Ne sanıyorsun traducir francés
7,560 traducción paralela
Gerald ne sanıyorsun?
Qu'est-ce que t'en penses, Gerald?
Beni ne sanıyorsun sen?
À ton avis?
- Sen kendini ne sanıyorsun be?
Qui penses-tu être connard?
Ne yaptığını sanıyorsun sen?
Mais qu'est-ce que tu fais?
Sakıncası var mı? Bu gümbürtülü intikamını anlıyorum diye söylüyorum tam olarak sana ne olduğumu söylediğimi sanıyorsun?
Juste pour que je comprenne ta réflexion du tonnerre, qu'est-ce que tu penses exactement que je t'ai dit être?
Ne yaptığını sanıyorsun?
Que crois-tu faire?
Bana lütfen biraz daha zaman verebilir misin? Benim ne kadar vaktim var sanıyorsun?
Donne-moi plus de temps.
Bunu bilmediğimi mi sanıyorsun küçük kız?
Tu ne crois pas que je le sais?
- Hislerini anlamadığımı mı sanıyorsun?
Tu penses que je ne comprends rien à ce que tu ressens?
- Sert içkinin ne için olduğunu sanıyorsun?
À quoi sert la boisson à votre avis?
- Sen ne yaptığını sanıyorsun?
- Tu fous quoi?
Orada ne bulacağını sanıyorsun, Moretti?
Que croyez-vous y trouver, Moretti?
Sana ihanet edince azalacak kadar az değer verdiğimi mi sanıyorsun?
Ta trahison ne change en rien l'affection que j'ai pour toi.
Ne halt ettiğini sanıyorsun sen?
Tu crois faire quoi exactement?
Beni ne sanıyorsun sen Edward?
Pour qui me prenez-vous, Edward?
- Ne yaptığını sanıyorsun sen?
Qu'est-ce que tu crois faire? Hein?
- Beni ne kadar aptal sanıyorsun?
Tu me crois stupide à quel point?
Öyle hemen yürüye yürüye liderliğe geçeceğini sanıyorsan yanılıyorsun.
Tu ne vas pas entrer comme ça et tout prendre en charge.
Ne yaptığını sanıyorsun be?
Mais qu'est-ce que vous croyez être en train de faire, bordel?
Ne yaptığımı sanıyorsan, seni temin ederim ki, yanılıyorsun.
Et bien, quoique vous puissiez penser, je vous assure que vous avez tort.
Ne yaptığını sanıyorsun?
Tout le monde debout! Qu'est-ce que tu fais?
Öldüğünde suyumun ve yemeğimin bitmesi ne kadar zaman alacak sanıyorsun.
Quand tu ne seras plus là, combien de temps avant que je n'ai plus de nourriture et d'eau?
Burada tam olarak ne dolaplar döndüğünü sanıyorsun?
Qu'est-ce-que tu crois exactement qu'il se passe là?
- Ne halt ettiğini sanıyorsun?
Qu'est-ce que tu fais?
Gerçekten de 10 tane zımbayı aşamayacak kadar güçsüz olduğumu mu sanıyorsun?
Tu penses sérieusement que je ne suis pas assez fort pour arracher dix agrafes?
Ama sanıyorum ki hayatının mutlak anlamında doğruyu umursamıyorsun.
Mais je suppose que tu ne t'intéresse pas à la vérité dans le sens propre du terme.
Hey, hey. Ne halt ettiğini sanıyorsun?
Qu'est-ce que vous faîtes, bon sang?
Sanırım biri olmadan diğerine sahip olamıyorsun.
J'imagine qu'on ne peut pas avoir l'un sans l'autre.
Sen benim ne yapmaya çalıştığımı sanıyorsun?
Qu'est-ce que tu crois que j'ai essayé de faire, bordel?
- Ne istediğini sanıyorsun?
À ton avis?
O gün I-580 otobanında babana ne oldu sanıyorsun?
Que crois-tu qu'il est arrivé à ton père ce jour là? Sur la 580.
Milletin sakso çektiğini bilmediğini mi sanıyorsun?
Tu crois que personne ne sait que tu suces des queues?
Ne yaptığını sanıyorsun sen?
Que crois-tu faire?
Bu olayı hala atlatamadık evlenince her şey düzelir sanıyorsun ama düzelmez.
On recherche une base solide, et tu penses que se marier arrangera la façon dont tu te sens, mais ce ne sera pas le cas.
- Ne yaptığını sanıyorsun?
Qu'est-ce qui vous a pris?
Fusco'ya ulaşamazsak ne olacağını sanıyorsun?
- Il faut retrouver Fusco.
Ne yaptığını sanıyorsun sen?
Qu'est-ce que tu crois faire?
Senden onları alamayacağımı sanıyorsun, değil mi?
Je vois. Tu ne penses pas que je puisse te le prendre, hein?
Durumu gerçekten çok kötü. Bilmiyorum mu sanıyorsun?
Il ne va vraiment pas bien.
Ne bok yediğini sanıyorsun sen?
Qu'est-ce que tu crois faire?
- Şimdi ne olacak sanıyorsun?
Que penses-tu qui va se passer maintenant?
Söylersem bana ne olacak sanıyorsun? Başka bir bodrumu boylayacağım.
Je finirai dans un autre sous-sol.
bunu hak ediyor yanılıyorsun o sadece doğruyu söyledi ne hakkında nasıl hissettiğimi iyi biliyorum diğer polislere karşı duran polisler o görevini yaptı, pop ve hayatı cehenneme döndü. sanırım bu benim yüzümden oldu neden senin yüzünden? bu konuşma burda kalmalı.
Elle le mérite. Elle a dit la vérité. Tu sais ce que je pense des flics qui s'en prennent à d'autres flics.
Kara Walsh'ı yalnız bırakarak cezalandırdığını mı sanıyorsun ondan daha iyi bir polis olduğunumu düşünüyorsun?
Tu voulais faire payer Kara Walsh de l'avoir trahi.. ce qu'il est faux... si tu ne répondais pas?
- Ne yaptığını sanıyorsun?
- Qu'est-ce que vous pensez que je dois faire?
- Ne bok yediğini sanıyorsun?
Où crois-tu aller?
Budist çalışanı olarak ne tür bir iş yapacağını sanıyorsun?
Quelle sorte de travail penses-tu avoir avec l'étude du bouddhisme en matière principale?
Ne yaptığını sanıyorsun sen?
- Tu fais quoi, là?
Tüm uçuş boyunca titrediğini görmediğimi mi sanıyorsun?
Tu penses que je ne l'ai pas vue trembler pendant tout le vol?
Sen ne yaptığını sanıyorsun?
Qu'est ce que tu crois faire? !
Ne yaptığını sanıyorsun?
Qu'est-ce que vous faites...?