English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Z ] / Zavallı kadın

Zavallı kadın traducir francés

587 traducción paralela
Eski günlerde cadılar çoğunlukla zavallı kadınlardı. Onlar dini örgütlerce alınırlar ve şimdinin bakım evlerine götürülürlerdi.
La majorité des sorcières d'autrefois était de pauvres vieilles femmes, celles qui sont de nos jours prises en charge par des organismes pieux et des maisons de repos.
Sersemlemiş bir halde ortada dolaşan bu zavallı kadın da çok korktuğu şeyleri yapıyordu.
Cette pauvre femme, aussi, était affolée de faire pendant son sommeil justement ce qu'elle craignait le plus.
Zavallı kadın.
"Pauvre petite femme."
Zavallı kadın!
Pauvre femme!
- Bize yardım edebilecek tek kişi o zavallı kadın.
Seule sa pauvre femme peut nous aider.
Manderley yakınlarında yelkenliyle gezerken boğulmuştu zavallı kadın.
Elle s'est noyée en naviguant près de Manderley.
Zavallı kadın günahkârdı. Doğru.
Cette pauvre femme pêchait, oui.
Sese doğru koşarken, zavallı kadın aşağıya düşmüş.
Il a couru, et c'est là que la pauvre dame s'est écrasée.
Zavallı kadının halini görmüyor musun?
Laissez-la! Elle est en état de choc.
Zavallı kadın. Onun için herhangi bir şey yapamaz mıydın?
Cette pauvre femme, ne pouvez-vous rien faire pour elle?
Böyle aptalca sorular sorarak zavallı kadını rahatsız etmiş olabileceğimi hiç düşünmüyorsun herhalde.
Tu voulais que je la tue de questions?
Wilson, 0 zavallı kadın buradan ayrılmamalı.
Elle ne doit pas quitter l'établissement.
Dün olan olaydan haberim var. İntihara teşebbüs eden şu zavallı kadın...
J'ai su ce qui est arrivé ce matin avec cette pauvre femme, qui a tenté de se suicider.
- Zavallı kadın!
- Pauvre femme.
Zavallı kadın.
Pauvre femme.
Zavallı kadın, çok yorulmuştu.
Elle était fatiguée.
Hasta sandım. Besbelli, zavallı kadın sizi anlamamış.
Apparemment, elle ne pouvait vous comprendre.
Ne kötü davrandım ona, zavallı kadın!
Je l'ai tant fait souffrir!
Zavallı kadının yaşadığına biraz olsun sevinmemiz gerekirdi.
On pourrait être heureux qu'elle est vivante et va bien.
Zavallı kadın.Daha zevkli biri olduğunu sanıyordum.
Pauvre femme. Je lui prêtais meilleur goût.
Zavallı kadın.
Pauvre femme!
Zavallı kadına yardımcı olmayacağını bilsem de elimden geleni yapacağım.
Rien ne peut diminuer la peine de cette malheureuse, mais j'essayerai.
Annemin adı Elsa'ydı, zavallı kadın.
Ma mère s'appelait Elsa, la pauvre.
Baban onu terk edip gitmiş ve sonra da savaşa katılmış. Zavallı kadın yalnızlığıyla baş başa kalmış. Savaştan sonra da ona dönmemiş.
J'ai été épouvantée par sa solitude et la légèreté avec laquelle ton père l'a laissée entre les mains de leurs amis pour ne pas perdre une miette de la guerre.
- Zavallı kadın, gözleri de görmüyor. - Kimdi o?
- Vous n'êtes pas malade, au moins?
- Sessizce dinleniyor, zavallı kadın.
- Elle se repose, la pauvre.
- Zavallı kadın.
- Pauvre elle
Bu doğru, zavallı kadının korkudan ödü patlamış.
- Pas plus que toutes les autres ; elle était terrorisée, en état de choc.
Barney Quill'in bu zavallı kadını dövüp ona tecavüz ettikten sonra... yıkanıp üstünü değiştirdiğini bildiğiniz için mi?
Vous saviez que Barney Quill avait pris un bain et s'était changé, après avoir violé et assommé cette pauvre femme?
