Ne söyledi traducir francés
9,758 traducción paralela
Bak, sana ne söyledi bilmiyorum...
Ecoute, je ne sais pas ce qu'il t'a dit...
Ne söyledi?
Qu'est ce qu'elle te dis?
Renard sana ne söyledi?
Que vous a dit Renard?
Annen aramızda olanlar hakkında sana ne söyledi?
Maman a dit quoi sur qu'il se passe entre elle et moi?
Bak, annen bize ne olduğu hakkında sana ne söyledi bilmiyorum.
Écoute, je ne sais pas ce que ta mère t'as dit à notre propos.
- Sana ne söyledi? Hadi.
Qu'est-ce qu'il t'a dit?
- Dur, dur... ne söyledi?
Qu'est-ce qu'il a dit?
Bariz bir şekilde senin hakkında hiçbir şey bilmediğini söyledi.
Il a explicitement dit qu'il ne savait rien sur toi.
Rita yapabileceğimiz bir şey olmadığını söyledi.
Rita a dit que l'on ne pouvait rien faire.
Adams bana, Daniel Grayson cinayetinde değerli biri olduğunu söyledi. Ve seni dedektif yapmayı düşünmezsem aptal olurum.
Adams m'a dit que tu as été un vrai atout dans l'affaire Daniel Grayson et je suis un idiot si je ne pense pas à faire de toi un détective.
- Ne? Glenn istersem herkese anlatabileceğimi söyledi.
Glenn m'a dit que je pouvais le dire à tous si je voulais.
İnsanlara zarar vereceğini söyledi. Ve bu konuda şakası da yoktu.
Il menaçait de s'en prendre à d'autres et il ne mentait pas.
Babam yabancılarla konuşmamam gerektiğini söyledi.
Mon père dit que je ne suis pas sensé parler aux étrangers.
Sen boyut 11. söyledi.
Elles ne sont plus toutes neuves.
Bunu yapma. - Sana ne söyledi?
Non, ne t'excuse pas.
Joe bana Strauss'un, yardımcılarını birbirinden uzak tuttuğunu sadece ona bağlı olduklarını söyledi.
Joe m'a dit que Strauss gardait ses acolytes isolés, pour ne dépendre que de lui.
Bak, bana saydırmadan önce sürekli küçük kardeşinin güvende olmadığını söyledi durdu.
Quand elle ne me maudissait pas, elle disait que son petit frère n'était pas en sécurité.
Ayrıca bana olduğun yerde güvende olmadığını söyledi.
Elle était soucieuse que tu ne sois pas en sécurité.
"Senden hoşlandığını görmüyor musun?" gibi bir şey söyledi.
"Tu ne vois pas qu'elle t'aime bien?"
Ne söyledi?
Quoi?
Onu ne kadar çok sevdiğini söyledi.
Eh bien... Il m'a dit à quel point tu l'aimais.
Daniel'ın kirada olmadığını söyledi ve... Belli yerlerde oturamaz.
Que Daniel n'est pas sur le bail, et... il ne peut pas habiter n'importe où.
Willa'yı çocuk kardiyoloğuna göstereceğini söyledi. Testler yapıp, ne olduğunu görecekler.
Elle a dit qu'elle pouvait l'envoyer chez un cardio-pédiatre pour faire des examens et voir ce qu'il en est.
Hey, Ruby ikinizin nerede olduğunuzu bilmediğini söyledi, düşünüyordum da...
Ruby ne savait pas où vous étiez ni l'un ni l'autre, alors j'ai pensé...
Peki, o durdurmak için adam söyledi, görüntüler gelmeye devam etti.
Elle lui a dit d'arrêter, mais il ne l'a pas fait.
Endişelenmememi ve o şeyi bulur bulmaz iyi olacağımızı söyledi.
De ne pas s'en faire, qu'on irait mieux dès que...
Birkaç gün işten uzaklaşmaya ihtiyacı olduğunu ama programın ona hiç izin vermediğini söyledi.
Elle a dit qu'elle devait s'en aller pour quelques jours, mais le tournage ne lui donnait aucun moment de repos.
Senin gibilerle konuşmamamı söyledi.
Elle m'a dit qu'elle ne voulait pas que je parle à quelqu'un comme vous.
Cooper'la Çin'e gidebilir miyim diye Josh'a sordum. Sorun olmayacağını söyledi. Bu da bana bir şey hissetmediği anlamına geliyor.
J'ai demandé à Josh si je pouvais aller en Chine avec Cooper, et il a dis oui, ce qui signifie qu'il ne ressent rien pour moi.
Telefonun cevap vermedi, ben de Elliot'u aradım, burada olduğunu söyledi ve diğer adın Xander, bu da JXK'deki X anlamına geliyor.
