Ne saçma traducir francés
2,072 traducción paralela
- Ne saçma bir soru.
- Quelle question ridicule.
Ne saçma olduğunu siz daha iyi bilmeliydiniz!
- Un avocat? Vous auriez dû réfléchir!
Tanrım, ne saçma!
C'est ridicule!
Beni yanlış anlamayın, ailesinin Kübalı olmak çok güzel ve o dersimi seviyor. Ama ben saçma sapan konuşmaya devam ediyorum çünkü onu becermek istiyorum.
Ne te méprends pas, c'est super que sa famille soit cubaine et qu'elle apprécie mon cours, mais, si je baratine à ce point, c'est surtout parce que je veux la baiser.
Ne saçma!
C'est ridicule!
Saçma birşey yapma.
Ne fais rien de stupide.
Ortalama insan ömrünün 30 yıl olduğu zamanlarda insanların yarattığı saçma ve demode bir kurum olduğunu biliyor muydun?
C'est un système intégriste et archaïque institué par des gens qui ne vivaient pas plus de trente ans, - tu le savais?
Zaman harcamamak için bu saçma cevabı kabul edip " Kadınlarla aran çok iyi.
Comme le temps presse, je ne vais pas contredire cette affirmation insensée.
Georgetown'a gitmesini istemedin ve bu yüzden saçma sapan bir plan yaptın.
Je peux tout expliquer. Tu ne voulais pas qu'elle aille à Georgetown, alors tu as concocté un plan ridicule.
Ne? Galaksinin % 10'unu saçma bir golf parkuru için mi yok edeceksin?
Vous allez détruire 10 % de la galaxie pour un stupide terrain de golf?
Bana anlatıp da hiç bitirmediğin o saçma sapan hikâye ile ilgili!
Ça a à voir avec ton histoire décousue que tu ne finis jamais.
Akşam şelaleye gidip romantik bir gece geçirmeyi planlıyorduk. Ne de olsa iş ve çocuklar yüzünden bu tip şeyler pek yapmıyoruz... Ama nasıl olduysa bu saçma köpek balığı travması karısını ihmal etmesi için bir bahane olmaya yetti.
On devait aller aux chutes et passer une soirée romantique, car on ne le fait pas souvent avec les enfants et le travail, mais cette expérience traumatisante l'a forcé à négliger sa femme.
Bu suçlamalar çok saçma. Aramaya devam etmenize izin vermeyeceğiz.
Ces accusations sont absurdes et on ne va pas vous laisser continuer de fouiller.
İnsanlar sürekli olarak tek yönlü bakıyorlar olaya sadece kendi sorunlarını anlatmaları çok saçma.
C'est trop ridicule, tous ces gens qui ne vont que dans un sens.
Şimdi burada olsaydı ve sana şunu sorsaydı "Neden böyle saçma sapan işlerle uğraşıyorsun, oğlum?" ona ne cevap verirdin?
S'il était là et s'il te disait : "Qu'est-ce qui te prend de faire des choses pareilles?" - Que lui dirais-tu?
Ne kadar saçma olursa olsun.
Même si ça semble dingue.
Bazen bazı şeyler o kadar saçma olur ki, onları duyamam bile.
Les gens disent des fois des choses si absurdes que je ne les entends pas.
Ne kadar saçma ve yanlış olduğunu şimdi anlıyorum ve bu prezervatifi cebimden çıkarıyorum ve bu prezervatifi Kuzey Denizi'ne atıyorum.
Maintenant, je me rends compte que c'était dégoûtant et grossier. Du coup, je vais sortir cette capote de ma poche et la balancer dans la mer du Nord.
Michael'in saçma hikayesini bu olaya bağlamıyorsun, değil mi?
Ne l'ouvrez pas cru l'histoire de Michael, non?
- Saçma. Hiç kimse birbirine güvenmez. Sadece öyleymiş gibi yaparız.
- Personne ne se fait confiance.
- Bu saçma sapan şey de ne? Gel buraya.
C'est quoi, ce truc ridicule?
Ne kadar da saçma bir düşünce...
Ce serait de la science-fiction.
Ne kadar saçma.
C'est idiot.
Ayrıca bu çok saçma, seni aldatmadım ki.
Et c'est du n'importe quoi. Je ne t'ai pas trompé.
Ömrü boyunca duvarda asılı kalacaktı o saçma yerde. Zavallı ne olduğunu bile bilmiyordu.
De John Speed.
Bu saçma planınız ne kadar gelişmiş durumda?
A quel stade en est ce projet ridicule?
Ne olursa olsun saçma sapan bişey yaşamaycaksınız
Et je ne vous parle pas des éventuelles maladies vénériennes, causées par des intimités occasionnelles. C'était un véritable enfer, avant.
