English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ O ] / Onu özledim

Onu özledim traducir francés

398 traducción paralela
Biliyor musun, komik bir durum. Gittiğinden beri, sanki onu özledim.
C'est marrant, il me manque depuis qu'il est parti.
Onu özledim. Evet, onu özledim.
Elle me manque, oui, elle me manque.
Ben de onu özledim.
Elle me manque aussi.
Onu özledim anne.
Il me manque, maman.
- Evet. Ben de onu özledim, anne.
A moi aussi, il m'a manqué, maman.
Onu özledim.
Elle me manque.
Güzel film, güzel tabut. Büyükbabamı özledim. Ben de onu özledim.
Où Bart a-t-il enfoncé les pétards?
Onu özledim.
Il m'a manqué.
Onu özledim mi?
Me manquait-elle?
Onu özledim.
Il me manque.
Onu özledim.
- Elle me manque.
Onu özledim Tommy.
Elle me manque, Tommy.
- Onu özledim.
- Elle me manque.
- Onu özledim.
- Il me manque.
Onu özledim.
Elle me manquait.
Güzel Londram, onu ne kadar da özledim. Hadi bakalım, yukarı odanıza çaydan önce biraz uyuyun.
Reposez-vous avant le thé.
Onu çok özledim.
Et c'est arrivé!
Onu çok özledim.
II me manque terriblement.
Bilmiyorum. Ama denizdeyken onu çok özledim.
Mais elle m'a beaucoup manqué.
- Onu özledim.
- Tu dois le rencontrer.
Özledim onu.
Il me manque.
Onu çok özledim.
Il va me manquer.
Onu çok özledim.
Elle me manque tellement.
Nasıl da özledim onu.
ce sacré Hérode!
Annem orduda olmasını seviyordu. Onu çok özledim.
Ma mère adorait cet endroit, elle me manque énormément.
Onu çok özledim.
Elle me manque beaucoup.
Onu çok özledim İbikli...
Je la regrette bien, La Denrée...
Evet, onu çok özledim.
Oui. J'ai trouvé ce que je cherchais.
Tamamdır, yani özledim onu.
- Si. Bon, d'accord, ça me manque.
Onu cidden özledim.
Il me manque vraiment.
Gideli daha üç gün oldu, onu şimdiden özledim.
Trois jours qu'il est parti et il me manque déjà.
Özledim onu.
Je voudrais le voir.
Tanrım, onu öyle çok özledim ki.
Bien sûr... Il me manque tant...
Onu çok özledim.
– Lisez-la-moi plutôt.
Ben de öyle. Özledim onu.
- Il me manque aussi.
Onu biraz özledim sanırım.
Il me manque un petit peu.
Onu çok özledim.
Il me manque beaucoup.
Nasıl özledim onu.
Elle me manque tant.
Gebhard'a selam söyle, Sissi'yi benim için öp. Onu çok özledim.
Donne le bonjour à Gebhard et fais un bisou à Sissi, je languis de la voir...
Onu şimdiden özledim.
Tu sais... Il me manque déjà.
Onu özledim.
Comme elle me manque.
Öyle yapmam gerekirdi, ama cenazesinin olduğu gece onu çok özledim.
La nuit de son enterrement, il me manquait tant...
Onu seyredemem ve Johnny'i özledim.
Je refuse de voir ce type. Johnny me manque.
Onu tutmayı, beslemeyi, ona şarkı söylemeyi özledim.
De le tenir dans mes bras, de lui chanter des berceuses...
Onu çok özledim.
Terriblement!
Onu öyle özledim ki!
Cela fait longtemps que je ne l'ai pas vu!
Onu öyle özledim ki.
Elle m'a tant manqué.
Çok mantıklı birisiydi. Onu çok özledim.
Ses conseils étaient si judicieux.
Sadece onu çok özledim.
Mais elle me manque beaucoup.
Onu çok özledim!
Il me manque tellement!
ama onu çok özledim. son yılını burada bitirmesini söyledim.
Mais elle me manque, donc je lui ai proposé de finir ses études ici.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]