Hayat böyle traducir francés
2,812 traducción paralela
Fakat gün gelip olacak. Hayat böyle yürüyor.
Plus pour longtemps, c'est la vie.
Hayat böyle işliyor hayatım.
C'est le cercle de la vie, chérie.
Hayat böyle işliyor hayatım.
C'est le cycle de la vie, ma douce.
Kendini toplaman gerek. Hayat böyle şeylere harcanmayacak kadar kısa.
Ressaisis-toi, la vie est trop courte.
Hayat böyle yavrum. Hayat böyle.
Ça, c'est la vie... c'est la vie!
Hayat böyle!
C'est la vie!
Ama şunu bil ki hayat böyle
Mais.. ... je te le répète : vivre m'est devenu insupportable.
Hayat böyle küçük ironilerle dolu.
La vie est remplie de ces petites ironies.
Sanki hep tatildesin. Bu nasıl hayat böyle?
Ici on se croirait tout le temps en vacances!
- Hayat böyle işte.
- C'est la vie.
Hayatım böyle mi geçsin?
C'est ce que vous voulez?
Böyle bir hayat yaşamak hoşuma mı gidiyor sanıyorsun?
Vous croyez que j'aime vivre comme ça?
Parayla davaya giren bir jüri üyesi... 25 yıllık savcılık hayatımda böyle bir şey görmedim.
Un juré qui s'impose à un procès? En 25 ans de carrière, je n'ai jamais rien vu de tel.
Ben böyle doğmamış olabilirim, ama bu benim hayatımın büyük bir parçası.
Je ne suis peut être pas née ainsi, mais je dois vivre avec.
Hayatının geri kalanını böyle odalarda geçirecek olan kendimin şerefine.
À ma santé, moi qui vais passer ma vie dans ce genre de salles.
O iyi ama aynı zamanda şu anda hayatımda böyle bir şeye ihtiyacım yok gibi.
Et tu es mignonne, ce qui craint. Parce que c'est, mince! Elle est bien mais, en même temps, je me dis que je n'ai pas besoin de ça dans ma vie.
O yüzden böyle hayat dolu ve renkli bir insanım.
Ça me rend pétillante et enjouée.
Hayatımda hiç, böyle bir şey yapmamıştım!
Je n'ai jamais fait un truc pareil dans toute ma vie.
Annie, hayat konusunda tecrübesiz olmanın merak uyandırdığını biliyorum, ama böyle sorular seni biraz homofobik gösteriyor.
Annie, je sais que ton manque d'experience crée de la curiosité, mais des questions comme ça peuvent te faire passer un peu pour une homophobe.
O aptal lafı etmesen hayatım böyle tersine değişir miydi?
- Ta remarque débile a changé ma vie. - C'est pas incroyable?
Ömrü hayatımda böyle bir tavuk yemedim ben.
- Je découvre des goûts.
Hayatımda böyle bir şey görmedim ben.
- Je n'ai jamais rien vu de tel. - Belle prise, Bill.
Biz hayatımızı böyle kazanıyoruz, böyle geçiriyoruz.
Ceci, c'est notre travail, notre vie.
Hayatımı böyle yaşıyorum.
C'est comme ça que je vis ma vie.
Hayatımda böyle bir şeye yer veremem.
Je ne peux pas me permettre de vivre ça.
-... ama hayat hep böyle sürmeyecek...
Mais ça passera... Au revoir, M. Barthes.
Bu yüzden de hayatım böyle karman çorman.
C'est pourquoi ma vie était un tel désastre.
Biz sana hayatı armağan ettik. Böyle mi teşekkür ediyorsun?
On te donne une vie et tu nous remercies comme ça?
"Hayatımda böyle bir katliam görmemiştim."
"Je n'ai jamais vu une pareille boucherie."
Onunla böyle bir hayatın olamazdı
Que tu ne peux pas avoir avec elle
Hayat böyle ne yazık ki.
Et c'est la vie, j'en ai peur.
