Öyle bir niyetim yok traducir francés
101 traducción paralela
- Öyle bir niyetim yok.
- Non, pas du tout.
Öyle bir niyetim yok, Şansölye.
Je n'en ai nulle intention.
Öyle bir niyetim yok Frances.
Je ne veux pas t'humilier, Frances.
- Öyle bir niyetim yok.
- Du tout.
Öyle bir niyetim yok.
Je ne cherche pas à être aimable.
Hayır bayan kesinlike öyle bir niyetim yok.
Pas du tout, pas moi.
Öyle bir niyetim yok.
Je n'en ai pas l'intention.
Çiftliğe harcadığım paranın bir kuruş altına satmam, öyle bir niyetim yok.
Je n'ai pas l'intention de vendre mon ranch un centime de moins que ce que j'ai payé.
Seni azarlamalıyım. Ama öyle bir niyetim yok.
Je devrais vous gronder, mais je ne crois pas le vouloir.
Öyle bir niyetim yok.
Ce n'est pas mon intention.
Öyle bir niyetim yok, ama bana öyle geliyor ki katil yerine kurbandan bahsetmek daha önemli.
Pas du tout! Il me semble que l'on s'intéresse davantage au meurtrier qu'aux victimes.
- Öyle bir niyetim yok.
- Je n'en avais pas l'intention.
Öyle bir niyetim yok, ya senin?
Je n'en ai pas l'intention. Et toi?
- Öyle bir niyetim yok.
- Non, mais tu exagères.
- Öyle bir niyetim yok, Lady Catherine.
- Je n'en ai pas l'intention, Lady Catherine. - Non en effet.
Öyle bir niyetim yok.
Je n'ai aucune envie de le nier.
Öyle bir niyetim yok.
- Je n'en ai pas la moindre intention.
Katiyen öyle bir niyetim yok.
Faudrait qu'il arrête de prendre ses rêves pour des réalités.
Öyle bir niyetim yok.
J'en ai pas l'intention.
Öyle bir niyetim yok.
C'est pas prévu.
Öyle bir niyetim yok.
Je te touche pas.
Benim öyle bir niyetim yok Roy.
Ca me branche pas trop.
Kahretsin, evet, öyle bir niyetim yok.
Bien sûr que non.
- Öyle bir niyetim yok.
Mais non.
.. beni aptal yerine koyma! - Öyle bir niyetim yok
Et ne présume pas que je puisse être bête juste parce que je porte costume-cravate
Şimdi de öyle bir niyetim yok.
Je n'ai pas l'intention de commencer.
- Öyle bir niyetim yok.
- Non. - Pas spécialement.
Öyle bir niyetim yok.
On n'en avait pas l'intention.
Öyle bir niyetim yok.
Ce n'est pas mon but.
Yok, hiç öyle bir niyetim yok.
Ça risque pas.
- Öyle bir niyetim yok.
- Ce n'est pas mon but.
Öyle bir niyetim yok ki zaten! Laboratuvar teknisyenlerine saha rotasyonu yaptırmak Ecklie'nin fikriydi.
C'était l'idée d'Ecklie de faire passer les laborantins sur le terrain.
Öyle bir niyetim yok.
Il n'y en a pas
Ama sizi temin ederim niyetim olsa bile ki öyle bir niyetim yok, Sadagatmal ailesi Sadika ile çıkmama asla izin vermez.
Mais je peux vous assurer que les Sadagatmals ne m'autoriseraient jamais à courtiser Sadika si j'avais un faible pour elle, ce qui n'est pas le cas.
- Hayır, öyle bir niyetim yok- - Sana izin veririm mi sandın?
La nuit où Ellen Darling a "accidentellement" trouvé la mort.
Öyle bir niyetim yok.
Je ne me réjouis pas.
Benim de öyle bir niyetim yok.
Ce n'est pas mon but.
Kusura bakma. Romantik birini beklemiyordun, değil mi? Çünkü hiç öyle bir niyetim yok.
Désolé, tu ne... t'attendais pas à un romantique?
- Öyle bir niyetim yok!
- Je ne vais pas...
Öyle bir niyetim yok.
Et ce n'est pas dans mes plans.
Öyle bir niyetim yok...
Je ne voulais pas...
Yani, benim seansı bölmek falan gibi bir niyetim yok ama o aşağılık karının teki, öyle değil mi doktor?
Je n'aime pas saboter les réunions... mais ce n'est qu'une conne, pas vrai, toubib?
Öyle gevşek bir kimse olmaya hiç niyetim yok... ve sen körkütük sarhoş olmadan önce içmeyi bırakmalısın.
Je ne veux pas me lâcher. Arrête, tu vas être ivre morte!
Öyle bir niyetim de yok.
Je n'en ai pas l'intention.
Elbette öyle. Ve inan bana, bir tek gemi göndermeye bile niyetim yok.
Je n'ai aucune intention d'envoyer nos vaisseaux là-bas.
Hayır, babanızın arkasından iş çevirmek gibi bir niyetim yok. Öyle bir şey değil.
Non, mon intention n'est pas d'agir dans le dos de votre père, ni rien de la sorte.
Kızgın olduğum için öyle söyledim. Ama artık öyle davranmak istemiyorum. Yani sana, dükkanına karşı kötü bir niyetim yok.
J'ai dit ça sous l'emprise de la colère et je ne veux plus être comme ça.
Orada bana ait olan bir şey var ve öyle kolay bırakmaya niyetim yok.
T'as un truc à moi, je l'abandonnerai pas!
Ayrıca öyle bir niyetim de yok.
Et je n'en ai pas envie.
- Öyle bir niyetim hiç yok.
Je n'en ai pas l'intention. Très bien.
- Evet. Ama öyle bir şey yapmaya niyetim yok.
- Oui, mais je n'en ai pas l'intention.
öyle bir şey değil 75
öyle bir şey yok 92
öyle bir şey demedim 65
öyle bir şey işte 17
öyle bir şey söylemedim 27
öyle bir şey yapmadım 19
öyle bir şey olmayacak 30
öyle bir şey 74
öyle birşey yok 16
öyle biri yok 28
öyle bir şey yok 92
öyle bir şey demedim 65
öyle bir şey işte 17
öyle bir şey söylemedim 27
öyle bir şey yapmadım 19
öyle bir şey olmayacak 30
öyle bir şey 74
öyle birşey yok 16
öyle biri yok 28
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyle işte 113
öyle mi diyorsun 87
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyle işte 113
öyle mi diyorsun 87
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle görünüyor 500
öyle misin 81
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyle mi düşünüyorsun 363
öyle değil 521
öyle misiniz 16
öyle olsa iyi olur 27
öyle ki 92
öyle görünüyor 500
öyle misin 81
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyle mi düşünüyorsun 363
öyle değil 521
öyle misiniz 16
öyle olsa iyi olur 27