English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ S ] / Söylesene

Söylesene traducir francés

6,434 traducción paralela
Söylesene Jack, ifaden bir istifa anlamına mı geliyordu?
Dites-moi, Jack... { \ pos ( 192,210 ) } Votre témoignage était une forme de démission?
Söylesene Margot, ağabeyini gördüğünde tepki veren şey ne?
Dites-moi Margot, qu'est-ce qui s'anime lorsque vous voyez votre frère?
Söylesene Hannibal şu anda ne durumdayız?
Alors, dites-moi, Hannibal, quel... Dans quel moment sommes-nous maintenant?
Michael Wilson'ın evini neden yaktığınızı söylesene bana?
Pourquoi vous me dites pas les gars pourquoi vous avez brulé La maison de Michael Wilson?
Söylesene, işe yaradı mı?
Parle-moi. Ça a marché?
Söylesene.
Parle-moi.
Söylesene.
Dis-moi.
Hadi! Söylesene!
Laisse-moi entendre ça!
Senin 24,000 dolara ulaştığın ama benim 1,500 dolara ulaşamayacağım ne var söylesene?
Rappelle moi la différence entre un poste à 24000 $ et le mien à 1500 $?
Söylesene.
Dis-moi un truc.
Banka soygunun da boş silahlahın ne yararı olur, söylesene?
Une arme sans balles dans un vol de banque, ça sert à quoi?
- Öncelikle beni bu kadar heyecanlandıracak şeyin ne olduğunu söylesene.
Commence donc par me dire ce qui est censé tellement m'emballer.
Söylesene Delmonico'da en son ne zaman yemek yedin?
Dis-moi, c'était quand la dernière fois que tu as dîné au Delmonico?
Söylesene Thack Cornelia'nın durumu nasıl?
Dites-moi, Thack, comment va Cornelia? Comment ça? Comment elle s'en sort au Knick?
Bana detayları söylesene.
Donnez-moi la version courte.
Söylesene dostum, o duvarı yıkmak nasıl hissettirdi?
Dis moi, mon ami, comment te sens-tu après avoir détruit ce mur?
Evet anne, niye ani teftişlere şaşırmadığını söylesene.
Dis-nous pourquoi tu n'es jamais surprise par les inspections surprises.
Söylesene, Karanlık Fae bugünlerde neleri yok etmekle meşgul?
Dis moi ce que les faes sombres ont dévoré ces jours-ci?
Tekrar söylesene?
Comment elle s'appelait?
Bana bir tane çingene kimyacı söylesene Dom.
Nomme-moi un gitan chimiste, Dom.
Söylesene, neden Kaptan Faux Hawk beni buraya kadar sürükleyerek getirdi?
Tu veux me dire pourquoi t'as envoyé Capitaine Fauxhawk me traîner jusqu'ici?
- Söylesene.
- Dites-moi.
Söylesene neden Tavşan'ın Harikalar Diyarı'nı terketme fikrini kabul etmedik?
Rappelle-moi pourquoi on n'a pas accepté l'offre du Lapin de quitter Wonderland?
Ne işin var burada? Söylesene, ne işin var?
Qu'est-ce que vous faites ici?
- Söylesene...
- Alors dis-moi...
Söylesene, Lord Merton'ı ne kadar iyi tanıyorsun?
Dites-moi, connaissez-vous bien lord Merton?
Söylesene, Rainer-ülkesinde hava nasıldı?
Dis moi, quel temps il fait au pays de Rainer?
Neler oluyor söylesene.
Qu'est-ce qui se passe? Dis moi.
Söylesene.
Dîtes moi.
Bu hassas yeşil gözlerin ardında neler olduğunu söylesene Tim?
Qu'est-ce qu'il se passe derrière ces sensibles yeux verts, Tim?
Söylesene, ailen denizde çok vakit geçirir mi?
Dites-moi, votre famille navigue souvent?
Söylesene, sana nasıl yardımcı olabilirim?
Dis moi, comment puis-je t'aider?
- Şimdi olacakları... - Söylesene!
- Dis-lui!
Sen söylesene, Flörtçü McGee.
À toi de me le dire, Dragueur McGee!
Büyük patronun nerede olduğunu bize söylesene?
Comment ça va? Pourquoi tu nous dis pas où est le grand patron?
Söylesene, fil avı nasıl gidiyor?
Dîtes moi, comment se passe la chasse à l'éléphant?
Söylesene Erlendur biz gittikten sonra, İngiltere'de ne oldu?
Dis-nous, Erlendur, que s'est-il passé en Angleterre, après notre départ?
Onun hakkında tek bir şey daha söylesene!
Tu dis une chose de plus à propos d'elle et je prie pour toi.
Emma söylesene ne tür bir müzik çalıyorlar?
Donc, Emma, quel genre de musique ils jouent?
Söylesene Philomena nasıl oyuncu oldun?
Dis-moi, Philomena, comment es-tu devenue comédienne?
Söylesene hiç New Jersey'de bulundun mu?
Dis-moi... es-tu déjà allée au New Jersey?
Söylesene sence de insanlar öldükten sonra yıldız olurlar mı?
Dis-moi... les gens se transforment en étoile après leur mort?
Hey, söylesene sence bunlardan kaçı aşağılık?
Bon, alors dis-moi... combien d'entre elles sont des racailles?
Söylesene, ya ben doktor olsaydım?
Dis-moi, si j'étais médecin?
Söylesene...
Dis-moi...
- Neyin peşindesin söylesene?
Qu'essayes-tu d'avoir?
Söylesene, Anna sonsuza kadar, arkadaşım olur musun?
Dis, Anna... tu veux bien être mon amie pour toujours?
Şunu baştan söylesene.
Pourquoi tu ne l'as pas dit plus tôt?
- Bir şey söylesene!
- Non!
Söylesene.
Je te l'avais dit.
- Bunu ona söylesene.
Pourquoi ne pas lui demander?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]