Ne sorusu traducir francés
165 traducción paralela
- Ne sorusu tatlım?
- Quelle question, chéri?
- Ne sorusu? - Burada ne işim olduğunu.
Ils demandaient ce que je faisais ici.
- Ne sorusu?
- Quelle question?
Sorularını hazırladın mı? Sorular mı? Ne sorusu?
Tu as des questions?
Ne sorusu? Yolculuğum esnasında, bir çeşit entrikalar döndüğü izlenimine kapıldım.
Euh, oui, à mon arrivée, j'ai eu l'impression qu'il y avait de l'intrigue dans l'air, hum?
- Ne sorusu?
- Pourquoi une évacuation?
- Ne sorusu? Evet.
- Le problême de l'enfant?
Kime ne sorusu?
À qui?
- Ne sorusu?
Oui?
Ne sorusu?
Quelle question?
- Ne sorusu? - Oh, Bill.
Quelle question?
Ne sorusu sormuştun?
Quelle est la question?
Ne sorusu? 2 hafta önce, SG-15 P4X-639'da bu güneş olayının görüntülerini aldı. Veri analizi yoğunlukta kararlı bir artışı gösteriyor.
Quelle question? Le SG-15 a pris ces images de l'activité solaire sur P4X-639. L'analyse révèle que son intensité augmente progressivement.
- Ne sorusu?
- Quel genre?
Ne sorusu?
Laquelle?
- Bence birazdan sorumuzun cevabını bulabiliriz. - Ne sorusu?
Hé, je crois qu'on va avoir la réponse à notre question.
- Ne sorusu?
Quelle question?
ne patlatmak? Ne sorusu?
Quelle question?
Ne sorusu?
- Quelle est la question?
- Ne sorusu?
Sur quoi?
Sorusu bile olmaz.
Pour moi cela ne fait aucun doute.
İçinizde sorusu olan varsa, acele etseniz iyi olur.
Si vous avez besoin de moi, ne perdez pas de temps.
Her şeyin ne olduğu ve ne hale geldiği hakkında arka sıralardan başka sorusu olan var mı?
D'autres questions sur les choses telles qu'elles sont et sur leur devenir?
Amerikan yaşam tarzı. Büyük beyaz Amerika rüyası. Şimdi söz şüphe üstüne şüphe yığan ve size bir sorusu olacak şeytanın avukatında.
Bon, S'est le tour à l'avoSat du diable, Selui qui mène les doutes aussi sur les doutes et qui vous demande : messieurs, ne vous vous rendez Sompte que les mots que vous utilisez :
"45 yaşında bir muhasebeci aslan terbiyecisi olmak istiyor." dersem ilk sorusu "Şapkası var mı?" olmaz.
"Je suis avec un comptable de 45 ans qui veut devenir dompteur de lions", sa première question ne sera pas : "A-t-il son propre chapeau?".
Williejoe - Çocuklarla konuşuyorduk da aklımızda mumyayı yakalayınca ona ne yapacağımız sorusu oluştu.
Moi et les garçons on parlait, et on pensait... à ce qu'on ferait de la momie une fois qu'on l'aura.
Bu bir yarışma sorusu değil.
Ne me récite pas ton manuel.
Sevgili Matmazel Pamela. Bu, Kumandan Chantry'i kimin öldürmeyi başaramadığı sorusu değil kimin hangi sebeple karısını öldürdüğü sorusu.
Ma chère, il ne s'agit pas de savoir qui n'a pas réussi à empoisonner Chantry, mais qui a réussi à empoisonner sa femme, et pourquoi.
Bu ulaşım bölümünün sorusu değildir, ama onlar özgür demokrat Amerikan ve Taft-Hartley yasaları çerçevesinde seçildiler.
Je ne vois pas le rapport avec la question de l'unité des transports. Mais ils sont élus selon la loi démocratique américaine et la loi Taft-Hartley.
Sorusu bile olmaz.
La question ne se pose pas.
Bu bir evet hayır sorusu değil.
La réponse ne peut être que "oui" ou "non".
İyi ki Çifte Riziko sorusu değildi.
Dieu merci, on ne joue pas à quitte ou double.
Buckingham'ın ne kadar ileri gideceği nerede çizgiyi çekeceği sorusu çok ilginç.
Question intéressante : Jusqu'où Buckingham est-il prêt à aller? Où fixe-t-il la limite?
Şimdi ne yapılacağı sorusu var.
Je vois.
Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan sorusu gibi.
L'un ne va pas sans l'autre.
Bu yeni bir soru serisinin ilk sorusu olur... ve diğer soru serisinde sayılamaz.
"Est-ce que je dois vraiment te la poser encore deux fois?" Ce qui devient la première question dans une nouvelle série de trois questions. Et ne compte pas dans l'autre série de question.
Chulalongkorn'un birçok sorusu var ; fakat kimse bir gecede bütün Siam'i değiştiremez.
Il est très curieux, mais les choses ne changent pas du jour au lendemain.
Bayanlar baylar, sorusu ya da yorumu olan varsa, filmin yapımcısı..... bunları yanıtlamaktan zevk alacaktır.
Dis-moi que tu ne viens pas essayer de récupérer la caméra.
Sorusu olan var mı?
Tu devrais rester dîner avec nous. - Je ne... - ll a sûrement des projets.
- Ne sorusu?
- Lesquelles?
Ne düsünüyorsunuz? Bu bir devlet sinav sorusu olabilirdi.
Qu'en pensez-vous?
Sorusu olan?
On ne tue pas. Questions?
Pekala katılımcılarımıza ne kadar para kazandıkları... -... dışında bir sorusu olan var mı?
Avez-vous des questions pour notre table ronde qui ne sont pas sur combien ils gagnent?
Liam Brennan'nın sorusu "Ne yiyorsunuz?"
"Qu'est-ce que vous mangez?"
- Ne bu, ahret sorusu mu?
- C'est un crime?
Sorusu olan?
Voilà ce que chaque courtier en bourse vend, et aucun de vous ne serait là s'il ne voulait pas un peu de ça.
- Ne sorusu?
Chérie, allons.
Sorusu olan?
- Ce ne sont pas des paroles en l'air.
Söylüyorum sana, bana tek bir paleontoloji sorusu sormadı.
Il ne m'a pas posé une seule question sur la paléontologie.
Hepsi bu. Sorusu olan var mı?
Ne soyez pas délicates à propos des photos pour vos cartes
Ne sorusu? Sen ciddi misin?
Où étais-tu?
sorusu olan 164
sorusu olan var mı 58
ne söylemek istiyorsun 30
ne söyleyeyim 43
ne söyledin 57
ne söylememi istiyorsun 61
ne söyledi 211
ne söyleyeceksen söyle 18
ne sorunu 30
ne söylediler 16
sorusu olan var mı 58
ne söylemek istiyorsun 30
ne söyleyeyim 43
ne söyledin 57
ne söylememi istiyorsun 61
ne söyledi 211
ne söyleyeceksen söyle 18
ne sorunu 30
ne söylediler 16