English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ N ] / Ne yapacağımızı biliyorum

Ne yapacağımızı biliyorum traducir francés

137 traducción paralela
- Ne yapacağımızı biliyorum. - Ne?
- J'ai une idée.
Ne yapacağımızı biliyorum.
J'ai une idée!
Ne yapacağımızı biliyorum.
Je sais!
Ne yapacağımızı biliyorum! "Konukları Becer" e ne dersiniz?
Si on jouait à "Tirez sur les invités"?
Ne yapacağımızı biliyorum. Onu birinci makineye koyacağım sen de küçük bir omuz vereceksin.
Bon, je vais embrayer, toi, tu pousses.
Ne yapacağımızı biliyorum.
Rendons-nous.
Ne yapacağımızı biliyorum.
J'ai une idée.
Ne yapacağımızı biliyorum.
Je sais ce qu'on va faire.
- Ailesine bildirecek misiniz? - Evet, efendim, ne yapacağımızı biliyorum.
- vous préviendrez la famille?
- Tamam, ne yapacağımızı biliyorum.
OK, j'ai une idée.
Ne yapacağımızı biliyorum.
Je sais quoi faire.
Ne yapacağımızı biliyorum.
Je sais ce qu'on peut faire.
Ne yapacağımızı biliyorum. Hadi alış-verişe gidelim.
Je sais, allons faire du shopping.
Mektupla ilgili ne yapacağımızı biliyorum.
Je sais ce qu'on fera de la lettre.
Ne yapacağımızı biliyorum.
Voilá ce que j'ai décidé!
Ne yapacağımızı biliyorum.
Je sais, je fais quoi maintenant?
Bu durumda ne yapacağımızı biliyorum.
Je sais exactement quoi faire.
- Tamam, ne yapacağımızı biliyorum.
J'ai une idée.
Pekala, şimdi Joxer. Beni çok dikkatlice dinle. Ne yapacağımızı biliyorum.
- Ecoute-moi attentivement...
Ne yapacağımızı biliyorum. Dün gece yaptığımız şeyleri hatırlamak için tekrar yapacağız.
Ce qu'il faut faire... c'est se remettre dans notre peau d'hier...
Sanırım ne yapacağımızı biliyorum.
Je crois savoir par où commencer.
Baba, ben ne yapacağımızı biliyorum! Fox'ta Ayı Saldırısı'nda izlemiştim!
J'ai vu ce qu'il faut faire à la télé dans Quand les ours attaquent.
Ben ne yapacağımızı biliyorum, Angel bana söylemişti.
Je sais quoi faire. Angel me l'a dit.
Merak etmeyin. Tam olarak ne yapacağımızı biliyorum.
Ne vous inquiétez pas, je sais exactement ce qu'il faut faire.
Ne yapacağımızı biliyorum.
Et je sais quoi.
Merak etme sen, ben ne yapacağımızı biliyorum.
Je sais ce que je fais.
- Hayır, gelmiyorlar. O... Ne yapacağımızı biliyorum.
C'était une salope, elle était vieille, mais je me la tapais.
Çukurdan hemen uzaklaş! Ne yapacağımızı biliyorum.
Warrick, Catherine a raison.
Ne yapacağımızı biliyorum.
Moi je sais. Je me tire d'ici.
Oh, ve ben tam olarak ne yapacağımızı biliyorum.
Oh, et sais exactement ce que l'on va faire.
- Perrolli'ye ne yapacağımızı biliyorum. Tommy'i tekrar itfaiyeye almak için uğraşırken karşılaştığımız bu kadar pisliği görünce, bu bok torbasının üstüne biraz çamur atmak iyi olur.
Pour Perolli, vu qu'on essaie de faire réintégrer Tommy,
Sorun yok, sorun yok Ne yapacağımızı biliyorum.
C'est bon, c'est bon. Je sais ce qu'il faut faire.
Lu Lu Lu, haydi beraber olalım, Ne yapacağımızı biliyorum, Lu Lu.
Lu, Lu, Lu, Réunissons-nous, je sais ce qu'on pourrait faire, Lu, Lu, Lu - Butters!
Bu yüzden bir günümüzü alabilir Bu adamın tam yerini bulmamız sonrasında ne yapacağımızı biliyorum
Nous avons peut-être une journée avant que sa cachette passe à travers les branches et que tout le monde la connaisse.
Ne yapacağımızı biliyorum.
Je sais exactement quoi faire.
- Ne yapacağımızı biliyorum.
- Je sais ce qu'on va faire.
Ben biliyorum, ne yapacağımızı.
Je vais te montrer comment on obtient la peinture.
Bana bıraksanız, ne yapacağımı gayet iyi biliyorum.
un verre d'eau en pleine figure!
Yapacağım şeyi onaylamazdınız biliyorum.
Ce que je vais faire ne te plaira pas.
- Hayır, efendim, beni bağlamasanız da olur. - Ne yapacağımı biliyorum.
- Non, je sais quoi faire.
Evi satamazsam New York'a dönecek param olmaz. Biliyorum canım. - Elimizden geleni yapacağız canım.
Si je ne vends pas la maison, je ne pourrais pas rentrer.
Öyleyse bu adam hakkında endişelenmeyin. Ona ne yapacağımızı çok iyi biliyorum.
Quant à ce gars, je sais exactement quoi en faire.
Bu fikrin hoşuna gitmediğini biliyorum. Ama bu evi satmalı ve alacağın parayı..... yapacağımız parka yatırmalısın.
L'idée ne te plaît pas, mais tu devrais vendre la maison et me laisser investir dans le parc de loisir.
Biliyorum ülkeye girmemi bekliyorsunuz. Ama şimdi size ne yapacağımı söyleyeyim. O çantayı ölmüş bedenimden alacaksınız!
Vous êtes venus ici pour moi mais je vous préviens, faudra m'étendre pour avoir le sac.
Ne yapacağız? ) — Endişelenme. Ne yapacağımı biliyorum.
Ça va, je sais quoi faire.
Ne yapacağımızı biliyorum.
On va faire comme ça :
- Bunu nasıl yapacağımızı biliyorum. Geçen yıl, OPEC başkanı Cezayir'deki Kherefu Sanat Müzesi'ne bir koleksiyon bağışlayınca,... Sloane içinde Rambaldi eserleri olabilir diye bir grup ajan göndermişti.
L'an dernier, Sloane a envoyé des agents au musée d'art d'Alger après qu'un ministre a fait don d'une collection qui selon Sloane pourrait contenir des objets de Rambaldi.
Plana ihtiyacımız yok. Ne yapacağımı biliyorum.
Pas besoin de plan, je sais quoi faire.
- Biliyorum. Deliği ne yapacağımızı düşünelim.
Commençons par trouver quoi faire avec ce trou.
Çaldığımız palyaçoyu ne yapacağız biliyorum.
On aurait pas dû voler ce clown.
Hayır, onu kontrol edemeyeceğimi biliyorum, ama bunun yapacağımız işte bir farkı olmaz.
Non, je sais que je ne peux pas la contrôler, mais ça n'a rien d'original.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]