Ama belki de traducir portugués
5,598 traducción paralela
Bu ailenin kan bağıyla üyesi değilim. Ama belki de üye olmadığımdan dolayı bazı şeyleri farklı açıdan görebiliyorum.
Não sou do mesmo sangue desta família, mas talvez, de facto, por não ser do mesmo sangue eu consiga ver as coisas de um modo diferente.
Bu sabah cenazedeymiş. En az 50 kişi onu görmüş. Ama belki de bunu yapmak için birini tuttu.
Pelo menos 50 pessoas viram-no lá, mas... talvez tenha contratado alguém para o fazer.
Çok para kazanmak gibi özrü olmayan bir suç işlediğini biliyorum ama belki de yeteneğine, çalışkanlığına ve büyük başarılarına rağmen iyi bir adamdır.
Eu sei que ele cometeu o imperdoável crime de ganhar muito dinheiro, mas talvez apesar do seu talento, trabalho árduo, e enormes realizações, ele ainda assim seja um tipo decente.
Bu akşam olan şeyin iyi bir şey olduğunu söylemiyorum. Ama belki de olmasının nedeni senin de sinirli olmandır.
Olha não estou a dizer que o que aconteceu hoje foi correto, mas talvez tenha acontecido por teres alguma raiva.
Sana karşı cıvık diye düşünmüştüm ama belki de diğer şekli vardır.
Pensei que ela tinha um fraco por ti, mas deve ser ao contrário.
Ama belki de daha sık açmalıyım, senin fikrini bilmiyordum çünkü.
Mas se calhar devia, pois não sabia a tua opinião.
Bana karşı sertti ama belki de haklıydı.
Ele era duro comigo. Sabes? Mas talvez tivesse razão.
Ben de buraya fikrini değiştirmek için gelmedim ama belki de Louis için başka bir şey yapsan -
Não estou aqui para a mudar de ideias. Talvez pudesse fazer outra coisa por ele.
ama belki de yoğunsundur bir sonraki gelişme bırakırız.
Mas talvez esteja ocupado, posso tentar da próxima vez que esteja na cidade.
Yarın arayabiliriz ama belki de ben gitmeliyim.
Podíamos ligar amanhã, mas o melhor se calhar é eu lá ir.
Bilmiyorum, belki yüz birkaç sahte para alabilirsiniz ama kalitesini garanti edemez ve onlara dönmek olurdu.
Não sei, talvez posso conseguir algumas centenas de dinheiro falso, mas não posso garantir a qualidade e teria que devolvê-los.
Belki ama telefonunun inceledim ve karaciğerin çalındığı anda bir sipariş götürüyormuş.
Que tal? Talvez, mas também analisei o telefone dele e ele estava a fazer pedido de comida para fora, no momento em que o fígado estava a ser roubado.
Evet, ben hala duyuyorum. Bir konuşma fazla Ama ben de belki olması gerektiğini olsun.
Mas também entendo que... talvez seja preciso conversar um pouco mais.
Bilmiyorum belki de sadece bir hayaldir engel olamıyorum ama tüm bu çılgınlıkları arkamızda bıraksak ne olurdu bir düşünsene.
Não sei, talvez seja só uma fantasia, mas... não consigo deixar de pensar como seria deixar isto tudo para trás.
Başın çok fazla derde girecek belki de hapse gireceksin ama Gabe diyor ki, bu işe hemen son verirsen seni kurtarabilirmiş.
E vais ter grandes problemas, até talvez ir para a prisão, mas o Gabe diz que se parares, talvez te consiga salvar. Espera, o Gabe?
Belki de senin korunmaya ihtiyacın vardı, ama benim yoktu.
Talvez tu precisasses de protecção.
Ama madem insanoğluna bu kadar düşkünsün belki de onlara katılmak istersin.
Mas dado que gostas tanto da humanidade... talvez queiras juntar-te a eles.
Bunun belki senden çok şey istemek olduğunu biliyorum, Ama... ıı... Güvende hissetmeni istiyorum.
Sei que talvez seja pedir de mais, mas quero que te sintas segura.
Ama polise de gidebilir. Sadece birkaç gün sürecek, belki de bir hafta.
Ninguém além deles vai sentir a falta dela só por uns dias.
Belki sen değil ama başkası yapmış.
Parece-me um pacotinho de pó branco.
Belki de tesadüftür ama üç resimde de omzundan arkasına bakıyor.
Agora, talvez isto seja apenas uma coincidência, mas em todas estas três fotografias, ele está a olhar por cima do ombro um pouco.
Will sen onun yapımcısıyken en iyi halindeydi belki ama sen de o senin sunucunken en iyi halindeydin.
O Will pode ter estado no seu melhor quando tu eras a sua PE. Mas eu recordo-te que tu estavas no teu melhor quando ele era o teu pivot.
Belki de onları korkutabilirdim ama.
Talvez pudesse fazê-lo temer-me.
- Belki de. Ama hayır.
- Poso ser duro, mas não.
Ama ikimiz de öyleymişiz gibi davranıyoruz. Belki bizim adımıza başkaları kahraman olur.
Mas se continuarmos a fingir que somos talvez outros possam ser heróis em nosso nome.
