English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ I ] / Iyi ama

Iyi ama traducir francés

33,856 traducción paralela
Bak, analiz ve adli inceleme iyi ama bütün bunlar zaman alıyor.
Écoute, les analyses et les rapports scientifiques c'est cool, mais tout ça prend du temps.
Yeterince iyi ama.
C'est assez, je pense.
Birlik seni iyi eğitmiş ama eğer tılsımı vermezsen benim de sana birkaç ders vermem gerekecek.
La Ligue t'a bien appris, mais si tu ne me donnes pas l'amulette, je vais devoir t'enseigner de nouvelles leçons.
Hırsızlar, gammazlar, iyi niyetli polisler hepsi de çeteme karşı geldi ama siz...
Des voleurs, des mouchards, des bons flics, ils se sont tous opposés à mon organisation, mais vous...
Hadi ama, "Doctor Alchemy" kulağa iyi gelmiyor gibi davranmayın.
Ne faites pas comme-ci vous n'aimiez pas "Docteur Alchimie".
Karanlık bir tarafın olabilir ama o tarafınla yüzleşirsen iyi tarafının galip gelmesini kolaylaştırır.
Il y a peut-être une partie sombre chez toi, mais si tu l'affrontes, c'est le bon côté en toi qui gagnera.
İyi hale de getiremedik. Muhtemelen benim suçum ama böyle devam etmesini istemiyorum. Suçu ben üstleniyorum.
On n'a jamais réussi à trouver le bon et je le comprends.
Sana pek annelik yapmadığımın farkındayım ve telafi etmem gereken çok şey olduğunun da ama şunu çok iyi biliyorum ki bir katil yetiştirmedim.
Je... Je sais que je n'ai pas grand chose d'une mère, et que j'ai beaucoup à faire pour y parvenir, mais je sais que je n'ai pas élevé une tueuse.
Başarısız olursam Dünyama geri dönerim ama başarılı olursam sadece kendimi affettirmekle kalmam, ayrıca iyi bir şey yapmış olurum.
Si j'échoue, je vais "pfft" directement vers ma Terre, mais si je réussis, j'aurais réussi pas juste en m'ayant racheté mais aussi... j'aurais fais quelque chose de ma vie.
Üzgünüm hayatım ama beni iyi dinle.
Je suis désolé chérie mais écoute bien.
Ama başarılı olursam bir kere iyi bir şey yapmış olurum.
Si je réussis, j'aurai fait du bien de ma vie.
Ama Barry'nin senden iyi olduğunu düşündüğüm için değil.
Pas parce que je pense que Barry vaut mieux que toi.
- Yine Kid Flash'tım ama bu seferki iyi bir rüya değildi.
J'étais de nouveau Kid Flash, mais cette fois ce n'était pas un bon rêve.
Ama sadece seni korumanın daha iyi bir yolunu bulana kadar.
Mais seulement jusqu'à ce que nous comprenions Un meilleur moyen de te protéger.
- Çok iyi bir plan ama.
- Plutôt un bon plan. - Baisse ta main.
- Julian güçlerin olunca tek seçeneklerin iyi veya kötü olmak olduğunu düşündüğünü biliyorum ama dünya böyle dönmüyor.
Julian... Mec, je sais que tu penses qu'avoir des pouvoirs est un jeu binaire, que vous soyez gentil ou méchant, mais la vie n'est pas comme ça, même pour les métas. Écoute.
Yeni bir ekip kurmanın iyi bir fikir olduğunu söylemiştim biliyorum ama elimizde özenti bir Laurel Lance tuhaf paçavradan bir adam, bir deli ve Curtis var.
Je sais que j'ai dit que c'était une bonne idée de former une équipe, mais qu'est-ce qu'on a... Une future Laurel Lance, un mec en chiffons bizarre, un aliéné, et Curtis?
İyi niyetli olduğunu anlıyorum ama politika gerçeğin sanatıdır.
Je peux voir que vous avez de bonnes intentions, mais la politique est l'art du réel.
İyi bir adama benziyorsun. Ama sen politikacı değilsin.
Vous avez l'air d'être un gars bien, mais vous n'êtes pas un vrai politicien.
Ama iyi bir sebep için.
Mais c'est pour une bonne cause.
Evet ama, daha iyi bir çözümüm var.
Je m'en souviens, mais j'ai une meilleure solution.
Çizimim pek iyi değildir. ... ama ortaya böyle bir şey çıktı.
Je n'ai jamais été un artiste, mais c'est ce que j'ai réussi à faire.
Seninle gelmeyerek iyi bir partner olmanın ilk kuralını çiğnedim ama çok önemli bir iş teslimim vardı.
J'ai déjà brisé la première règle pour être un bon rencard en n'arrivant pas avec toi, mais ma date de remise d'article approchait rapidement..
Bazen sonuç iyi olur bazen de kötü. Ama sen sadece kötüye odaklanıyorsun.
