Iyi gitti traducir francés
1,056 traducción paralela
Havalar çok iyi gitti. Yelkene çıktık.
Le temps est splendide, je suis allé faire de la voile.
Her şey iyi gitti mi?
Tout s'est bien passé?
PHILADELPHIA PATENİ İşler çok iyi gitti.
C'est certainement mieux comme ça.
Birkaç ay, iyi gitti ta ki Albay, bir üst subaya vurana ve beklemeksizin işten atılana kadar.
Pendant un certain nombre de mois, les choses allaient bien... jusqu'à ce que le colonel frappe un officier supérieur et fût simplement congédié.
Bence, çok iyi gitti.
Je crois que ça c'est très bien passé.
Önce soktuğunada biraz acı vericiydi, sonra daha herşey iyi gitti.
Quand il me l'a fourrée ça m'a fait un peu mal... et après ça allait.
Bugün oldukça iyi gitti, sizce de öyle değil mi efendim?
Ça a plutôt bien marché aujourd'hui, non?
- Yarbayla görüşmeniz iyi gitti mi?
- Ca s'est bien passé avec le commandant?
Uygun bir satışta şansım iyi gitti, söyleyeceğim şu ki, kitaplarımın bazılarını sattım.
Je suis tombé sur un ami avec de bonnes dispositions. C'est-à-dire... J'ai vendu quelques-uns de mes livres.
Bugüne kadar her şey iyi gitti.
Tout allait si bien.
... çok iyi gitti... kesinlikle çok iyi
J'ai des... des amis là-bas.
Her şey çok iyi gitti! Malzeme için ölüyorlar. Doğruca içeri girdim- -
"C'était super" / lls en rêvent, je suis arrivé...
Memphis'te iyi gitti. Evet. Gerçekten iyiydi bence.
Je crois que ça a bien accroché, à Memphis.
Ama neyse ki herşey iyi gitti,
Mais tout s'est bien terminé.
Larrabee teyit duruşması bugün çok iyi gitti.
L'audition de Larrabee s'est très bien passée.
Herşey iyi gitti mi?
- Tout s'est bien passé là-haut?
İyi, iyi gitti. Oyların yaklaşık % 80'nini aldım.
Bien, j'ai eu pour ainsi dire 80 % des votes.
Onca yıl şeflik hayatımda... iyi kötü bir çok anımız olmuştur! şansımız açıktı, işlerimiz hep çok iyi gitti!
Durant toutes ces années où j'ai été chef, nous avons eu la chance de ne connaître que des incidents mineurs.
Çok iyi gitti, aslında. Oğluyla birlikte aynı okulda olduğumu hatırladım. Arkadaşım da artık onun ortağı olmuş...
Il est associé avec son fils qui était à l'école avec moi.
Nakil iyi gitti mi?
Le transfert s'est bien passé?
En iyi arkadaşlarımdan biri Avustralya'ya gitti.
Ma meilleure amie est allée en Australie.
İyi gitti mi?
Tout s'est bien passé?
Daha büyük ve daha iyi işlerin peşinden gitti.
Elle est partie ailleurs.
Annem babama üç sene boyunca iyi katlandı, ölçtü, biçti, sonra uyandı bir gün ve bulduğu ilk işe yaramaz adamla kaçıp gitti. Bekle bir dakika. Dur!
mais je connais une meilleure méthode.
- Dün gece nasıl gitti? - Oldukça iyi.
- Bon match hier soir?
İlki ne kadar iyi gitti.
Ça s'est si bien passé!
İyi adam... hepsi gitti.
Tyler, très gentil. Mais parti.
O çakmağa gözkulak olsan iyi olur. Çok hoşuna gitti.
Tu devrais garder un oeil dessus Il a l'air de bien l'aimer.
İyi gitti mi Harry?
Ça s'est bien passé, Harry?
Golf nasıl gitti, iyi miydi?
Alors, ce golf?
- İyi gitti mi?
- Bonne promenade?
Bu hoşuna gitti mi? Daha mı iyi?
Et ça, c'est mieux?
Şimdi o toplumun en iyi kısmına karışıyor. Beni akşam yemeğine davet edecek kadar ileri gitti, mesela.
Le voilà qui se fait ouvrir les portes de Ia bonne société, qui se permet de m'inviter à dîner, moi!
Bence bu gece gayet iyi gitti.
Je crois que ça a bien marché, ce soir.
- Nası gitti? - Oldukça iyi.
- Comment ça s'est passé?
- İyi gitti.
- Ça s'est bien passé.
İyi gitti.
Ça s'est bien passé.
Tampopo ismi hoşuma gitti. Gayet iyi.
"Tampopo" c'est bien.
Morrie sonu geldiğini çok iyi biliyordu, ama en azından biraz havalı gitti.
Morrie savait qu'il était cuit, mais au moins, il est mort avec un peu de classe.
İlk defa bana açıklama şansı tanımadan çekip gitti. İyi de, neyi açıklayacaktın ki, Steve?
Ce que tu as là est, comme j'aime l'appeler, une carte de sortie de prison.
İyi gitti.
Bien.
Bay Data'nın içine attığımız bakış sağ olsun, şu ana kadar iyi gitti gibi.
Après sept ans, l'impressionnant Enterprise vient juste pour rapatrier un petit groupe de gens insignifiants.
Köprü'ye buradaki herkesin iyi olduğunu bildirin. Emredersiniz efendim. Gitti efendim.
M. Data m'a fait part de votre très bon comportement.
İşime devam ettim. İyi gitti ve dikkatimi dağıtacak ilgisiz şeyler olmadı.
Je repris le travail, qui avançait bien, sans être interrompue par des diversions intempestives.
Ne kadar iyi göründüğünün farkında değilsin. - Hoşuna gitti mi?
Tu n'imagines pas à quel point tu es chic.
İyi de July Teksas'a gitti, Peach.
July est parti au Texas, Peach.
Komşusu Bayan Mullen'ın yanından "iyi günler" bile demeden geçip gitti.
Il a croisé la voisine, Mme Mullen, sans un bonsoir.
Kendini iyi hissetmediğinden, eve gitti.
- Elle se sentait mal. Elle est rentrée.
- Nasıl gitti, Barley? - İyi.
- Ça s'est passé comment, Barley?
- İyi bari. - Maldivler'e gitti.
Il est aux Maldives.
- İyi gitti mi peki? - Evet.
Mais, ça était?
gitti 877
gittim 82
gittin mi 16
gittik 20
gitti mi 195
gittiler 272
gittiler mi 59
gitti işte 24
gittiğini sanıyordum 19
gittikçe kötüleşiyor 26
gittim 82
gittin mi 16
gittik 20
gitti mi 195
gittiler 272
gittiler mi 59
gitti işte 24
gittiğini sanıyordum 19
gittikçe kötüleşiyor 26
iyi geceler canım 50
iyi günler dilerim 40
iyi geceler sevgilim 30
iyi günler 2648
iyi geceler tatlım 84
iyi geceler 8675
iyi günler hanımefendi 25
iyi geceler millet 19
iyi geceler de 23
iyi geceler hayatım 33
iyi günler dilerim 40
iyi geceler sevgilim 30
iyi günler 2648
iyi geceler tatlım 84
iyi geceler 8675
iyi günler hanımefendi 25
iyi geceler millet 19
iyi geceler de 23
iyi geceler hayatım 33