Ne olduğunu biliyorum traducir francés
5,455 traducción paralela
Ama Sean'a ne olduğunu biliyorum.
Mais je sais ce qui est arrivé à Sean.
Senin çıkarının ne olduğunu biliyorum ama beraber çalışmayı istediğinden beri benim çıkarım ne olacak?
Je sais ce que ça te rapporte, Mais puisque que tu utilise temps le "nous" royal ces temps-ci, qu'est-ce que j'y gagne.
Ne olduğunu biliyorum. Ama ben...
Oui, je sais ce que c'est.
Ne olduğunu biliyorum.
Je sais ce que c'est.
Ne olduğunu biliyorum.
Je sais ce qui se passe.
- Ne olduğunu biliyorum.
Je sais comment ça s'appelle.
Ne olduğunu biliyorum.
Je sais ce qui s'est passé.
Fakat çantada ne olduğunu biliyorum.
Mais je sais ce qu'il y a dans cette malette.
Ne olduğunu biliyorum.
Merde, je sais très bien la raison.
- İçinde ne olduğunu biliyorum.
Je sais ce qu'il y a dedans.
Hangi neden ben istiyorum ne olduğunu biliyorum.
Et c'est pourquoi je veux savoir ce que c'est.
Benim için ne olduğunu bilmeme gerek yok çünkü senin için ne olduğunu biliyorum.
Je n'ai pas besoin de l'entendre parce que sais je sais ce que toi tu gagnes.
Bak, Seattle'da ne olduğunu biliyorum.
Écoutez, je sais ce qui s'est passé à Seattle.
Bana yardımcı olabilir çünkü Oliver Hughes'a ne olduğunu biliyorum.
Il peut m'aider... parce que je sais ce qu'il est arrivé à Oliver Hughes.
Senin ne olduğunu biliyorum.
Je sais qui vous êtes.
- Bunun ne olduğunu biliyorum Alexander.
- Je sais ce que c'est, Alexander.
Öyle olduğunu biliyorum, lütfen gitme.
Je le sais, je t'en prie ne pars pas.
Astronotların başarısız olma ihtimallerinin olduğunu biliyorum o zaman ne diyeceğiz?
Si les astronautes échouent, qu'est-ce qu'on dira?
Ne olduğunu biliyorum.
- Je connais.
Galiba neyin olduğunu biliyorum.
Je crois savoir ce qu'il ne va pas chez vous.
- Çünkü ne kadar meşgul olduğunu biliyorum.
- Parce que je sais tu es occupé.
Bunun senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum.
Je sais ce que ça représentait pour toi.
Bazı formalitelerin olduğunu biliyorum ama işlemi başlatmak isterim.
Je ne doute pas qu'il y ait des formalités à respecter, mais j'aimerais commencer le processus
O sandalyelerin ne kadar rahat olduğunu biliyorum içinizden birisi bana neden burada olamayacağına dair geçerli bir sebep söyleyebilir mi?
Je sais comment ces chaises sont confortables, est-ce que l'un de vous peut me donner une raison légitime de pourquoi vous ne pourriez pas être là?
Baro sınavını geçmenin ne kadar zor olduğunu biliyorum.
Je sais combien ça a été dur pour toi de passer le barreau.
Ne olduğunu gayet iyi biliyorum.
Je sais exactement ce que ça veut dire.
Ne kadardır olduğunu biliyorum.
Je sais depuis combien de temps.
Buraya seninle erkek erkeğe konuşmaya geldim çünkü bu şirketin senin için ne demek olduğunu biliyorum.
Je suis venu ici pour vous dire quelque chose d'homme à homme, parce que je sais ce que cette entreprise représente pour vous.
Bariz olduğunu biliyorum ama ben temel olarak insanlarla temas kurmama üzerine eğitildim.
Ça semble évident, mais je suis entraîné à ne pas me lier aux gens.
Gizli jüri üyesinin ne demek olduğunu biliyorum.
Je sais ce qu'est un juré partial.
Sorun yok, başının belada olduğunu biliyorum.
Je sais que tu as des problèmes. Mais on ne peut pas parler ici.
Bazen biraz hiddetli olduğunu biliyorum ama sizi temin ederim öyle tatlıdır ki bir kere... - Selam, ne konuşuyorsunuz?
Je sais qu'elle peut être intense, mais, promis, elle est adorable une fois que tu as dépassé tout...
İlk sefer için, ne yapmaya ihtiyacım olduğunu biliyorum.
Pour la première fois, je sais ce que je dois faire.
- Hayır ama bize söylemediğin şeyler olduğunu düşünüyorum ve toplanma sırasında kaçmaya çalıştığını biliyorum.
Non. Mais je pense qu'il y a des choses que vous ne nous dites pas, et je sais que vous avez essayé de vous enfuir pendant le rassemblement.
Ne kadar zor olduğunu biliyorum.
Je sais combien ça a dû être difficile pour toi de le faire.
