
Niye bu kadar geç kaldınız?
Pourquoi es-tu en retard?
Bugün geç kaldın.
Tu es en retard aujourd'hui.
Geç kaldın.
Tu étais en retard.
Evet, yine geç kaldın.
Yep, t'es encore en retard.
Geç kaldın.
- T'es en retard.
Geç kaldık, kusura bakmayın.
Désolé, on est en retard.
Sadece biraz geç kaldınız.
Vous êtes arrivée un peu trop tard.
- Merhaba. - Kusura bakmayın, geç kaldık.
- Désolé, on est en retard, les gars.
Geç kaldın.
Vous rentrez tard.
Senin olmadığın bir minibüs istemek için çok mu geç kaldım?
J'aurais dû demander un bus sans toi.
Havaalanını arayıp hava muhalefeti sebebiyle mi geç kaldıklarını soracağım.
Je vais vérifier avec l'aéroport pour voir si le temps les a retenus.
Birkhoff, Eğer Henderson'ın peşindeyse, biz çok geç kaldık Onu uyarabilrmisin?
Birkhoff, s'il est après Henderson, nous sommes trop tard. Est-ce que tu peux le prévenir?
Geç kaldığı için Porter'ın suratına yumruk atmam rahatlatır.
Frapper Porter a cause de son retard.
Geç kaldın.
Vous êtes en retard.
Bakın, hemen gitmek istemezdim ama zaten geç kaldım ve patronum çok sinirli ve agresif bir ayık.
Ecoutez, je deteste faire des traces, mais je suis déjà en retard, et mon patron est nerveux et calmez vous.
- Niye bu kadar geç kaldın?
Hey. Qu...
Geç saatlere kadar kaldığın için teşekkür ederim.
Merci de rester si tard.
Ve benden üst rütbeli olabilirsiniz ama bu olayda yetkili benim. Geç kaldınız.
Vous êtes en retard.
- Geç kaldın.
Tu rentres tard.
Toplantıya başlamak istiyorum ama öyle görünüyor ki Carl'ın kız kardeşi gelip onu almak için geç kaldı.
Je voulais commencer la réunion, mais la soeur de Carl a un peu de retard.
Biraz geç kaldığımın farkındayım, George ama eğer bana...
Je sais que je suis en retard, George, mais donne-moi...
Geç mi kaldınız?
Trop tard?
Avatar sonunda kendine alan yaratmayı başardı. Ama maçın bitmesine 10 saniye kaldı, her şey için çok geç olabilir.
L'Avatar gagne enfin du terrain, mais à dix secondes de la fin, c'est sûrement trop tard.