Des fois, le résultat est bon, et parfois, il est mauvais, mais tu ne te concentres que sur le mauvais.
Değil ama ölümüne ramak kaldı. Aramız iyi yani.
Non, mais il a failli mourir, donc c'est bon.
İkisi de iyi fikir ama insanların yemek yerken beni gördükleri bir işim var.
Deux idées solides, mais j'ai un boulot où les gens me voient pendant qu'ils mangent.
Bir şey bulamadık ama iyi bir haber var.
Impasse. Mais il y a quelques bonnes nouvelles.
Ama iyi haberlerim var ; Verilerime göre her iki gezegen de nispeten huzurlu.
Bonne nouvelle : d'après mes données, les deux planètes sont pacifiques.
Bak, kimse bunu benden daha iyi anlayamaz, ama savaşta zor seçimler yapmak zorunda kalabiliriz.
Je comprends mieux que quiconque, mais en temps de guerre, il faut faire des choix difficiles.
Bugünkü hava tahminlerinde yağmur görünüyor ama iyi tarafından bakın.
Aujourd'hui on prévoit de la pluie. Mais, regardez le bon côté des choses.
Bulut kalsın ama şimşek çaksa iyi olacak.
Le nuage peut rester, mais la luminosité doit éclater.
Aslında yakın olmamızı isterdim ama en sevdiğimiz kitaplarla başlayarak kocamın cinsel organına doğru çıksak daha iyi olur.
À vrai dire, j'aimerais qu'on soit plus proches, mais on peut commencer par nos livres préférés avant de parler des organes génitaux de mon mari.
Direkten döndü ama iyi şimdi.
Elle a eu chaud, mais ça va aller.
Olanlar için üzgünüm ama burada kalmanız iyi olur.
Je suis désolé. On sera mieux ici.
Ama senin iyi taraflarından biri yalakalığa önem vermemen.
Je ne sais pas si tu es aussi bon que Redouane le dit. Mais un bon point :
Tek başıma halletmek istedim ama Eddy bunun en iyi seçenek olmadığına dair beni ikna etti. Özellikle de Brabant etrafımızda gezinip dururken.
Je voulais la mener seul, mais Eddy m'a convaincu que c'était risqué, surtout avec Brabant dans les parages.
Tanışmamızın o kadar iyi olduğunu söyleyemeyiz, ama bana bir bakın.
Si tu le dis.
Lewis hakkında pek emin değilim aslında. Ama Pat çok iyi biri.
Il était tout petit et très sérieux.
Ama iyi ki de çözememişim.
Mais je suis content de ne pas l'avoir fait.
Nathan James iyi savaşıyor ama uzun sürmeyecek.
Le Nathan James se défend bien, mais pas pour longtemps.
Çok kötü hem de. Kırmadığını söyleyemem. Ama annem bu trajediyle bildiğin en iyi şekilde nasıI başa çıktığını ve bunu kişisel olarak algılamamam gerektiğini söyledi.
Mais maman a dit que tu faisais de ton mieux pour gérer une terrible tragédie et de ne pas le prendre mal.
Ama bildiğim kadarıyla iyi biriydi.
Est-ce que Daniel et toi étiez arrivés à vous entendre avant qu'il ne parte?
İyi düşünmüşsün Ted, ama... Dürüst olmak gerekirse ben ona bir türlü bağlı hissedemedim.
C'est attentionné, mais, je n'y ai jamais été très attaché, à dire vrai.
İyi ama onu yapmayacağız.
- Pas.
Striptizci değilsiniz biliyorum ama şortunuzu çıkarma şansınız var mıdır acaba? İyi günler.
Passez une bonne journée.
Bak, olayın ne bilmiyorum ama daha iyi bir dedektif olmamı sağlıyorsun ve beni hep kolluyorsun.
Écoutez, Je ne sais pas ce que tu trafiques mais tu fais de moi une meilleure inspectrice. Et tu assures toujours mes arrières.
Yüksek okulda iyi notlar alabilmek de başarı ama neredeyse pantolonu üzerinde fermuarı kapalı herkes A almıyor mu orada.
C'est une chose d'avoir des bonnes notes dans un community college, où tout le monde a un A pour être venu avec un pantalon, braguette fermée.
İyi, ama açıklık getirmek için söylüyorum etrafta yürüyüp nefes alabiliyorsan hepsi benim sayemde.
D'accord, mais pour être claire, le fait que tu marche en respirant maintenant, c'est grâce à moi.
Hayır, ama istiyorum çünkü iyi anneler böyle yapar.
Non, mais je le veux car c'est ce que les bonnes mères font.
Ama Berkeley Körfezinde iyi okullar var.
Mais il y a de bonnes écoles dans la baie de Berkeley.
Ama zaten iyi olsaydım, o zaman daha çok satış yapıp kiramı tek başıma göze alabilirdim, değil mi?
Mais si j'étais meilleure, je vendrais plus de photos et je serais capable de payer le loyer moi-même, c'est ça?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]