English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ S ] / Söyleyeceğim

Söyleyeceğim traducir francés

13,314 traducción paralela
Sana nereye gitmeniz gerektiğini söyleyeceğim. Aileni bulmana yardımcı olacağım.
Je vais vous dire où aller, vous aider à retrouver votre famille.
- Yarın söyleyeceğim.
Je vais leur dire demain.
Çinli büyükelçiyle görüşüp bu akının duracağını, Ma'an'daki vatandaşlarının tehlikede olmadığını söyleyeceğim.
Je rencontre l'ambassadeur Chinois pour lui dire que cette invasion sera arrêtée et que ses ressortissants à Ma'an, ne courent aucun danger.
Ama sen hastam olmadığın için sana gerçeği söyleyeceğim.
Mais tu n'es pas mon patient. Je vais te dire la vérité.
Bir Papaza yalan mı söyleyeceğim?
Je mentirais à un pasteur?
Facebook'a AMBER alarmı vermesini söyleyeceğim.
J'émets sur Facebook l'alerte AMBER.
Gözünün içine bakacağım ve yanından bile geçmediğini söyleyeceğim.
Je vais te regarder dans les yeux et te dire que tu en es très loin.
- Sana yalan mı söyleyeceğim?
Tu crois que je te mens?
Ne istersen söyleyeceğim.
Je répondrai à toutes vos questions.
- Sana söyleyeceğim herhangi bir şey yok.
Je n'ai rien à vous dire.
- Size bana iç soruşturma bilgisini kimin kimin verdiğini söyleyeceğim. - Sayın Yargıç bu çok çirkin. - Evet öyle.
- C'est scandaleux.
İyi geçinmeniz gerekecek çünkü size bir şey söyleyeceğim.
Il va falloir vous entendre, car laissez-moi vous dire un truc.
Sana yettiği zaman söyleyeceğim dedim.
- Je disais Que je te dirai quand j'en aurai assez.
Ne söyleyeceğim bak.
Je vais vous dire.
Bu yüzden sana söyleyeceğim.
Alors, je... Je vais te le dire. Échappatoire!
Kızlara ne söyleyeceğim?
Qu'est ce que je vais dire aux filles?
Kendimden o kadar eminim ki nedenini söyleyeceğim.
- OK. Je te le dis parce que je suis assez à l'aise pour faire cela, mais, aussi, parce que ça pourrait t'aider, aussi.
Amire nereye gittiğimizi söyleyeceğim.
Oui, et on doit dire au Chef qu'on part.
Adamlar üç adım önde ve Başsavcı'ya da böyle söyleyeceğim.
Ils ont trois coups d'avance, et c'est exactement ce que je vais dire au Ministre de la Justice.
O gün ona ne dediysem sana da aynısını söyleyeceğim.
Et je vais te dire ce que je lui ai dit il y a deux ans.
Ben de sana nasıl hissettiğimi söyleyeceğim zaman gerginlikten ölecektim ama iyi ki demişim.
J'étais nerveux de te dire comment je me sentais, mais... je suis content de l'avoir fais.
Buna karşı çıkmama rağmen Larry'nin iyice düşünüp taşınmadığını söyleyeceğim.
Je le réfute toujours, mais Larry n'a pas bien réfléchi à tout.
İzninizle Bay Barrow'a istediği kadar kalmasını söyleyeceğim.
Avec votre permission, je voudrais dire à M. Barrow qu'il peut rester pour le moment en tout cas.
Babama söylemezsen ben söyleyeceğim.
Si tu ne le dis pas à père, je le ferai.
Biliyormusun, yarın onu arayacağım ve eğer biliyorsa bunun aramızda kalacağını söyleyeceğim.
Je vais l'appeler demain, s'il est au courant, on gardera ça pour nous.
Riske girip, "Beta Ray" in sokak adı olduğu söyleyeceğim.
À tout hasard, je dirais que Beta Ray est un alias.
Marcus ve Yüzbaşı'ya söyleyeceğim.
Je préviens Marcus et le capitaine.
Onlara size adını vermelerini söyleyeceğim.
Je leur dirai de vous donner le nom.
Tamam, sana söyleyeceğim, ama çok büyütecek bir şey yapmayacağına söz vermek zorundasın.
Ok, je te le dis, mais tu dois me promettre de ne pas en faire tout un plat.
- Yine de söyleyeceğim Alex.
- Mais je vais vous le dire quand même.
Ona nasıl hissettiğimi söyleyeceğim.
Tu sais quoi? Je vais lui dire ce que je ressens.
Adamlarıma hazırlanmalarını söyleyeceğim.
Alors je prononce l'heure du décès.
Ben sana gidemeyeceğini söyleyeceğim. Sen de bana kızacaksın.
Et après je dis que tu n'y vas pas, et après tu t'énerve.
- Ona işin gerçeğe döndüğünü söyleyeceğim.
Je vais lui dire que c'est le cas.
Sana üç şey söyleyeceğim.
Je vais vous dire trois choses.
Neden burada olduğumu sana söyleyeceğim, bu seni kızdırırsa kalkıp evine gidebilirsin.
Je vais te dire pourquoi je suis là et si ça t'offense, on pourra se lever et partir.
Polise yanlış anladığımı söyleyeceğim.
Je dirai à la police avoir fait une erreur.
Devi'ye söyleyeceğim!
Je le dirai à Devi!
Asistan adayları işe alınırken son sözü ben söyleyeceğim.
J'ai mon mot à dire sur tous les candidatures des résidents.
Söyleyeceğim.
Je le ferai.
Amy'ye seni güvenlikten geçirdiği için teşekkür ettiğimi söyle. Tanıdığım her yatırım bankerine senin teklifini geçiştirmelerini söyleyeceğim çünkü Mike Ross güvenilmez adamın biridir.
Dites à Amy que je la remercie pour vous avoir fait passer la sécurité, parce que je vais appeler chaque banquier d'investissement que je connais et leur dire de refuser votre offre car on ne peut faire confiance à Mike Ross.
Sanırım gidip Robert Zane'e birlikte çalışamayacağımızı söyleyeceğim.
J'imagine que je vais juste aller dire à Robert que nous ne travaillerons finalement pas ensemble.
Sana ne yapacağını söyleyeceğim.
Je vais te dire exactement ce que tu vas faire.
- Olmaz. Bir şeyler söyleyeceğim.
- Je vais lui parler.
Kendi oğlum için ne hissetiğimi sana söyleyeceğim...
Voilà ce que je ressens pour mon fils...
Bilmediğim bir şey söyle. - Ölmek istediğimi mi söyleyeceğim?
Dites-moi quelque chose que je ne sais pas.
Deliğe 25 sent atıp çevir sesini duyduğunda söyleyeceğim numarayı tuşla.
Tu mets une pièce dans la fente, et puis quand tu entends la tonalité, tu composes ce numéro.
Tamam bunu bir kere söyleyeceğim.
Ok, écoute, car je vais le dire seulement une fois.
Sana kendimle ilgili kişisel bir şey söyleyeceğim Jess, tamam mı?
Jess, je vais te rà © và © ler quelque chose de personnel.
Beklemelerini söyleyeceğim.
Laisse-les attendre.
İşte buydu söyleyeceğim.
Donc, voilà.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]