Ve hayatım şu anda böyle.
C'est ça, ma vie aujourd'hui.
Böyle bir seks, daha önce hayatımda yapmadım ben.
J'avais jamais connu auparavant ce genre d'expérience sexuelle. - Oh...
Sofia daha iyi bir hayat yaşayacak, bundan böyle ezilmeyecek.
Une meilleure vie pour Sofia, elle ne sera plus aussi naze.
hayatım boyunca pek çok belaya bulaştım ama böyle bir şeyi hiç yapmadım.
J'ai pas mal déconné dans la vie, mais j'ai jamais fait un truc comme ça.
Bilirsin böyle şeyler insan hayatında olur ve her şeye bakış açını değiştirir.
Vous savez, quand quelque chose comme ça se produit dans votre vie, ça change la façon dont... dont vous voyez tout le reste.
Hayatını nelere harcıyorsun böyle?
Qu'est-ce que tu fous de ta vie?
Tüm hayatı, böyle bir olay için, hazırlanmakla geçti.
Il a passé sa vie à s'entraîner dans l'attente de cet instant.
Hayatım böyle olmalıydı.
C'est ça que je devrais vivre...
Daha önce hayatımda hiç böyle bir şey görmemiştim.
Je n'ai jamais rien vu de tel dans ma vie.
- Hayatımda böyle bir şey görmedim ben!
Je n'ai jamais rien vu de tel de ma vie!
Hayatımı böyle davranan biriyle nasıl geçireceğim bilemiyorum.
Et dire que je vais passer ma vie avec quelqu'un... qui se comporte comme ça...
adamım, hayatında böyle şeylerle karşılaşır herkes, müteşekkir olacaksın, bu, bu senden yapılmasını istediğim birşey prensesi koru ve ona zarar vermek isteyen herşeyi yok et tek bir sacına dahi barbarlar yada çinliler tarafından zarar gelmesin anlaştık mı?
Tu n'es même pas libre, et ils te sollicitent... Espèce d'ingrat! Protégez le prince de ceux qui lui voudront du mal, qu'ils soient barbares ou Chinois.
Hayatımın geri kalanını böyle mi geçireceğim? " diye düşünürdüm.
Ca va être ça, toute ma vie? "
Onu korumak için. Çünkü kadıncağız hayatına ilk kez böyle mutlu.
Pour la première fois de sa vie, elle est enfin heureuse.
Önümüzde hâlâ bir hayat var. Belki de böyle bir yer.
Il y a encore une vie pour nous un endroit comme celui ci.
Otis, bir çocuğun canı için hayatını veren kardeşimiz bundan böyle en kıymetli varlığımızdır.
Otis qui donna sa vie pour sauver un enfant, plus que jamais, notre bien le plus précieux.
Ama sen böyle hayatımın fırsatı deyince ben bozuluyorum ya.
Et toi, comment quand tu dis l'occasion de ma vie moi je m'aigris. Comprends-moi un peu.
İstemiyorum! Böyle bir hayat istemiyorum baba!
Je n'en veux pas de cette vie, moi!
Dinle, hayatımın altı yılını çok kıskanç biriyle geçirdim ve gelecek altı yılımı da böyle geçirmeyeceğim.
J'ai passé six années de ma vie avec un jaloux maladif. Je ne passerai pas les six prochaines de la même façon.
Böyle olaylar, hayat ve fırsatların geçici olduğunu hatırlatır.
Ce sont des événements de ce genre qui nous rappellent à tous à quel point la vie et les occasions sont fragiles.
hayat böyledir 25
hayat böyle işte 18
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle şeyler söyleme 28
hayat böyle işte 18
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle şeyler söyleme 28
böyle yapma 93
böyle bir şey olmayacak 25
böylelikle 44
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böylesi 17
böyle gelin 49
böyle bir durumda 32
böyle söyleme 179
böyle bir şey olmayacak 25
böylelikle 44
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böylesi 17
böyle gelin 49
böyle bir durumda 32
böyle söyleme 179