Sadece bir traducir francés
81,731 traducción paralela
Sadece bir tane.
Juste une.
Görünen o ki sadece bir isyancı lideri değil, aynı zaman da katil bir sosyopatmış.
Mais il n'est pas juste un chef rebelle... C'est un meurtrier sociopathe.
Rip'te sadece bir parçası var.
Rip n'a qu'un fragment sur lui.
Sadece bir silah dedik ya.
Je demande juste une arme.
Burayı sadece bir kere gördüm o da uzaktandı.
Je ne l'ai vu qu'une fois, et c'était de loin.
Lütfen, sadece bir oyun.
Juste une partie.
Sadece bir parti, tamam mı?
Ce n'est qu'une fête.
Sadece bir numara.
Il joue un tour.
Ama tatlım, bu sadece bir oyun, tamam mı?
Mais là, ce n'est qu'un jeu, d'accord?
Sadece bir kitap.
C'est un livre.
Bu sadece bir bahaneydi.
La liste n'était qu'un prétexte.
Dediğim gibi Oliver, kapüşon sadece bir bez parçası.
Je te l'ai dit, Oliver, la capuche n'est qu'un morceau de tissu.
Sadece bir hamleyi, fırlatmayı beklememiz gerekiyordu.
On devait s'attendre à ce qu'ils tirent. C'était leur seule option.
Sadece bir avuç kaya.
C'est juste un tas de cailloux.
Hayranlığını sadece bir kişiye saklar.
Elle n'en admire qu'une.
Sadece bir oyun bu.
Ça n'est qu'un jeu.
Sidney, buradaki konularımızdan sadece bir tanesi.
Sidney est l'un de nos sujets parmi d'autres.
Gücü gerçekten arzulayan kişiler aslında sadece bir şeyi kontrol etmek istiyordur :
Ceux qui recherchent avidement le pouvoir essaient finalement de contrôler une seule chose.
Kayıtlarınız silinecekti ama bir pürüz vardı sadece.
Vos casiers effacés, mais... il y avait une condition.
Sara, ne düşündüğünü bilmiyorum ama ben sadece, karısı için endişelenen bir kocayım.
Je sais pas ce que tu as cru, mais... je suis qu'un mari qui était inquiet pour sa femme.
Sadece onun anlayacağını sandığım bir şekilde ona haber gönderdim.
J'ai essayé de la contacter par un moyen qu'elle seule connaissait.
Biz sadece yarış için bir araya gelmiş bir takımız.
On est juste une équipe pour la course.
Bu zor ekonomik şartlar altında ayakta kalmaya çalışan küçük bir esnafım sadece.
Je suis juste un petit patron qui essaie de survivre économiquement.
Bir saniye sürecek sadece.
J'arrive.
Sadece bugün bir şey aldın mı, öğrenmem gerekiyor.
Je dois savoir si vous avez pris quelque chose aujourd'hui.
Sadece iyi bir barista değilim.
Je suis pas que barista.
O sadece "anlaşılmaz" demenin süslü bir yolu. - Yürümekten de yorulmaya başladım.
Un bien joli mot pour "floues", et j'en ai assez de marcher.
- Sadece sıradan bir adamım.
Je ne suis qu'un type normal.
Bizimki gibi bir üçlüde kendi çıkarın için bizi birbirimize düşürmeye çalışman sadece bariz değil, aynı zamanda da klişe.
Dans un trio tel que celui-ci, tourner les uns contre les autres pour ton propre profit n'est pas seulement évident, mais cliché.
Bak, yeni bir Black Canary bulmak sadece özgeçmiş okumakla olmaz.
Écoute. Trouver une nouvelle Black canary ne se fera pas en lisant des dossiers.
Bir kaleye gireceğiz. Sadece yay mı kullanacaksın?
On entre dans une forteresse, et tu vas juste utiliser un arc?
İkimiz arasında geçen bir hikayeyi anlattım sadece.
Je lui ai juste raconté une histoire à propos de vous et moi.