Tu ne répondais pas alors j'ai appelé Elliot, qui m'a dit que tu étais là, et que ton deuxième nom était Xander, avec un X, comme dans JXK.
Bilmiyorum bana bir kuş Bu işin düşündüğünden daha derin bir mesele olduğunu söyledi.
Je ne sais pas. Un indic m'a dit qu'il y aurait peut-être plus que ça.
Vardiya subayı görme mesafesinde olduklarını söyledi ama çağrılarımıza cevap vermiyorlar.
On signale qu'ils sont à portée de pont, mais ils ne répondent sur aucun canal.
Seni dandik bir bara götürmemem gerektiğini söyledi.
Il a dit de ne pas t'emmener dans un bar.
Ve seninle Çeyreklik Oyunu oynamamam gerektiğini de söyledi.
Ne pas entrer dans un jeu de jetons avec toi
Aslında bana pek bir şey söylemiyorlar ama Adlı tabibin odasındaki arkadaşım bir çeşit nekrotik STD olduğunu söyledi. Gerçekten iğrenç.
Ils ne m'en ont pas trop dit mais mon pote au bureau du coroner dit que c'est une sorte de MST nécrotique, une belle saloperie.
Ama taşındıktan sonra ne istersem yapabileceğimi söyledi.
Ma mère ne m'aurait jamais laissé être dans un groupe car elle déteste le show-business, mais elle m'a dit qu'une fois que j'aurais déménagé, je pourrais faire ce que je veux.
Devlet okulunun beni Rossmore standartlarına hazırlayamadığını söyledi.
Il dit que ce lycée public ne me prépare par pour les standards de Rossmore.
Sadece artık taşınmak istemediğini söyledi.
Il ne souhaite plus s'installer à la maison.
Ray yanımıza taşınmak istemediğini söyledi.
Tu ne veux pas emménager ici?
Bir gün eve geldi ve bunun kötü olduğunu artık... olmayacağını söyledi.
Un jour elle est venue à la maison et a dit que c'était mauvais, qu'on ne pouvait plus faire ça.
Sadece Scotty Lockhart diye biri bu evin sahibi olduğunu söyledi bize. Ve evin piyasası hakkında ne düşündüğümüzü kendisine bildirmemizi istedi.
Ce certain Scotty Lockhart nous a dit que cette maison lui appartenait et il nous a demandé de lui donner une estimation de sa valeur sur le marché.
- Babam özel şişelerine dokunmamamı söyledi yoksa bir hafta dışarıda oynayamam.
Papa dit qu'il ne faut pas toucher à ses bouteilles spéciales sinon je suis punie pendant une semaine.
Doktor bir şey yapamayacağını söyledi. Ne aradığınızı biliyorum ama pahalı bir şey.
Et bien, le docteur a dit qu'il ne pouvait rien faire.
- Size söyleyemeyeceğimi söyledi.
Il m'a dit de ne pas le dire.
Peter, Jill akşam yemeğine gelmeyebileceğini söyledi.
Jill dit que vous ne déjeunerez pas ici.
Kızım yapmadığını söyledi, siz kanıt gösterene kadar bu iş böyle gider. Mattie?
Ma fille dit qu'elle ne l'a pas fait, alors tant que vous ne prouvez pas le contraire, nous procéderons ainsi.
Sanki o tutacak da ben tutamayacakmisim gibi söyledi.
C'était sa façon de le dire. Comme si moi, je ne le ferais pas.
Özür diledi ve bir daha yapmayacagini söyledi.
Il a dit qu'il était désolé et qu'il ne le referait plus.
Annem seni gözümün önünden ayırmamamı söyledi.
Mère a dit de ne pas te quitter des yeux.
Sunny bana seni incitmediğimi söyledi.
Sunny m'a dit que je ne t'ai pas blessée.
Diğerlerini hatırlayamadığını söyledi.
Il ne se souvient plus du reste.
ne söyledin 57
ne söylediler 16
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylediğim gibi 241
söylediler 23
söyledin mi 33
söyledim sana 129
söyledim ya 299
ne söylediler 16
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylediğim gibi 241
söylediler 23
söyledin mi 33
söyledim sana 129
söyledim ya 299
söylediğine göre 24
söyledim mi 26
söylediklerimi unutma 19
söyledim size 29
söylediklerine dikkat et 42
söylediğiniz gibi 17
söylediklerimi unut 19
söylediğin gibi 35
söylediğimi yap 30
söyledi mi 27
söyledim mi 26
söylediklerimi unutma 19
söyledim size 29
söylediklerine dikkat et 42
söylediğiniz gibi 17
söylediklerimi unut 19
söylediğin gibi 35
söylediğimi yap 30
söyledi mi 27