English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ P ] / Polis çağırın

Polis çağırın traducir francés

156 traducción paralela
Gidip polis çağırın.
Allez chercher la police.
- Evet. Polis çağırın Bayan Inwood.
Appelez-la donc!
Peşinden gidin! Hadi! Bir polis çağırın!
Alertez un policier, deux policiers!
Polis çağırın.
Un docteur, vite, vite!
Polise vermeli. Polis çağırın. Polislik iş değil.
Ca vous donne de vieilles affaires et ça vous fait des discours.
Polis çağırın! Polis çağırın!
Appelez les flics!
- Polis çağırın.
- Appelez la police!
- Polis çağırın.
- Appelez la police.
Polis çağırın!
Appelez la police!
Polis çağırın!
Appelez la police.
Polis çağırın! İmdat!
Appelez la police!
Polis çağırın.
Appelle la police!
Polis çağırın! Burada bir cinayet işlenmiş!
Il y a eu un meurtre!
Bayım, polis çağırın lütfen.. .. itfaiyeyi SWAT takımını yada..
Appelez la police ou les pompiers ou les forces spéciales.
Polis çağırın! Çöplükçü kadın yine Roger'ın canını sıkıyor!
La clocharde emmerde Roger!
Tamam, Polis çağırın.
Appelons la gendarmerie.
Bir dahaki sefere polis çağırın.
La prochaine fois, appelez la police.
Polis çağırın.
Appelons la police.
- Çekil şuradan. - Öldün sen! - Polis çağırın!
Appelez la police!
- Polis çağırın!
Va chercher la police?
Polis çağırın!
Appelez les flics!
- Hey, hey! 10 dakika içinde geri dönmezsem, polis çağırın.
Et si je suis pas revenu dans dix minutes, appelez la police.
Polis çağırın. Binayı ablukaya alsınlar.
Appelez les flics, bouclez le secteur!
Polis çağırın.
Appelez les flics.
Polis çağırın.
Appelle les flics.
Senin arkadaşın polis. Onları çağırıyorum.
C'est la police qui le protégera.
Çabuk. O salak polis seni aramak için arkadaşlarını çağırmıştır.
Tu dois être recherché.
Polis çağırın. Çabuk. Polis.
La police, vite!
Arkadaşın olmasaydım polis çağırırdım.
Si je n'étais pas ton ami, j'aurais déjà appelé la police.
Ellerini bağla, polis arabasını çağır.
- Pourriez-vous me rendre un service? - Quoi?
Ya yemeğin parasını ödersin yada polis çağırırım.
Vous payez le repas ou j'appelle le shérif.
Bırakın, valla polis çağırırım.
J'appelle un agent!
Harry, lütfen, polis çağırır mısınız?
Harry, auriez-vous l'amabilité d'appeler la police?
Yolu açın, yolu açın, yoksa polis çağırırım!
Dégagez la piste ou j'appelle les flics.
- Polis çağırın!
- Du calme!
Polis çağırın!
Police.
Magda'ya çantasını ver, yoksa polis çağırırım.
Rendez son sac à Magda ou j'appelle la police.
İstersen polis çağır. Beni bir alet gibi kullandın.
J'y ai pensé quand tu faisais de moi un outil.
- Polis çağırın!
Appelez la police.
- Anne. Anne, burada kimse yok. - Polis çağır.
- Maman, il n'y a personne.
Bence polis çağır ve avukatını ara.
Il faut appeler les flics. Et un avocat.
Gidin burdan çıkın dışarı yoksa polis çağırırım.
- Partez ou j'appelle la police!
Sakin olmazsanız ve sandviçlerin parasını ödemezseniz polis çağırırım.
Vous vous écrasez, et vous payez vos pains ou j'appelle la police.
- Polis çağırın!
C'est rien.
- Polis çağırdın mı? - Hayır.
Tu as appelé la police?
Tüm rütbeli polis memurlarını buraya çağırın.
Réunissez tous les gradés.
Aklını mı kaçırdın? O bebeğe yaklaşırsan polis çağırırım.
Si tu t'approches de ce gosse, j'appelle les flics.
Polis çağırın!
Police!
Öyleyse polis çağırın.
Appelez les flics.
- Polis çağırın.
Appelons la police.
Sen ne yaparsın? Polis çağırırsın. Buldukları yargıcın atayacağı avukat mutsuz çocukluğundan bahsedip, ona acımamızı istesin diye.
Vous appelleriez les flics... il serait examiné par un psy... il parlerait de son enfance et on aurait de la compassion pour lui.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]