Ne olduğunu anlat traducir francés
1,100 traducción paralela
Bana ne olduğunu anlatın, sevgili bayan.
Racontez donc ce qui s'est passé.
Sana ne olduğunu anlatır mısın?
Je peux vous demander pourquoi ça a été si long?
Bize ne olduğunu anlatın.
- Racontez-nous.
Sadece ne olduğunu anlatın Bay McMullen.
Tenez-vous-en aux faits.
Jüriye "tüp bağlama" nın ne olduğunu anlatır mısınız?
Voudriez-vous... expliquer au jury ce qu'est une ligature de trompes?
Peki, bize ne olduğunu anlatın.
Alors, dis-leur ce qui s'est passé.
Geç şöyle kanepeye otur ve ne olduğunu anlat bize. Hayır.
Viens t'asseoir sur le canapé et raconte-nous ce qui s'est passé.
Ne olduğunu anlat.
Raconte.
Ne diyorsun sen? Ne olduğunu anlat.
Qu'est-ce que tu racontes?
Haydi, bana ne olduğunu anlat.
Allez, dis-le. Qu'est-il arrivé?
Ne olduğunu anlatırsan sana yardımcı olmaya çalışacağım.
Dites-moi ce qui ne va pas. Je vais vous aider à arranger ça.
İzin verirsen, ne olduğunu anlatırım.
Si tu me laisses parler, je t'expliquerai.
Dikkatlice düşünerek ve tekrar ne olduğunu anlatın.
Tuez-moi! Maître Yuan!
Neler oluyor, Curt? Ne olduğunu anlat bana.
Qu'est-ce qui s'est passé?
- Ne olduğunu anlat.
- Que s'est-il passé?
Casey, şimdi annene tam olarak ne olduğunu anlat.
Où ça? Raconte tout à maman.
Bayan Sarda, tam olarak ne olduğunu anlatın.
Mademoiselle Sarda, que s'est-il passé?
- Ona ne olduğunu anlat, Narik.
- Raconte-lui, Narik.
Ne olduğunu anlatın.
Que s'est-il passé?
Bana ne olduğunu anlat. Lütfen senden istediğim şeyi yapar mısın?
- Dis-moi ce qui se passe.
Ajan Mulder, mümkünse, mahkemeye sonunda John Barnett'i yakaladığınızda ne olduğunu anlatır mısınız?
Décrivez à la cour, je vous prie, ce qui s'est passé quand vous avez appréhendé John Barnett.
Sen ne olduğunu anlatıncaya kadar inmiyoruz.
On descendra pas du bac tant que tu m'auras pas tout dit. Qu'est-ce qui t'arrive?
Şimdi, tam olarak ne olduğunu anlatın.
Dites-moi exactement ce qui s'est passé.
Şimdi bana ne olduğunu anlatıyorsun!
Dis-moi ce qui se passe!
Şimdi... bana ne olduğunu anlat.
Dites-moi ce qui vous arrive.
Öyleyse bana gece boyunca, ne olduğunu anlat.
Racontez-moi la nuit.
Bana ne olduğunu anlat.
Dites-moi ce qui s'est passé.
Ya bize ne olduğunu anlatın ya da amirinizle görüşmeme izin verin!
Dites-nous ce qui lui est arrivé ou laissez-moi parler à votre supérieur!
Bana ne olduğunu anlat.
Dites-moi ce qui est arrivé.
Worf'a geri dönelim. Sonra ne olduğunu anlatın.
Décrivez ce qui s'est passé ensuite.
Ne olduğunu anlatıyorum işte.
Je te dis ce que c'est.
Ne oldugunu anlat.
Raconte-moi.
Davada ne durumda olduğunu anlat ve Poirot, sana yardımcı olmak için elinden geleni yapsın.
Poirot essaiera de vous aider.
Bana tam olarak nerde olduğunu ve ne yaptığınızı anlat.
Dis-moi exactement ou t'es, ce que t'as fait... et je pourrai t'aider.
Ne olduğunu bana anlat o zaman.
Qu'est-il arrivé alors?
Ne olduğunu bana anlatır mısın?
Raconte ce qui s'est passé.
Ben de az önce meslektaşım, Bay Setti'ye, Klingonlu saçının ne kadar sık ve gür olduğunu anlatıyordum. Onu kesmek büyük bir zevk.
Je disais à mon collègue, M. Setti, combien les cheveux klingons sont fins et agréables à couper.
Aşkın ne demek olduğunu anlatıp duruyor.
Il me drague, me largue dans Paris. Il parle de son idée de l'amour.
Doğrunun ne olduğunu bulmak için anlatılanların elenmesini siz yapacaksınız.
C'est à vous qu'il incombe de filtrer les faits afin de déterminer la version qui vous semble la plus vraie.
Annie, sakin ol ve bana tam olarak ne olduğunu, başından anlat.
Calme-toi et dis-moi exactement ce qui s'est passé.
Ne olduğunu anlatın.
Saline à 150.
- Ne olduğunu anlat bana.
Pour l'amour de Dieu.
Bana ne kadar sert olduğunu anlatıp durma o zaman, Wade.
Arrêtez de dire que vous êtes un dur. Prouvez-le-moi.
Tanrım, senin ne kadar iyi olduğunu herkese anlatıyorum.
Je dis partout que tu es géniale!
Kaçırılan kişiler niçin bize daima kendilerini kaçıran kişileri anlatır... ve bu pis heriflerin aslında ne kadar... iyi yürekli kişiler olduğunu söylerler?
Pourquoi les victimes d'enlèvements parlent toujours de leurs ravisseurs comme si elles voulaient nous convaincre de la gentillesse de ces salauds?
Sen anlatırken bu işte fazlası olduğunu anlamıştım.
Je me doutais bien que vous ne m'aviez pas tout dit.
Ve Monica her zaman senin ne kadar iyi biri olduğunu anlatıyor. ... ve Tanrım, haklı olduğu zaman ondan nefret ediyorum.
Monica n'arrête pas de dire du bien de toi... et je déteste qu'elle ait raison.
Vedalar sevilenin ne kadar karmaşık olduğunu anlatır.
Dire adieu à quelqu'un que l'on aime est une chose très compliquée
Ne s.k.m olduğunu anlatır mısın?
Dis-moi ce qui se passe.
Çocuklara narkotiğin ne kadar kötü olduğunu anlatıyormuş.
En fait, il leur expliquait les dangers de la drogue.
Yanındaki kadınlara hep benden bahsetti... ne kadar şanslı olduğunu anlatıp durdu.
Elle n'arrêtait pas de dire à sa voisine à quel point elle avait de la chance.
ne olduğunu bilmiyorum 211
ne olduğunu biliyorum 99
ne olduğunu 23
ne olduğunu bilmek istiyorum 19
ne olduğunu biliyorsun 72
ne olduğunu düşünüyorsun 18
ne olduğunu biliyor musunuz 17
ne olduğunu biliyor musun 115
anlat 464
anlatamam 71
ne olduğunu biliyorum 99
ne olduğunu 23
ne olduğunu bilmek istiyorum 19
ne olduğunu biliyorsun 72
ne olduğunu düşünüyorsun 18
ne olduğunu biliyor musunuz 17
ne olduğunu biliyor musun 115
anlat 464
anlatamam 71
anlatabildim mi 110
anlatacağım 106
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlat bana 351
anlat hadi 43
anlatırım 31
anlat bakalım 207
anlat ona 104
anlatacağım 106
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlat bana 351
anlat hadi 43
anlatırım 31
anlat bakalım 207
anlat ona 104