English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ H ] / Hiç sanmam

Hiç sanmam traducir francés

664 traducción paralela
Hiç sanmam. Çok pahalı bir şey bu.
C'est vraiment la classe.
Beni hatırlayacağını hiç sanmam.
Mais sans doute pas de moi.
Hiç sanmam.
Je ne crois pas.
- Hiç sanmam.
- Ça m'étonnerait.
- Hiç sanmam.
- Je ne le crois pas.
Sonraki bölümü seveceğini hiç sanmam.
Je ne crois pas que vous aimerez la clause suivante.
Hiç sanmam.
J'en doute.
- Dinle, hiç sanmam senin...
- Écoutez, si vous ne...
O başkasına söylemediyse, ki söyleyeceğini hiç sanmam.. -... hiç kimse.
À moins qu'il en ait parlé... ce dont je doute... personne.
Hayır, hiç sanmam.
Non, pas vous.
10,000 dolar için bunu dert edeceğinizi hiç sanmam Bay Dellarowe!
Pour 10 000 $, je ne pense pas qu'il vous manquera.
- Hiç sanmam.
- Sûrement.
- Hayır, gelebileceğimi hiç sanmam.
- Non, tu sais que je ne peux pas.
- Sence orayı satar mı? - Hiç sanmam.
- Elle la vendrait?
Hiç sanmam. Çavuş Galovitch bana özür borçlu.
- Non, mon capitaine... c'est lui qui me doit des excuses.
- Hiç sanmam. Seni benim üstüme kim gönderdi, çocuk?
Tu fais fausse route.
Hiç sanmam.
- Je ne crois pas.
- Hiç sanmam. O kadarını anlattığı için bile korktuğunu anladım.
Je voyais qu'il avait peur, de parler autant qu'il le faisait.
Hiç sanmam. O sıkılmazdı.
Jamais de la vie.
- Hiç sanmam.
- J'aime mieux pas.
Benim mi? Hiç sanmam.
Non...
Hiç sanmam.
Aucune chance!
Hiç sanmam.
Sûrement pas.
Hiç sanmam.
Pas tout à fait.
Peki, yalnızlık çekmez misin? Hiç sanmam.
Je trouve ça très triste malgré tout.
Hiç sanmam.
Je ne compterais pas là-dessus.
Hayır, hiç sanmam.
J'en doute.
Hiç sanmam dostum.
Ça m'étonnerait.
Önce polis bulursa, çeyrek milyon doları bize vermeyi düşüneceklerini hiç sanmam.
Si la police le trouve avant moi il est vraisemblable qu'ils ne me donneront pas le quart d'un million de $. - Oh, Adam mais...
Daha sık mı gelir? Hiç sanmam.
Ça m'étonnerait.
Santa Rosita'ya gideceklerini hiç sanmam.
Ils vont pas aimer ça, à Santa Rosita.
Hiç sanmam.
Pas de danger!
- Hiç sanmam.
- je ne pense pas.
- Hayır, hiç sanmam.
- Non, je ne pense pas. - quoi?
- Hiç sanmam. - O halde bir başkası için taktı.
- je pense qu'elle l'a porté pour quelqu'un d'autre.
Hiç sanmam. Okudum.
je pense pas - je l'ai lu.
- Hayır hiç sanmam.
Je ne crois pas.
- Hiç sanmam.
Vous voulez parier?
Seni bu gece buraya niçin getirdiğini de biliyorum. Beni sınamak için mi? Hayır, hiç sanmam.
S'il vous a amené ce soir, ce n'est pas pour m'éprouver, je ne crois pas, mais plutôt...
Şimdi daha iyiyim ama... O kadar korkutucuydu ki bir daha aklımdan çıkacağını hiç sanmam.
Je suis à présent remise, mais je suis terrorisée et je ne cesse de revivre cet affreux moment.
Doğu rüzgarı geliyor Watson. Hiç sanmam.
- Je ne crois pas.
- Bizi görebilirler mi? - Hiç sanmam.
- Ils nous voient?
Hiç sanmam, Japonya olmaz.
Ça m'étonnerait.
Billy'nin de hiç umurunda olacağını sanmam.
Je ne pense pas que Billy en souffrirait, vraiment.
Oh, hayır, artık hiç kimsenin bana yardım edebileceğini sanmam.
Oh, non, personne ne peut m'aider maintenant.
Hiç sanmam, efendim.
Non.
- Hiç de sanmam. Ah! Ayağıma bastın.
Vous m'avez marché sur le pied.
Kampüsü hiç terkettiğini sanmam, sanki gidecek başka yeri yokmuş gibi.
A croire qu'il n'a jamais quitté l'École et n'a pas d'autre refuge.
- Hiç görmedim. Hoşlanacağını sanmam.
C'est pas beau à voir.
Hiç birimizin unutacağını sanmam.
Je pense que personne ne peut oublier.
O şatodaki hiç kimsenin bir daha konuşabileceğini sanmam.
Personne ne parlerait plus dans ce château.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]