Ve seni traducir francés
32,191 traducción paralela
Ve seni seviyorum.
Et je t'aime.
Aynen, seni ve senin o aciz arkadaşlarını kurtardıkları için!
Pour vous avoir tiré toi et tes incapables copains hors de l'eau!
Cehennemdeki herkes seni küçümsüyor ve seni aynen olduğun gibi görüyor, hiçbir şey.
Tout le monde en enfer te méprise. Ils voient exactement ce que tu es. Rien du tout.
Ve seni orada istiyorum.
Je tiens � ta pr � sence.
Ve şunu hatırla ki seni bulmadan önce yaşadığım mutsuz ve yalnız yüzyılları ve seni bulunca dolu dolu yaşadığım aşkın üç yılı.
et souviens-toi que j'ai eu un siècle de souffrance et de solitude avant de te trouver... et puis trois... magnifiques années d'amour.
Oraya gitmektensen milyonlarca defa ölürüm ve seni milyonlarca defa öldürürüm!
Je préférerais mourir un million de fois, et te tuer un million de plus plutôt que de retourner là-bas!
O ve Foulkes arasında olanlar seni rahatsız etmedi mi?
Ce qui s'est passé entre lui et Foulkes, ça ne vous a pas gênée?
Ama bunun hakkında çok düşündüm ve bence seni durduran başka bir şey var.
Mais j'y ai beaucoup pensé et je pense que ce qui t'arrête est d'un autre ordre.
O zaman seni sapan ve oklardan ne kurtaracak?
Car que te reste-t-il contre les cailloux et les flèches?
Dışarıda seni bekliyor olacağım ve oyun oynamayacağım.
Je serai là, à t'attendre. et je ne vais pas jouer à un jeu.
Ve, Seni tekrar görmek isterim.
Et, j'aimerai te revoir.
Bu şekilde onu gördüğün zaman sanki seni zor durumda bırakmış gibi olur ve bunu telafi etmek için uğraşır.
Tu feras un effort pour le voir et du coup, il voudra se rattraper.
Bu seni ve Fallon'u haksız fesihten korumak için tasarlanmış.
Le but est de vous protéger, Fallon et toi, contre un licenciement abusif.
Biliyorum ama Welby'e çoktan kaydolmuştun ve hepimiz Elliot'un seni koruyabileceğini düşündük.
Je sais, mais tu t'étais déjà faite internée à Welby et on a tous pensé qu'Elliott allait te protéger.
Elliot seni kendimden uzaklaştıracağımı ve kendimi savunmasız hale getireceğimi biliyordu.
Elliott savait que je te repousserai et que je me rendrais vulnérable.
Kasabadaki ve okuldaki herkes seni rahat bırakmayacaktır.
Tout le monde à l'école et en ville... ils te lâcheront pas.
Mesela ilk başlarda seni can sıkıcı ve isteksiz biri görürdüm.
Par exemple, j'ai déjà pensé que tu étais ennuyeux et lourd.
Şimdiden seni ve sevdiğin herkesi mahvetmeye başladı.
Il joue déjà avec toi et les gens que tu aimes.
Çünkü seni bulduğumda ve bulacağım eğer o tek parça halinde değilse seni parçalarım.
Quand je te trouverai, et ça va arriver, s'il est pas en un morceau, je te découperai en pièces.
Annen ve baban olduğu için seni aşağıladığıma üzgünüm.
Je suis désolé de t'avoir insulté parce que tu as des parents.
Ve aynı zamanda, seni terk ediyorum.
Et je te largue.
Seni terketti ve sen de arabasına zarar verdin.
Il vous a larguée, et vous avez abîmé sa voiture.
İddiayı kaybettin ve Castle da şimdi seni her gittiği yere sürüklüyor mu peşinden?
Tu as perdu un pari, maintenant Castle doit te traîner partout où il va?
Ve burada kalarak seni ve yuvamı tehlikeye atıyor olabilirim
Et je pourrais te mettre en danger en restant.
Siber saldırı sonucunda oluştu. Hesabındaki para seni bu siber saldırıyla ilişkilendirecek Ve boynuna ipi geçirecek kanıt.
L'argent sur ton compte est le noeud coulant que la cyber attaque t'a fait autour du cou.
Seni Marcus Janek ve Bryce Roberts cinayetlerinden tutukluyorum
Vous êtes en état d'arrestation pour les meurtres de Marcus Janek et de Bryce Roberts.
Seni hedef yapmam gerekliydi Ve otoritelere teslim olmayacaktın, Ve olmadın.
Je devais mettre une cible dans ton dos et m'assurer que tu ne céderais pas face aux autorités, mais tu ne l'as pas fait.
Bak, neden seni istiyorlar bilmiyorum ama seni istiyorlar ve tecrübelerime göre, bu sadece tehlikeli nedenlere odaklaklandıklarında gerçekleşen bir şey.
J'ignore pourquoi ils te veulent. mais crois-en mon expérience, quand ils sont vagues sur leurs buts, c'est que leurs raisons sont louches.
Bak, Bonnie, Alex seni görseydi, Swat ekibini çağırır ve tüm bu çabalarımız boşa gitmiş olurdu.
Écoute, Bonnie, si Alex t'avait vue, elle aurait appelé son équipe et tout cela aurait été pour rien.
Beni boşver o zaman ama hayatı Elena'ya bağlı olan ve bizi de onsuz bir hayata iten seni gerçekten özlüyor mu sanıyorsun geride kalan diğer arkadaşlarının?
Tu me dis d'aller me faire foutre, ok. Vis ta vie attachée à celle d'Elena, me destinant, et pour être honnête, destinant tous nos amis, à une vie sans la personne qui nous manque le plus et qui, pour être clair, n'est pas toi.
