English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ H ] / Hiç şansın yok

Hiç şansın yok traducir francés

983 traducción paralela
Hiç şansın yok, Rosie.
Ne te fatigue pas, Rosie.
- Burada hiç şansın yok.
- Vous aurez du mal ici.
Kaçmak için hiç şansın yok, Ann.
Vous ne pouvez fuir.
Hiç şansın yok ki.
Vous n'avez aucune chance.
- Hiç şansın yok.
- Pas question.
Hey, sen! Hiç şansın yok!
Tu n'as aucune chance!
Sanki suç mahallinde bulunmuş gibi. Sevgili Blore : Bence hiç şansın yok.
Cher Blore, à mon avis, vous n'aboutirez à rien.
Joe, hiç şansın yok.
Tu n'as pas une chance.
- Hiç şansın yok.
- Tu n'as aucune chance.
Hiç şansın yok. Damadım olduğun sürece Cotterell'de çalışacaksın, başka hiçbir yerde değil.
Tu n'as pas de chance, tant que tu es mon gendre, tu travailleras pour Cotterell et personne d'autre.
Hiç şansın yok.
Me rendre.
Ona karşı hiç şansın yok.
Fais pas ça.
Jarrett, hiç şansın yok.
Tu n'as aucune chance!
Kadınlar konusunda hiç şansın yok. Reddettiler.
Tu n'as pas de chance, ses parents refusent.
Ama katilin hakkında mı? Hiç şansın yok. Bu işe yaramazsa, bu konu için ne yapacaksın?
Mais sur l'assassin, rien!
Defol. Hiç şansın yok.
Tu ne pourras jamais t'en sortir.
Hiç şansın yok.
Vous ne vous en sortirez pas.
Sanırım sormaya hiç hakkım yok, Joe.
Je n'ai sans doute aucun droit de te questionner.
Böyle devam ederseniz, hiç şansınız yok.
Vous perdriez même contre des débutants.
Bu sezon hiç şansım yok.
Je n'ai pas de chance cette année.
Hiç şansımız yok.
On n'a aucun élément.
Hiç şansımız yok.
On n'a aucune chance.
Hiç şansı yok!
Il n'a aucune chance!
Lattimer'in adamlarına karşı hiç bir şansın yok.
Tu n'as aucune chance contre les hommes de Lattimer.
Hiç şansı yok.
Il n'a aucune chance.
- Hiç şansınız yok.
- Pas question.
Bizim yardımımız olmadan, hiç şansı yok.
Sans notre aide, il n'a aucune chance.
Buradaki durumu biliyorum ve hiç bir şansınız yok.
- ll n'y a aucune chance!
Hiç şansı yok.
Il n'a pas une chance.
- Hiç şansın yok.
Tu n'as aucune chance.
Gerçekleri hiçbir zaman gözardı edemem Lord Penrose ve koyunların boğazının parçalanması durumunun tartışmasız bir gerçek olduğundan hiç bir şüphem yok.
Je n'ignore jamais les faits. Les moutons égorgés sont sans conteste des faits.
Evet, bir adamın New York'daki bu dedektifler karşısında hiç şansı yok.
On n'a aucune chance avec les inspecteurs de New York.
Hiç şansımız yok.
II n'y a aucun espoir.
Bugün hiç şansım yok.
Je n'ai pas de chance aujourd'hui.
Bana nazar değmiş. Hiç şansım yok anlaşılan. Onları kimin öldürdüğünü bulmalıyım.
J'ai le mauvais œil, je n'arrive à rien mais je dois découvrir l'assassin.
Frank'ı affettirmek için hiç şansımız yok.
Nous n'avons aucune chance d'obtenir un sursis pour Frank.
Wanda Skutnik'ten bir şey elde edemiyoruz. ve o olmadan da, elimizde hiç bir şey yok.
On ne peut rien obtenir de Skutnik... et sans elle, nous n'avons rien.
Ve o olmadan, hiç kanıtımız yok.
Et sans elle, il n'y a pas de preuve.
Hiç bir şansınız yok.
Vous n'avez aucune chance.
Güzelliğin, zekânın ve kusursuzluğun hiç şansı olmadığı şu dünyaya ait olmasındansa, yok olmasını yeğledim.
J'ai préféré la détruire plutôt que de lui imposer un monde oû le génie était vaincu d'avance.
Hiç şansının olamayacağı bir dünyada yok edildiğini görmektense şimdi terk edeceğim seni.
Je vous quitterais plutôt que de vous voir anéanti par un monde obtus et cruel.
Ona karşı hiç şansın yok.
Tu peux pas!
Hiç şansımız yok. Hoşça kalın dostlar.
N'insistez pas, adieu les amis!
Hiç şansınız yok.
Tu n'as aucune chance.
Kocası hariç hiç kimse girmeyecek. - Anlaşıldı, efendim. - Hata yapma şansın yok mu?
Ne laissez entrer que le mari.
Kadın muhabirlerin erkeklerin karşısında hiç şansı yok.
Les femmes-reporters ont fort à faire contre les hommes.
- Hiç şansınız yok. Onunla kavga etmeyin.
- Ne vous disputez pas avec lui.
- Hiç şansın yok. - En azından özür dileyeyim.
- Je voudrais m'excuser.
Başka bir dünya yok ve bu yolculuk hiç bitmeyecek.
Il n'existe aucun autre monde et ce voyage sera sans fin.
Hiç şansımız yok.
On n'a pas une chance.
- Onun hiç şansı yok. - Ne yapacağını düşünüyorsun?
Ces nouveaux fusils à répétition vont les décimer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]