Bu saçma savunma taktiğine izin veremezsiniz.
Vous ne pouvez pas tolérer cette défense ridicule!
Bana böyle saçma bahaneler sunmayın.
Donc, ne me donnez pas ces excuses frivoles.
Umarım saçma sapan şeyler yapmaz.
J'espère qu'elle ne fera pas de bêtise.
Sana bu kadar saçma gelen ne?
Qu'est-ce qui est absurde pour toi?
Ne yazacaksın? Sanırım saçma gelecek.
Qu'est-ce que tu vas dire?
Kimsenin saçma bir makale ile adamlarımla dalga geçmesine izin vermem.
Je ne veux pas qu'on se moque de mes héros.
Saçma sapan konuşma.
Ne dis pas n'importe quoi.
Saçma sapan konuşma.
Ne dis pas de conneries, Derek.
Bu gördüğüm en saçma şey. Ne?
C'est la chose la plus stupide que j'ai vue de toute ma vie.
O saçma duvar resmini kimin mahvettiğini dahi bilmiyoruz.
On ne sait toujours pas qui a dégradé cette fresque ridicule.
Sence buralarda saçma sapan şeylerin olma olasılığı ne?
Y a-t-il une chance qu'on ait des merdes constamment dans cette maison?
"Bence hayat saçma değil. " Bence hepimiz büyük bir amaç için buradayız.
" Je ne crois pas la vie absurde, on est là pour un grand dessein.
Bilmiyorum, saçma anlamına geliyor.
Je ne sais pas. Ça veut dire baratin.
Kaset, saç kurutma makinesiyle adeta pişmişti. Sizi ilgilendirmeyen bir sürü saçma görüntü var.
J'ai failli littéralement cuire la bande avec un sèche cheveux... et un paquet d'autres trucs qui ne vous intéresse pas.
Bunun da senin için çok saçma bir teori olduğunu biliyorum.
À moins que ce ne soit une théorie trop dingue pour toi.
Parasını saçma sapan harcadığı dışında mı?
À part qu'il ne sait pas quoi faire de son fric?
Sadece nişanlanmamıza rağmen hâlâ birlikte yaşamamamız saçma birşey.
Je trouve ridicule qu'on ne vive pas ensemble, alors qu'on est fiancés.
Ben bile ne kadar saçma geldiğinin farkındayım.
Même si je sais que ça a l'air dingue.
Ne yazık ki, bu saçma Oakdale olayı sürprizimi bozmama sebep oldu.
Mais toute cette histoire ridicule d'Oakdale m'a forcée à tout révéler.
Saçma olan ne biliyor musun? Ben hepinizden daha eğitimliyim.
Le comble, c'est que je suis le plus instruit.
Eğer bu ameliyata bu saçma sapan jelibonları yüzünden...
S'il fait ça parce qu'il ne veut pas arrêter de manger des bonbons...
Bu çok saçma. Hadi ama, ne var bunda?
Allez, c'est quoi le problème?
İsa aşkına, bu çok saçma.
Jésus, cela ne fait aucun sens.
Bu çok saçma, dostum.
Cela ne baise aucun sens, mec.
ne saçmalıyorsun 50
ne saçmalıyorsun sen 23
ne saçmalık 54
saçmalık 1235
saçmalama 1352
saçma 804
saçmalıyorsun 156
saçmalama lütfen 25
saçmalıyorum 21
saçma sapan konuşma 57
ne saçmalıyorsun sen 23
ne saçmalık 54
saçmalık 1235
saçmalama 1352
saçma 804
saçmalıyorsun 156
saçmalama lütfen 25
saçmalıyorum 21
saçma sapan konuşma 57
saçmalıyor 21
saçmalamıyorum 22
saçma sapan konuşuyorsun 17
saçmalamayı bırak 40
saçmalamayı kes 111
saçma mı 20
saçmalamayın 114
saçmalık bu 191
saçmalık mı 20
saçmalığın daniskası 19
saçmalamıyorum 22
saçma sapan konuşuyorsun 17
saçmalamayı bırak 40
saçmalamayı kes 111
saçma mı 20
saçmalamayın 114
saçmalık bu 191
saçmalık mı 20
saçmalığın daniskası 19
ne sandın 70
ne şans 59
ne sanıyorsun 83
ne şans ama 31
ne satıyorsun 16
ne saklıyorsun 34
ne sanıyordun 22
ne şanslısın 21
ne şanssızlık 23
ne şans 59
ne sanıyorsun 83
ne şans ama 31
ne satıyorsun 16
ne saklıyorsun 34
ne sanıyordun 22
ne şanslısın 21
ne şanssızlık 23