Paçavralar olmadan sadece ekibin riskini alamayacağı bir yük olurum. Prometheus dışarıdayken olmaz.
Sans les haillons, je suis un fardeau que l'équipe ne peut se permettre, pas avec Prometheus dehors.
Çalışan listelerine baktım ama sanırım saldırganımız internetten bir üniforma almış sadece.
J'ai parcouru la liste des employés, mais je pense que notre tireur a juste acheté une tenue sur internet.
Bazen sadece şiddete başvurmak sonuç veriyor. Ama sonsuz bir kısır döngüye kapıldığımız gerçeğini inkar edemeyiz.
Et parfois il ne répond que par la violence, mais on ne peut pas oublier le fait qu'on ne fait que nourrir un cercle vicieux.
Overwatch, burada sadece cesetler ve bir güvenlik kamerası var.
Overwatch, tout ce qu'on a ce sont des corps et une caméra de surveillance.
Çünkü şu anki olay sadece Prometheus'un yaptığı bir şey değil.
Parce que ce qu'il se passe en ce moment, n'est pas quelque chose que Prometheus a fait.
Önemli bir şey değil, sadece maske.
Ce n'est pas un flambeau. C'est un masque.
Anonim bir hacker, çalıntı haber olayının sahte olduğunu itiraf etti. Sadece bizimle uğraştıklarını söyledi.
Un hacker anonyme a confessé que l'histoire de plagiat était fausse, il a dit qu'il ne faisait que s'amuser.
Çünkü bir işe girdin ve bundan kimseye söz etmemek istiyorsun veya belki de sadece bana anlatmak istemiyorsun.
Parce que tu as un problème, et tu ne veux en parler à personne... Ou peut-être que c'est à moi que tu ne veux pas parler.
Bir şey yok, sadece görmeye alışık olmadığım bir kod satırı var da.
Rien.
Sadece dikileceksen bir şey de diyebilirsin.
Si tu comptes rester là, tu n'as qu'à dire quelque chose.
- Evet. Rene sorumsuz bir angut gibi davranıyor olsa da aslında dışarıdan öyle görünmek... -... için uğraşıyor sadece.
Tu sais, Rene peut sembler être un idiot irresponsable, mais c'est... c'est juste ce qu'il veut que les gens pensent de lui, tu vois?
Adam cani bir manyak değil. Sadece artık kendi anlamlı hayatından başka hayatları düşünecek kapasitede değil.
Ce n'est pas un meurtrier fou, il a juste perdu la capacité de considérer toute autre vie, à part la sienne.
Şu an bu sadece kötü bir fikir.
Maintenant, c'est une mauvaise idée.
Sadece onlar o iğrenç şeyle iyi bir şey yapar.
Si quelqu'un peut trouver quelque chose de bon à faire avec cette merde, c'est eux.
Zor bir hafta geçirdim sadece.
J'ai eu une semaine difficile.
Bazen sadece cesur bir adım atmak gerekiyor.
Parfois, il suffit d'oser faire un pas.
Geçen seansımızı tuhaf bir şekilde bitirdiğimizi biliyorum ama seni hislerinle yüzleşmeye zorluyordum sadece.
Je sais que notre dernière séance s'est finie bizarrement. Mais je voulais vous pousser à vous interroger sur vos sentiments.
Hayır, sadece arada bir görünmek iyidir.
Non. Mais ça fait du bien de faire le point.
Bir Manhattan ısmarlarsan, Tanrı bilir eline ne geçer ama cin tonik, kolalı Jack ısmarlarsan sadece isim olmaz.
Un Manhattan, ça peut tout être. Mais un gin tonic, un whisky-coca, ça dit clairement ce qu'on veut.
sadece bir adam 18
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir tane mi 18
sadece bir tane 124
sadece bir kez 77
sadece bir yudum 20
sadece bir fikir 24
sadece bir dakika 169
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir tane mi 18
sadece bir tane 124
sadece bir kez 77
sadece bir yudum 20
sadece bir fikir 24
sadece bir dakika 169