Eşim ziyaretime gelmiş, zavallı kadın.
J'ai eu la visite de ma femme, la pauvre...
Onların bu zavallı kadından bu derece kurtulmak istemeleri sence de garip değil mi?
Tu ne trouves pas étrange qu'elles se débarrassent de cette femme idiote et inoffensive?
- Anneni düşün! - Zavallı kadın!
Tu le regretteras.
- Ne yapsın zavallı kadın?
- Que peut faire une mère?
Ben korumasız insanları savunan zavallı bir kadınım.
Vous serez décorés! Attaquez-vous à des femmes, à des gens sans défense!
Ve zavallı mülteciler — Biliyorsun, uzaklara gitmeye çalışan çocukla kadın — makineli tüfekle vuruldular.
Les femmes et les enfants qui ont voulu fuir, ont été abattus.
Zavallı yaşlı kadının gidecek bir yeri yok.
Et si la pauvre dame n'a nulle part ou aller?
Kadının kapı komşusu olan zavallının biriymiş.
Un pauvre type qui habitait juste en face.
Cinayet hakkında, bu gece 11 : 15'te zavallı ve masum bir kadının korkunç ve soğukkanlı bir şekilde öldürülmesi hakkında konuşuyorlardı.
C'était à propos du meurtre d'une pauvre femme ce soir à 11 : 15.
Bu zavallı kadın.
La pauvre...
Benim gibi zavallı, aciz bir kadın ne yapmalı?
Que pouvait faire, une faible femme comme moi?
Zavallı Michael, heyecan verici bir kadını sıkıcı bir bez bebek için terkederek nasıl da kendini mahvediyor.
Pauvre Michael. Abandonner une femme exquise... pour une poupée insipide.
- Doğru, doğru. - Zavallı kadın.
Ça, c'est bien vrai.
keşke zavallı, kıskanç, hain bir kadın gibi davransaydım - böylece kocan mı suçlanabilirdi?
Mieux vaut qu'on me croit méchante, jalouse et haineuse plutôt que - Plutôt qu'on soupçonne votre mari?
ve bu zavallı, cesur, üzgün küçük kadın... o jüri tarafından yargılanacak -
Quand cette pauvre, brave, minable ménagère en aura fini avec le jury -
Sonra kalkıyorsun ve şu zavallı yaratığa özgürlüğünü veriyorsun kadının kalbinden kendini zarif şekilde özgürleştirdiğin gibi.
Tu l'entends "après", et tu te lèves pour libérer ce pauvre insecte pris au piège avec l'élégance que tu déploies à te libérer des cœurs.
Zavallı yaşlı kadın.
Pauvre vieille
Zavallı çocukların, o kadının sürüklediği günah yuvalarında nelere tanık olduklarını ancak Tanrı bilir.
Dieu seul sait quels propos profanes... ces pauvres enfants ont dû entendre... dans les lieux de perdition où elle les a emmenés.
Bu zavallı yaşlı kadını küçük aptal hikayelerinle delirtmek zorunda mısın?
Mais pourquoi ennuies-tu cette pauvre femme avec tes histoires?
Zavallı katil, Marianna Terranova ise... 26 yaşında, evliliği geçersiz sayılmış bir kadın.
La pauvre meurtrière : Mariannina Terranova 26 ans, femme au foyer.
Tren Marianna Terranova'yı kaçınılmaz hedefıne götürürken... kader onu kaçınılmaza doğru sürükledi. Bu zavallı, küçük güneyli mahluk... kadınlarımızın sembolü olan... geleneksel şalını katlamış... ve dizlerinin üzerine koymuş.
C'est pourquoi, alors que ce train emmenait Mariannina vers son destin tragique, inexorable, comme l'était ce qui la poussait, elle, pauvre créature du sud, enveloppée dans son châle, symbole de l'humilité de nos femmes,
Zavallı. Bir kadını korumaya çalıştı diye dövüldü, kamçılandı, tekmelendi.
Battu, fouetté, tout ça pour avoir voulu défendre une femme!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]