Geç kaldınız traducir francés
673 traducción paralela
- Üç hafta geç kaldınız.
3 semaines trop tard!
Çok geç kaldınız, Bay Holmes.
L'accusé a été acquitté.
Geç kaldınız.
Je crains que ce ne soit trop tard.
- Bu akşam geç kaldınız bayan.
Vous êtes en retard, ce soir.
15 yıl geç kaldınız.
Elles arrivent 15 ans trop tard.
Korkarım Bay Holmes, birazcık geç kaldınız.
C'est trop tard, M. Holmes.
Biraz geç kaldınız.
Vous arrivez trop tard.
Yemek için çok geç kaldınız beyim.
On ne sert plus à cette heure.
Zaten çoktan geç kaldınız Bay Craster.
Il est déjà trop tard. Dites-lui pourquoi vous l'avez quitté.
- Geç kaldınız. - Geç mi?
Vous êtes en retard.
- Ama neye geç kaldınız?
Mes gants!
Geç kaldınız.
vous arrivez tard..
- Yemeğe geldiyseniz geç kaldınız.
Si vous venez pour dîner, c'est trop tard.
- Sizi bekliyordum. Geç kaldınız.
Vous êtes en retard.
Gideceğiniz yer Orient, ve geç kaldınız.
J'ai cru comprendre que vous allez en Orient et que vous avez été retardé.
- Biraz geç kaldınız.
Un peu tard.
Geç kaldınız.
Trop tard.
Ama yine de o resmi dilekçeyi verseniz diyorum. Biraz geç kaldınız, ama belki sayın yargıç bunu önemsemez. Delilik iddiamızı ciddiye aldığınızı jürinin de görmesini isterim.
Mais si malgré tout il vous plaisait d'introduire cette demande officielle, un peu tardive, c'est certain, et qu'il plaise á Son Honneur de la recevoir, alors que le jury sache que l'accusation fait cas de notre thèse de la démence.
Partiye geç kaldınız.
Vous arrivez un peu tard pour la fête.
Hoşgeldiniz, niye bu kadar geç kaldınız?
Bienvenue. Qu'est-ce que tu fais?
- Düşündüğümden geç kaldınız.
Vous avez été plus longs que je le pensais.
- Endişe etmek için geç kaldınız.
- Il est bien temps de s'en inquiéter.
- Geç kaldınız.
- C'est un peu tard.
10 dakika geç kaldınız.
Vous l'avez loupé de 10 mn.
Bir şey yemek için geç kaldınız.
Vous devez manger quelque chose.
Ancak amaçları için biraz geç kaldınız.
Seulement c'est un peu tard.
- Geç kaldınız bay La Boof.
- Vous êtes en retard, M. La Boof.
çok geç kaldınız, bayım.
C'est trop tard.
- Geç kaldınız.
- Mais vous êtes en retard.
- İki saat geç kaldınız, hanımefendi.
- Tu as deux heures de retard.
Şimdi, dinleyin, Jay, Tina, ikinizde geç kaldınız.
Jay, Tina, vous êtes tous les deux en retard.
Yardıma geleceğinizi söylemişti ama çok geç kaldınız.
Jim MacKay nous a parlé de vous. Il a dit que vous viendriez aider. Mais vous êtes arrivé trop tard.
- Geç kaldınız.
- Tu es en retard.
Biraz geç kaldınız.
- Vous êtes en retard.
Bay Cohen, geç kaldınız.
Cohen, vous êtes en retard.
Geç kaldınız.
Vous êtes en retard.
Dokuz küçük kızılderili oğlan geç vakte kadar oturdu, biri aşırı uykuya daldı ve geriye sekiz kaldı.
"Neuf petits Indiens se couchèrent tard. " L'un ne se réveilla pas, il n'en resta que huit.
- Zaten geç kaldık bile. - Hazır mısınız?
- On l'est déjà.
Yoksa geç mi kaldınız bay Keith?
Vous avez été retenu, M. Keith? Tu t'es trompé, Tom.
Kızımın mezuniyet törenine geç kaldım.
Je suis en retard pour la remise des diplômes de ma fille.
Geç kaldın. Danslarımızın birçoğu bitti.
Il ne me reste plus une danse!
Çok geç kaldınız.
- Vous en avez mis du temps.
Geç kaldığı için ona biraz kızmış mıydınız?
N'en étiez-vous pas un peu fâchée?
İçimden bir ses biraz geç kaldığınızı söylüyor.
On dirait que vous vous y prenez un peu tard.
Çok geç kaldınız.
C'est trop tard!
- 20 dakika önce bekliyordu. Ama geç kaldığınız için yerinize başka bir hastayı aldı.
Vous étiez en retard, il a donné votre tour au malade suivant.
Yanlış dosyada. Seçim yapın ama çok geç kaldığınızı unutmayın.
Faites votre choix, mais ne traînez pas.
Geç kaldık. On dakikamız var.
On n'a que 10 minutes.
Onu tamir ettirmeğe gittiğinizi, bu nedenle satranç maçına bir kaç dakika geç kaldığınızı söylemiştiniz.
Vous m'avez dit être en retard car vous étiez allé le faire réparer.
Neden geç kaldığınızı öğrenmek isterim.
Donnez-moi la raison de votre retard.
Geç kaldığımız için bağışlayın bizi, Yüzbaşı.
Votre honneur, excusez notre retard :