Hayır. Ama eğer protesto edersen ve yıllar geçtikte daha çok protesto olursa, o zaman belki de kutsal kurallarını değiştirebilirler.
Não, mas se protestar e aí, com os anos, cada vez mais pessoas protestarem, então talvez mudem as abençoadas leis deles.
Bilmiyorum, belki de. Ama sonuçta silahlarımızı çaldı.
Não sei, mas roubou as nossas armas.
Biraz düşününce belki de tamamen hiç ama hiç ama hiç komik değildir.
Sabes, quanto mais penso, talvez não fosse completamente, desprovida de piada.
Gel kutlama yapalim. Belki Kurtarici olan ben degilim ama günü kurtardigim bir gerçek.
Vem festejar... posso não ser o "salvador", mas acabei de salvar o dia.
İçiyorduk, belki biraz kokain almış olabiliriz. Bana eroin teklif etti. Ama ben...
Bebemos... talvez um pouco de cocaína.
- Jefe. Ama belki popolarımızı bundan koruruz
Mas acho que temos de nos salvaguardar.
Bunu söyleyen ben olduğum için inanması zor belki ama gerçek bu.
Sei que é difícil de acreditar, vindo de mim, mas é verdade.
Hava belki 20 derece olabilir, yağmurlu veya karlı olabilir ve rüzgar belki de sizi devirecek düzeyde olabilir ama şu anda çektiğimiz dizi, acımasız bir dünyada olduğu için New York'un imkanlarından ve bize sunduklarından faydalanacağız ve hava sıcaklığını dengeleyen stüdyomuzda bunun tadını çıkaracağız.
Podem estar - 7ºC e pode estar a chover e escorregadio, e o vento pode estar a derrubar-te, quase literalmente, mas isso é o tipo de mundo "na-tua-cara" que estamos a ilustrar na televisão, por isso queremos tirar vantagem de Nova lorque e de tudo o que tem para oferecer, e depois também queremos apreciar estar em estúdios com a temperatura controlada.
Belki de bizden daha iyi olduğunu düşünebilirsin ama elinde sadece biz varız.
É verdade. Nunca foste muito bom com crianças.
Marie artık bilgi kaynağı olarak işe yaramaz belki ama hala faydalı olabilir.
A Marie pode ser inútil como fonte de informação, mas continua a ter utilidade.
Kızıl Haç malzeme getirmeye çalışıyor ama 48 saat uzaklıktalar. - Bilemiyorum belki de daha fazla.
A Cruz Vermelha está a tentar trazer-nos provisões, mas... irá demorar 48 horas, talvez mais.
Belki de ama şu anda hassas bir durumda.
Talvez, mas, agora é um instrumento de precisão.
Belki beni dinler de annesini durdurur. Belki de milyonda bir ihtimal ama yine de hiç yoktan iyidir.
É um num milhão, mas é melhor do que não fazer nada.
Belki size duygusuzca geliyor olabilir ama böyle bir kıvılcım, savaş bile başlatabilir.
Pode parecer insensível, porém esse é o tipo de faísca que pode iniciar uma guerra.
- Bunu kitabına uygun yapamıyoruz belki,... ama bizde politika oynayabiliriz.
Não podemos fazer isso de maneira legítima, mas também podemos armarmo-nos em políticos.
Ama belki de sen haklısındır, kardeşim.
Talvez tenhas razão.
Ali gitmek istemiyor ama belki fikrini değiştirebiliriz.
A Ali não quer ir, mas talvez possamos fazê-la mudar de ideias.
Belki de haklısın, bir şaka değildi,... ama umrumda olan tek şey bana inanman.
Talvez tenha razão e não tenha sido uma partida, mas só me importa que acredite em mim.
Belki de, ama yine de sizin kötü bir etki yaratacağınızı düşünüyorum.
Talvez, mas ainda assim acho que é má influência.
Belki de... Ama yapmayacaksın.
Talvez... mas não me matarás.
Belki de bir süre önce hareket etmeye başladı ama biz fark etmedik.
Talvez já estejam a mover-se há algum tempo e nós não tenhamos reparado.
Ama başımızdan geçenlere bakınca belki görünenden fazlası olduğunu kabul etmelisin.
Mas talvez com tudo o que temos visto, tenhas de admitir que se passa mais qualquer coisa.
Ama bu onun, bizim en iyi fırsatımız olduğu gerçeğini gösteriyor. Belki de tek şansımız. - Duyguların yara aldığının farkındayım.
Mas isso muda o facto de ela ser a nossa melhor hipótese, talvez a única hipótese?
- Belki de değilsin ama aramıza şüphe tohumları ekip amacı zayıflatmak için kadın eteğinin arkasından çalışıyorsun.
Mas andas a semear as sementes da dúvida no nosso meio, a trabalhar por trás das tuas saias para enfraquecer a causa.
Belki de Vincent onda da farklıdır ama zannetmiyorum.
E talvez o Vincent também seja diferente nisso, mas duvido.
Bilmiyorum. Belki de o çizgiyi aşacaktım ama umurumda bile değildi.
Talvez tenha ultrapassado o limite, mas não quis saber.
ama belki 32
belki de 1259
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de öyleyim 25
belki de değil 95
belki de 1259
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de öyleyim 25
belki de değil 95