Tanıştığımızı sanmıyorum traducir francés
157 traducción paralela
- Tanıştığımızı sanmıyorum.
Je ne pense pas.
Tanıştığımızı sanmıyorum.
Je n'ai pas été présentée.
Tanıştığımızı sanmıyorum.
On ne nous a pas présentés.
Tanıştığımızı sanmıyorum.
- Non, je n'y étais pas.
Tanıştığımızı sanmıyorum!
Où, par exemple?
- Tanıştığımızı sanmıyorum.
- Je ne crois pas que nous ayons été présenté.
Adını alamadım daha yani tanıştığımızı sanmıyorum.
Je ne connais pas son nom, j'ignore si on est parents.
Tanıştığımızı sanmıyorum.
Je ne crois pas vous connaître.
Tanıştığımızı sanmıyorum.
Je m'appelle Rose Lefkowitz. Enchantée!
Tanıştığımızı sanmıyorum... ve bunun sizi ilgilendirdiğini de düşünmüyorum.
On se connaît, l'ami? Et puis, ça ne vous regarde pas.
Tanıştığımızı sanmıyorum. Hakkında pek bir şey bilmiyorsunuz yani?
Que savez-vous de lui?
Hayret! Tanıştığımızı sanmıyorum.
Nous ne nous connaissons pas, je crois.
- Tanıştığımızı sanmıyorum.
- On ne se connaît pas.
Tanıştığımızı sanmıyorum.
- Je n'ai pas eu le plaisir...
Tanıştığımızı sanmıyorum. Ben Marlene Craven.
- Je suis Marlene Craven.
Tanıştığımızı sanmıyorum. Ben Wayne.
Nous n'avons pas été présentés.
Tanıştığımızı sanmıyorum.
Je ne vous connais pas.
Tanıştığımızı sanmıyorum.
Je ne pense pas vous connaître.
- Tanıştığımızı sanmıyorum. Ben Jeanie.
- Je me présente, Jeanie.
Tanıştığımızı sanmıyorum.
On n'a jamais été présentés.
Ben, Fox Mulder. Tanıştığımızı sanmıyorum.
Je crois qu'on ne se connaît pas.
Tanıştığımızı sanmıyorum.
On ne se connaît pas.
Merhaba. Hayır, daha önce tanıştığımızı sanmıyorum.
On ne se connaît pas.
Okulun katı uygulamaları yüzünden tanıştığımızı sanmıyorum.
On ne se connaît pas... avec la discrimination qui règne au lycée.
Tanıştığımızı sanmıyorum.
Je ne crois pas qu'on s'est rencontrer. Je suis Ross.
Tanıştığımızı sanmıyorum.
- Nous ne nous connaissons pas.
- Tanıştığımızı sanmıyorum.
Rory est l'une de nos nouvelles élèves
Daha önce tanıştığımızı sanmıyorum.
- on ne l'a jamais rencontré.
Bay Wells, ben Janet Wilson. Tanıştığımızı sanmıyorum.
Je suis Janet Wilson, je ne crois pas vous avoir rencontré.
Tanıştığımızı sanmıyorum.
Je ne crois pas qu'on se connaisse.
Pardon, tanıştığımızı sanmıyorum.
Je suis désolée, je ne vous connais pas.
Tanıştığımızı sanmıyorum ama beni tanıyorsun.
Je ne me rappelle pas quand on s'est rencontré, mais vous me connaissez.
Hiç tanıştığımızı sanmıyorum. Fakat sizi etrafta görmüştüm.
On ne se connaît pas, mais je vous ai déjà vu.
- Hey, tanıştığımızı sanmıyorum. Ben, Julie Taylor.
On ne se connaît pas encore.
Daha önce tanıştığımızı sanmıyorum...
Je pense pas m'être présentée...
- Tanıştığımızı sanmıyorum.
- Je ne crois pas vous connaître.
Tanıştığımızı sanmıyorum, Bay...
Vous êtes monsieur...?
Daha önce tanıştığımızı sanmıyorum.
- On ne se connaît pas.
Seni yakalayacağım. Tanıştığımızı sanmıyorum.
On n'a pas été présentés.
Tanıştığımızı sanmıyorum, bayım.
Je suis procureur à Santa Fe.
Tanıştığımızı sanmıyorum.
Je me présente.
- Tanıştığımızı sanmıyorum Kardeş...
Je crois que nous ne nous sommes pas rencontrés, frère...
- Tanıştığımızı hiç sanmıyorum.
- Nous nous connaissons?
Daha önce tanıştığımızı sanmıyorum.
Je m'appelle Richard.
- Tanıştırıldığımızı sanmıyorum.
Nous n'avons pas été présentés.
Tanıştırıldığımızı sanmıyorum.
Je ne crois pas que nous nous connaissions.
- Herhangi bir şeye ihtiyacın olursa tanıştığımız sanmıyorum.
Si tu veux autre chose...
Tanıştığımızı hiç sanmıyorum. Ben...
On se connaît?
Kızım ile tanıştığını sanmıyorum.
Tu n'as pas rencontré ma fille.
Tanıştırıldığımızı sanmıyorum.
Je crois qu'on n'a pas été présentés..
Mr. Monk, Vicki ile önceden tanıştığınızı sanmıyorum.
M. Monk, vous n'avez pas rencontré Vicki.