Öyle değilmi traducir francés
60 traducción paralela
Öyle değilmi, ortak?
Pas vrai, associé?
Böyle akıllı işadamlarında nadir görülen bir özellik, öyle değilmi?
Plutôt curieux, pour un homme d'affaires, vous ne trouvez pas?
Nöbet tutuyorsun, öyle değilmi?
Vous montez la garde, c'est ça?
Cheyenne'den gelmiyorsun, öyle değilmi?
Vous ne venez pas de Cheyenne, par hasard?
Sen gerçekten insanları hiç önemsemedin, önemseseydin savaşlarına katılır ve kazanırdın, öyle değilmi? ...
Ils n'ont jamais vraiment été les tiens, même si tu t'es battu avec eux dans leur guerre, même si tu as gagné des médailles...
O kadar kötü biri değildi sence de öyle değilmi?
C'était pas le mauvais type.
Siğara ve emniyet kemeri işareti yanmıyor öyle değilmi?
On n'a plus à attacher sa ceinture, si?
aşkın gözü kör öyle değilmi?
Je l'ai toujours dit : L'amour est aveugle.
Onların bir çift olduğunu düşünüyorsun Öyle değilmi?
On dirait que c'est un couple, n'est-ce pas?
İyice ıslandın öyle değilmi?
Tu commences à te mouiller, pas vrai?
- Biliyorum ama deneyebilirsin, öyle değilmi?
Je sais mais il faut bien essayer, non?
Birkaç yıl biraz vahşiymişsiniz, öyle değilmi?
- Deux années turbulentes.
- dinlemicek, öyle değilmi?
Il ne veut vraiment pas écouter.
İntihar etmişti, öyle değilmi?
Mais il s'est suicidé, n'est-ce pas?
senin dşüncen de bu. öyle değilmi wallsengam?
C'est ce que vous pensez tous, n'est-ce pas?
- Bence bu pek iyi bir fikir değil, öyle değilmi hayatım?
- C'est pas une bonne idée.
- Ne iyi bir adam öyle değilmi.
Il est sympa.
Bak Kevin... her ikimizde biliyoruz dostum Shimomura NSA için çalışmıştı öyle değilmi
Kevin, on sait que Shimomura a bossé pour la Sûreté Nationale.
Öyle değilmi? Sadece sezgiler ve algılayabildildiklerin gerçektir.
La perception est la réalité.
Çok güzel öyle değilmi?
Charmant n'est-ce pas?
Seçkin bir parti öyle değilmi?
Select alors?
Kar yağdığında inanmazsın öyle değilmi?
Tu ne trouves pas que ça ressemble à de la neige?
Ne kadar güzel olurdu, Öyle değilmi?
Comment est-ce arrivé?
Öyle değilmi, Javi?
Ce n'est pas vrai, Javi?
Çok pardon. Fakat bugün o gün, öyle değilmi, bayım?
C'est le grand jour aujourd'hui, n'est-ce pas?
Böylece, buna ihtiyacın olmayacak, öyle değilmi?
Tu n'en auras donc pas besoin, n'est-ce pas?
- Öyle değilmi, Allison?
- N'est-ce pas?
Demek istediğim, gelecektenler, ama yine de insanlar, öyle değilmi?
Je veux dire, ils viennent du futur, mais ce sont quand même des êtres humains, n'est ce pas?
ve ikimizden biri onunla evlendiği zaman mutlu olacağız ve asla birbirimizi kıskanmayacağız, öyle değilmi?
Et nous serons si heureuses que l'une d'entre nous l'ait eu, que nous ne seront même pas jalouses, tu sais?
Bir genç olarak nasıl olunuyorsa öyle değilmi?
Comment sera t-elle à l'adolescence?
Ve inanyorum ki olanlardan çok pişman, öyle değilmi tatlım?
Et Marshall?
- Ari sadece bir arkadaş, öyle değilmi Ari? - Evet.
- Ari est juste un ami, hein, Ari?
- Bu biraz aşırı, sence de öyle değilmi?
C'est un peu extrême, tu ne crois pas? Quoi?
Şimdi O Fiona'nın Psikiyatristiydi öyle değilmi?
Eh bien, c'était son psy, pas vrai?
Titanyum kabuğunun içinde insan beyin hücrelerin var senin, ve insan gibi davranıyorlar sana, öyle değilmi?
Ton enveloppe en titane abrite des cellules humaines et puis on te traite comme les autres humains.
- Burası bizim bölgemiz öyle değilmi?
C'est notre pays.
Öyle değilmi?
N'est-ce pas?
Doğru, öyle değilmi?
J'ai raison, n'est-ce pas?
Bu işi kendi kendine batırdın, öyle değilmi?
Tu as tout foiré toute seule, non?
Burası her neyse sanki bir dükkan kurmuşlar Kesinlikle öyle değilmi Bunlar özel kodları.
Ceux qui ont fait ça n'étaient pas du coin.
Franklin ve Bash Ltd. Şti. Aslında limited şirket değildiniz, öyle değilmi?
Franklin et Bash, LLC ( SARL ) bien que vous ne soyez pas en réalité une société à responsabilité limitée, pas vrai?
Öyle Değilmi? Devam Edebileceğimi Sanmıyorum.
- Je vais pas pouvoir assurer.
tanıştığımızdan beri öyle değilmi?
Encore plus depuis que tu l'as rencontré.
- Bu kıza aşık olduğuna eminsin değilmi? - Evet, öyle.
- Tu l'aimes drôlement, hein?
Ve Dario için, sizcede öyle degilmi?
Et pour Dario aussi, non?
Öyle değilmi canım? Evet doğru!
Elle a une vocation.
- Ben anlıyorum, öyle değilmi?
- Je comprends, moi, hein?
Çünkü öyle hemen toplanip ayrilamazlar degilmi?
Vous ne pouvez pas partir tout de suite, hein?
Güven bana, Eğer önemli biri olsaydı bayanlara öyle vurmazdı değilmi.
S'il était important, il ne frapperait pas une femme, pas vrai?
HA, sizde karinizi özlüyorsunuz, öyle degilmi?
HA Il, ta femme te manque aussi, n'est-ce pas?
Öyle degilmi anne?
Tu ne crois pas, maman?
değilmiş 21
değilmi 114
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
değilmi 114
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50