Seçilmiş kişinin burada olduğunu ve onu sakladığını biliyorum. Çünkü insanlar Kurtarıcıya kavuşursa sizin gücünüzün bir anlamı kalmayacak.
Je sais que l'élu est ici et que tu le caches parce que vous savez qu'une fois que les gens ont leur Sauveur, ton pouvoir ne signifiera plus rien.
İkimiz arasında ne oldu bitti bilmiyorum ama bir şey olduğunu biliyorum.
Je ne sais pas ce que ça a été... toi et moi... Mais je sais qu'il y a quelque chose.
Işıklar kapalıyken diziyi izleyemeyen bir çok hayran olduğunu biliyorum.
Je sais que beaucoup de nos fans ne regardent pas la série dans le noir.
Normalde çok akıllı olduğunu biliyorum ama ikna edilebileceğini düşünüyor musun?
Il est trop malin pour ça. Il ne va pas chercher ses livraisons. Je sais que normalement il est trop malin, mais tu penses qu'il pourrait être...
- G.P.H.'nin ne demek olduğunu biliyorum.
- Je sais ce que c'est, CDUF
Ama... ne kesin biliyorum Bo beni suçluyor olduğunu.
Mais... ce dont je suis sûr c'est que Bo m'en veut.
Ne olsun ne kadar kızgın olduğunu biliyorum.
Tu sais comment je deviens en colère.
Buradayım çünkü kızgın olduğunu biliyorum ve eğer ihanete uğramış hissediyorsun, fakat seninle olan dostluğumuzu çöpe atmana izin vermeyeceğim.
Je suis là car je sais que tu es en colère et que tu te sens trahi, mais je ne te laisserai pas jeter notre amitié en l'air.
Frittatanın ne olduğunu biliyorum.
Je sais ce que c'est une frittata.
Ve şu anda her ne kadar kötü hissetsem de aileden birini kaybetmenin ne kadar daha kötü olduğunu biliyorum.
Et aussi mal que je me sente maintenant, je sais à quel point c'est pire de perdre quelqu'un de sa famille.
Matty ile neredeyse hiç konuşmuyorsunuz ve hala onda gözün olduğunu biliyorum.
Tu ne parles même plus avec Matty, et je sais que tu craques encore pour lui.
İkinizin arasında olduğunu biliyorum.
J'en sais assez pour dire que ce ne sont pas mes affaires.
Nihai bir cevap aramanın ne demek olduğunu biliyorum, olmadığını bilseniz bile.
Je sais ce que c'est, chercher une réponse définitive, même quand on sait qu'elle n'existe pas.
Eskiden aranizin ne kadar kötü oldugunu biliyorum.
Je sais à quel point ça a été difficile entre vous.
Üyeler için motor sürmenin ne kadar önemli olduğunu biliyorum.
Je sais à quel point c'est important de conduire pour un membre.
Teller'la aranızın ne kadar iyi olduğunu biliyorum.
On sait à quel point Teller et toi êtes proches.
ne olduğunu bilmiyorum 211
ne olduğunu 23
ne olduğunu anlat 19
ne olduğunu bilmek istiyorum 19
ne olduğunu biliyorsun 72
ne olduğunu düşünüyorsun 18
ne olduğunu biliyor musunuz 17
ne olduğunu biliyor musun 115
olduğunu biliyorum 33
biliyorum 15888
ne olduğunu 23
ne olduğunu anlat 19
ne olduğunu bilmek istiyorum 19
ne olduğunu biliyorsun 72
ne olduğunu düşünüyorsun 18
ne olduğunu biliyor musunuz 17
ne olduğunu biliyor musun 115
olduğunu biliyorum 33
biliyorum 15888
biliyorum tatlım 44
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorum baba 24
biliyorum biliyorum 28
biliyorum efendim 52
biliyorum ki 71
biliyorum bunu 16
biliyorum anne 31
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorum baba 24
biliyorum biliyorum 28
biliyorum efendim 52
biliyorum ki 71
biliyorum bunu 16
biliyorum anne 31
biliyorum işte 83
ne olmuş 1509
ne olmus 18
ne oldu 12116
ne oluyor burada 288
ne olur 244
ne oldu sana böyle 73
ne oldu ki 237
ne oldu sana 334
ne olursun 26
ne olmuş 1509
ne olmus 18
ne oldu 12116
ne oluyor burada 288
ne olur 244
ne oldu sana böyle 73
ne oldu ki 237
ne oldu sana 334
ne olursun 26
ne oldu canım 18
ne oluyor 2215
ne olsun 26
ne olursa olsun 694
ne olur ne olmaz 63
ne oluyor ya 17
ne oldu ona 111
ne olacaksa olsun 24
ne oldu acaba 21
ne oldu bana 30
ne oluyor 2215
ne olsun 26
ne olursa olsun 694
ne olur ne olmaz 63
ne oluyor ya 17
ne oldu ona 111
ne olacaksa olsun 24
ne oldu acaba 21
ne oldu bana 30