Dallas'a seni aramak için geldiğimde gördüklerim şuydu... Sen, Ric ve beraber mutlu olduğunuz çocuklarınız.
Quand je suis allé te retrouver à Dallas, j'ai vu... je t'ai vu avec Ric et les enfants, et vous étiez heureux.
Çünkü onu çok seviyorsun ve bunda yanlış hiçbir şey yok.. Aynı benim seni sevdiğim halde bir şekilde incitmeyi başardığım gibi.. Bu aklımda bile olmayan bir şey oysa.
Parce que tu l'aimes tellement, et il n'y a pas de problème avec ça, et je t'aime, et la pensée que tu sois blessé... n'est pas une option que j'accepte.
Ve Caroline... seni sevdiğimi biliyorsun değil mi?
Et, Caroline... Tu sais que je t'aime, non?
Ve bu seni defalarce kez mahvetti. Ve bu yüzden, bu sefer farklı bir tür yardımına ihtiyacım var.
Et encore et toujours, ça t'as foutu en l'air, et cette fois, j'ai besoin d'un autre genre d'aide.
Ve bunun için seni sonsuza kadar seveceğim.
Et pour ça, je... je t'aimerai toujours.
Olivia, sana söz veriyorum ekibim ve ben seni kurtaracağız.
Olivia, je promets, mon équipe et moi allons vous sauver.
Bu seni gerçekten ayakları yere basan ve sevilesi biri yapar.
Une personne normale et aimable.
Seni yok edecek ve muhtemelen sonra yarattığın her şeyi yok edecek.
Elle va t'éliminer. Puis elle va détruire tout ce que tu as créé, elle me l'a dit.
Mühür seni de değiştirmeye başlayınca insanlığa bir tehdit olacağını düşündüm ve sana da aynı şeyi yaptım.
Et quand la marque t'a corrompue, tu étais une menace pour l'humanité, alors j'ai fait pareil pour toi.
Seni sevdim ve düşündüm ki... Senin de beni sevdiğini biliyordum.
Je t'aimais et je croyais que... non, je savais, que tu m'aimais aussi.
Seni... kendimi ve çiftliği istiyorum.
Toi, moi et le ranch.
Seninle sıkışıp kalmamın sebebi senden oğlu olan bir kadınla yattıktan ve yalan söyledikten sonra seni tekrar kabul etmem!
Je suis coincée avec toi parce que je t'ai repris après que tu aies couché avec la femme qui t'a donné un fils... et tu m'aies menti à ce sujet!
Leonard, seni seven ve önemseyen bir kadın bulduğun için çok mutluyum.
Je suis tellement content que tu aies trouvé une femme qui t'aime et qui tiens à toi.
Senin beni mutlu etmen gibi, ben de seni mutlu etmek istiyorum ve bunu yapabileceğimi de biliyorum.
Je veux juste te rendre heureux comme tu me rends heureux, et je sais que je peux.
Aynen derdim, seni dünyaların dünyalarının dünyası kadar seviyorum derdi ve şimdi yaz tatilinde evde olmayacak.
et je disais, "moi aussi" et elle disait, "Je t'aime fort comme le ciel et les étoiles dans le ciel à l'infini," et maintenant elle ne rentre même pas à la maison pour les vacances.
Seni buraya ölüme gönderdiler ve dostun Michener'i öldürdüler.
Ils vous ont envoyé ici pour mourir et ont tué votre ami Michener.
Ev Cücesi ve Noel Baba için çalışıyor ve sürekli seni izliyor.
Il a appelé le gnome dans votre maison, et il travaille pour le Père Noël, en vous observant tout le temps.
Evlâdım, seni bu dünyadaki ve diğer tüm dünyalardaki en güçlü adamla tanıştırmak için buradayım.
Mon fils, je suis là pour vous guider vers l'homme le plus puissant de ce monde, ou tout autre.
Seni düşürdü ve hızla uzaklaştı.
Il vous a renversé et il est parti.
Orduda, duygularını kontrol altında tutmayı öğrenirsin ne lazımsa yapman gerekir... ama zamanı geldiğinde bu duyguları kabullenmen ve hazmetmen gerekir yoksa seni canlı canlı yerler.
Dans l'armée, vous apprendrez à tenir vos émotions- - vous devez rester fort- - mais quand c'est le bon moment, vous devez reconnaître et traiter ces sentiments, ou ils vous bouffent vivant.
Evet, ve eğer bize güvenirsen seni ve adamlarını da kurtarabiliriz ama kamyonlarınızı ve inşa ettiğiniz CO2 hattının haritasını almamız gerek.
oui, et nous pouvons vous sauver vous et vos hommes si vous nous faites confiance, mais nous avons besoin d'avoir vos camions et d'un plan des conduites de CO2 que vous avez construites.
ve seni seviyorum 36
ve senin 20
seni çok seviyorum 321
seni seviyorum 4697
seni çok özledim 187
seni 1182
seni görmek istiyorum 81
senin adın nedir 33
seni istiyorum 270
senin adın ne 311
ve senin 20
seni çok seviyorum 321
seni seviyorum 4697
seni çok özledim 187
seni 1182
seni görmek istiyorum 81
senin adın nedir 33
seni istiyorum 270
senin adın ne 311
seni anlamıyorum 181
senin 814
seni seviyorum baba 42
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
seni gördüğüme sevindim 550
seni seviyorum anne 35
seni çok özlüyorum 22
seni bekliyorum 106
seni özledim 350
senin 814
seni seviyorum baba 42
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
seni gördüğüme sevindim 550
seni seviyorum anne 35
seni çok özlüyorum 22
seni bekliyorum 106
seni özledim 350