English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ N ] / Ne yapacağımı bilemiyorum

Ne yapacağımı bilemiyorum traducir francés

410 traducción paralela
Çok korkuyorum. Ne yapacağımı bilemiyorum.
Je ne sais pas quoi faire!
Ne yapacağımı bilemiyorum. Pes ettim.
Je ne sais plus quoi faire.
Kuaförüm kısa bir süre önce işi bıraktı. Ne yapacağımı bilemiyorum.
À vrai dire, je m'étais adressée à une autre personne qui n'a pas pu venir.
Evet, şey, sizinle ne yapacağımı bilemiyorum.
Oui, je ne sais pas vraiment quoi faire de vous.
Çok acı çekiyor ve ne yapacağımı bilemiyorum.
Elle souffre et je ne sais quoi faire.
Ne yapacağımı bilemiyorum!
Tu sais quelque chose?
Korkuyorum. Ne yapacağımı bilemiyorum.
J'ai peur, je ne sais pas quoi faire.
Ne yapacağımı bilemiyorum.
Je ne sais plus quoi faire.
- Onu ne yapacağımı bilemiyorum.
- Je ne sais plus quoi faire de lui.
Ne yapacağımı bilemiyorum... Umutsuzum. Sensiz bir hayat yaşıyorum.
Je suis désemparé... et désespéré... de vivre une vie sans toi.
Tanrım ne olur bana akıl fikir ver, çünkü ne yapacağımı bilemiyorum.
Une minute, Seigneur, pardonnez ce que je vais faire. Comme vous au Temple :
Ne yapacağımı bilemiyorum.
Je ne sais que faire toute seule.
Ne yapacağımı bilemiyorum.
Je ne sais pas.
Onunla ne yapacağımı bilemiyorum.
Je ne saurais pas quoi en faire. A moins de le remplir de strudel aux pommes.
Ne yapacağımı bilemiyorum.
Je ne sais que faire.
Ne yapacağımı bilemiyorum.
Je ne sais pas quoi faire.
Baba, ne yapacağımı bilemiyorum.
Je ne sais pas quoi faire, Parrain...
Ne yapacağımı bilemiyorum. Ya, Spree Nehri'nde boğulacağım ya da, adamlarımdan birinin süngüsünün üstüne atlayacağım.
SOIT JE ME NOIE DANS LA SPREE SOIT JE M'EMPALE SUR UNE BAÏONNETTE.
Beni affedin! Çünkü artık ne yapacağımı bilemiyorum.
- Pardonnez-moi car je sais ce que je fais.
Ne yapacağımı bilemiyorum.
Je me demande ce que je vais faire.
O kadar heyecanlıyım ki, ne yapacağımı bilemiyorum.
C'est trop, je ne sais pas quoi faire.
Her şeyi denedim. Ne yapacağımı bilemiyorum.
J'ai tout essayé, je ne sais plus quoi faire.
Cenazeyi ne yapacağımı bilemiyorum
Je ne sais pas quoi faire du corps.
Ve bu konuda ne yapacağımı bilemiyorum.
Ni ce que je vais faire sans cet amour.
Ne yapacağımı bilemiyorum.
Qu'est-ce que je vais faire?
Ne yapacağımı bilemiyorum.
Imprévisible.
Ne yapacağımı bilemiyorum.
Je suis dans la panade.
- Ne yapacağımı bilemiyorum.
- Pas de boulot, en tout cas.
- Gerçekten ne yapacağımı bilemiyorum.
- Je ne suis sûre de rien.
Ne yapacağımı bilemiyorum.
c'est vraiment un problème.
Bir sorunum var ve ne yapacağımı bilemiyorum.
J'ai un problème et je ne sais pas comment le régler.
- Seninle ne yapacağımı bilemiyorum.
- Que vais-je faire de toi?
Bununla ne yapacağımı bilemiyorum.
Je n'ai aucune idée de ce qu'il faut faire.
Ne yapacağımı bilemiyorum.
Je ne sais pas ce que je vais faire.
Sears hakkında ne yapacağımı bilemiyorum.
Je ne sais pas quoi faire à propos de Sears.
Seninle ne yapacağımı bilemiyorum.
Je ne sais pas que faire de toi.
Artık ne yapacağımı bilemiyorum.
Je ne sais plus quoi faire
Bu konuda ne yapacağımı bilemiyorum.
Je ne sais pas quoi faire.
Bu laf ebesini ne yapacağımı bilemiyorum.
Mais je ne sais pas quoi faire d'elle.
Seninle ne yapacağım bilemiyorum.
Je ne sais pas quoi faire avec toi.
Ama şu an olduğu gibi şeşi beş görmeye devam edersen... Ne yapacağımızı bilemiyorum.
Mais si tu continues à tout mélanger comme maintenant, je ne sais pas ce qu'on va faire.
Onunla ne yapacağımızı bilemiyorum.
Je ne sais pas ce qu'on va faire avec lui.
Ne yapacağımı veya ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Que faire?
Monica... Seninle ne yapacağım bilemiyorum.
Vous ne serez donc jamais raisonnable!
Majesteleri ile ne yapacağım, bilemiyorum.
Elle est vraiment impossible.
Ne yapacağım bilemiyorum.
Je ne sais pas quoi faire.
Ne yapacağım bilemiyorum.
Je vous interdis.
Ne yapacağım bilemiyorum.
Comment peut-on être tellement envahissant!
Ne yapacağımı bilemiyorum.
Je ne sais plus...
Tanrı'm, ne yapacağımı gerçekten bilemiyorum.
Je ne sais vraiment pas quoi faire.
Ben seni partiden kopardığım için özür dilerim, yani, ama... ne yapacağımı hiç bilemiyorum, Dal.
Je m'excuse, t'es en pleine fête, mais là, je suis paumé.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]