English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ N ] / Ne olduğunu düşünüyorsun

Ne olduğunu düşünüyorsun traducir francés

530 traducción paralela
Kim bunlar? Yani, onların ne olduğunu düşünüyorsun?
Enfin, qui tu crois que c'est?
Briscoe, bunun ne olduğunu düşünüyorsun?
Briscoe, qu'est-ce que vous en pensez?
Yok ettiğin şeyin ne olduğunu düşünüyorsun?
Qu'avez-vous manqué?
Onların ne olduğunu düşünüyorsun, Doktor?
- Que sont-elles selon vous, Docteur? - Hum? Ces choses là-bas?
Ne olduğunu düşünüyorsun?
À ton avis, c'est quoi?
Sen görevinin ne olduğunu düşünüyorsun?
Mais en quoi consiste donc votre devoir.
Bunun ne olduğunu düşünüyorsun?
Qui croyez-vous que ce soit?
Ne olduğunu düşünüyorsun?
- Vas-y Qu'est-ce que tu penses qu'il est arrivé
Bunun ne olduğunu düşünüyorsun?
C'était quoi, à ton avis?
Peki, benim adımın ne olduğunu düşünüyorsun?
- À ton avis, je m'appelle comment? - Millie?
- Sen ne olduğunu düşünüyorsun, çok zeki olduğuna göre.
que pensez-vous qu'il lui est arrivé, si vous êtes si intelligent.
Ya koltuğun üstündeki şey Jim Bob... ne olduğunu düşünüyorsun?
Tu vois cette tache sur le siège? C'est quoi, d'après toi?
Bunun ne olduğunu düşünüyorsun?
Qu'est-ce que c'est?
- Bunun ne olduğunu düşünüyorsun?
- Qu'est-ce que c'est?
- Ne olduğunu düşünüyorsun?
- Que crois-tu que ce soit?
Ne olduğunu düşünüyorsun?
ça signifie quoi ceci pour toi?
Bunun ne olduğunu düşünüyorsun?
- C'est quoi ça?
Bay Lestingois'in sorumsuz biri olduğunu mü düşünüyorsun?
Alors vous ne trouvez pas M. Lintesgois sérieux!
- Ne? Bu ayak izlerinin katile ait olduğunu mu düşünüyorsun.
Ce serait les traces de l'assassin?
İstenmeyen kanıtları yok etmenin bu kadar kolay olduğunu mu düşünüyorsun?
Des preuves ne s'effacent pas si facilement.
O küçük hikayelerini uydurmaya başladığında - Onların sadece küçük hikayeler olduğunu biliyorsun, ama onlara öyle körü körüne inanmamızı istiyor ki sen de keşke inanabilsem diye düşünüyorsun..
Mais quand il raconte ses petites histoires, il y croit tellement lui-même qu'on ne peut que...
Neden bizim hayatlarımızın bir değeri olmadığını ama seninkinin çok önemli olduğunu düşünüyorsun?
Votre vie ne vaut pas plus que celle des autres. Tu ne comprends pas.
Nasıl isterseniz efendim. Yaşam masraflarının ne oranda olduğunu düşünüyorsun?
Sur quel pied pensez-vous vivre?
- Hepsinin benim hatam olduğunu mu düşünüyorsun?
- ce serait de ma faute? - je ne dis pas ça.
Eğer bu öğlen nerde olduğunu bulabilseydik şimdi nerede olduğunu daha rahat bulurduk. Ne düşünüyorsun, Brandon?
On pourrait mieux le localiser si on savait où il a passé l'après-midi.
Senin öldürülmene izin vermiyeceğim Çünkü ona borçlu olduğunu düşünüyorsun.
Je ne le laisserai pas te tuer parce que tu te sens redevable.
Ne kadar bir zamana gereksiniminiz olduğunu düşünüyorsun?
A ton avis, il te faudra combien de temps?
Niye söylemediğini biliyorum. Yanlış olduğunu düşünüyorsun.
Vous ne me l'avez pas dit, parce que vous pensez que c'est mal.
Ne üstünde çalışıyorlarsa bunun Jacobs'un ölmesiyle ilgisi olduğunu mu düşünüyorsun?
Vous pensez que leur travail a un lien avec la mort de Jacobs?
Bunun ne demek olduğunu düşünüyorsun?
Quel intérêt?
Messenger'in, bir çiftçi, bir veteriner, örtücü çırağı ve bir araba satıcısı ile ne bağlantısı olduğunu düşünüyorsun?
Quel rapport entre Messenger, un paysan, un vétérinaire, - un marchand, un garagiste?
Bir şeylerin seni sevmekten vazgeçmeme neden olduğunu mu düşünüyorsun?
- Quelque chose te fait penser que je ne t'aime plus?
- Bir şeyin üzerinde olduğunu mu düşünüyorsun?
- Elle était sur quelque chose? - Je ne sais pas, mais je dois trouver.
Bana güvenmenin ne kadar zor olduğunu da biliyorum. Volterra'da söylenilen şeylerin gerçek olabileceğini düşünüyorsun.
Même si tu arrives à étouffer le désir de savoir si ce qui s'est dit à Volterra était vrai.
Yahudi olduğunu mu düşünüyorsun?
Les noms ne veulent rien dire.
Değerimizin ne kadar olduğunu düşünüyorsun?
Combien on peut valoir?
Le Mans'da en zor olan şeyin ne olduğunu... düşünüyorsun?
Le plus dur dans les 24 Heures?
Kalmanın cesurca olduğunu mu düşünüyorsun?
Penses-y. En restant, tu ne régleras rien.
Ne olduğunu düşünüyorsun?
- Ah, oui.
Ben de bir sorun falan mı olduğunu düşünüyorsun?
Tu ne me trouves pas bien?
Tek istediğimin seni yatağa atmak olduğunu düşünüyorsun.
Tu crois que je ne veux que te sauter?
Demek bunun eğlenceli olduğunu düşünüyorsun, he? Pekala, Bay Wong, ne yapacaksınız?
Wong Kei-ying, tu l'encourages à faire cela!
Sen elektronikle ilgili ne hata olduğunu düşünüyorsun?
Et d'après vous, qu'est-ce qui cloche?
Sana karşı sert olduğumu düşünüyorsun. Ama sana görevinin gerçekte ne olduğunu gösteren birine ihtiyacın vardı.
Vous trouvez que j'ai été dur, mais... il fallait que quelqu'un vous montre où est votre devoir.
Benim aklımla zorum olduğunu düşünüyorsun.
Vous croyez que ça ne tourne pas rond ici.
Gerçekten tehlikeli olduğunu mu düşünüyorsun? Aptal olma!
Tu ne crois pas vraiment que c'est dangereux, non?
Sen ne düşünüyorsun? Düşünmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum Lordum.
- Que penser, c'est capital!
Sen, benim deli olduğumu düşünüyorsun. Kendime deli süsü verdim ; çünkü senin kim olduğunu, doğru insanların kim olduğunu bilemezdim.
J'ai joué les idiots parce que je ne vous connaissais pas.
Kalp nasıl kırılır, onu mu düşünüyorsun? Tabii ne demek olduğunu biliyorsan.
Tu méditais sur la meilleure façon de briser un coeur?
Hayatın ne kadar kısa olduğunu ve belki de hiçbir anlamı olmadığını düşünüyorsun.
On se rend compte que la vie est courte... et que ça n'a pas de sens. On fait des hamburgers...
Kolyenin bende olduğunu saklamak için plan kurduğumu mu düşünüyorsun?
A moins que tu m'accuses d'avoir machiné je ne sais quoi, de l'avoir caché?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]