English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ A ] / Artık olmaz

Artık olmaz traducir portugués

524 traducción paralela
- Artık olmaz.
- Chega.
İnanamam. Artık olmaz.
Não acredito.
Artık olmaz.
Mais nada.
Artık olmaz.
Nunca mais.
- Artık olmaz.
- Já não me agrada.
Muzaffer kardeşim, artık olmaz.
Meu glorioso irmão, mais não.
Artık olmaz, Adrian.
Mas isso acabou-se, Adrian.
- Artık olmaz, Lenny.
- Não, Lenny.
Artık olmaz.
Não.
- İşe yaramaz, Andrew. Belki eskiden olsa sana değer verirdi. Ama artık olmaz.
Ela talvez tivesse interesse em ti uma vez, mas isto é agora.
Çünkü her şey farklı olabilirdi. Ama artık olmaz.
Por causa que tudo poderia ter acontecido doutra maneira
- Hayır, artık olmaz.
- Estamos acabados um para o outro.
Bu iş böyle yürümez artık, benimle olmaz.
Bem, isso näo funciona mais, näo comigo.
Artık aşağı insek iyi olmaz mı?
Não devíamos descer?
Olmaz, başka planlarım var. Hem artık bir nişanlım var.
sim, homem, Eu tenho outros planos, tenho o namorado.
Artık kimseye yararı olmaz.
Ele já não serve para nada.
Artık kendi gözüme girdiğime göre, kendime biraz masraf etsem fena olmaz.
Já que a sorte está do meu lado, farei dispêndios para que a coisa assim perdure.
Hayır, artık yok. Bu işi halledinceye kadar olmaz.
Não jogo mais até conseguirmos o golpe.
Tate, artık herşey senin istediğin şekilde olmaz.
As coisas não voltarão a ser como eram até agora, Tate.
- Nikah olmaz artık diye düşündüm...
- Tal como íam as coisas, pensei...
Artık birbirimize veda etmesek güzel olmaz mı?
Não seria maravilhoso se não houvesse mais despedidas? É verdade.
- Hayır, artık olmaz.
- Não, não mais.
Artık bunlar olmaz, Rachel.
Não teriamos mais nada disso, Rachel.
Kolay kolay da adam olmaz artık.
Sabes bem o que é um delinquente.
Seninle artık hiç işim olmaz. Anladın mı?
Não tenho mais nada que dizer, percebeste?
"Olay olur olmaz hemen ambulans çağırdım ama artık çok geçti."
"Assim que aconteceu, chamei a ambulância, mas era tarde demais."
Evet. Artık bu Shakespeare'i olur olmaz her yerde kullanmasak diyorum.
Agora teríamos melhor uso para Shakespeare.
Evin demirbaşlarından biri olabilirsin... fazla bir şeyimiz yok ama neyimiz varsa paylaşırız... burada kimse burnu büyük değildir herkesin payına bir şeyler düşer... yine de ev sahibi geldiği zaman tedbirli olmak iyidir... kendini bizden say bunun lafı bile olmaz... çünkü aramızda görüştükten sonra deriz ki kendini bizden say... kendini evinde say artık aileden biri sayılırsın...
considera-te parte da mobília não temos muito p'ra dar mas o que temos partilhamos aqui ninguém é mais do que o outro mas há sempre chá p'ra todos e tem o rolo da massa à mão quando o senhorio aparecer considera-te um amigo não queremos confusão já pensámos e podemos afirmar considera-te um de nós. considera-te em casa considera-te da família simpatizámos tanto contigo que se vê que nos vamos entender
kendini evinde say artık aileden biri sayılırsın... sana kanımız kaynadı çok iyi anlaşacağımız ortada... başımızın üstünde yerin var evin demirbaşlarından biri olabilirsin... fazla bir şeyimiz yok ama neyimiz varsa paylaşırız... burada kimse burnu büyük değildir herkesin payına bir şeyler düşer... yine de ev sahibi geldiği zaman tedbirli olmak iyidir... kendini bizden say bunun lafı bile olmaz... çünkü aramızda görüştükten sonra deriz ki artık kendini... artık kendini bizden say!
considera-te em casa considera-te da família simpatizámos tanto contigo que se vê que nos vamos entender considera-te instalado como parte da mobília não temos muito p'ra dar mas o que temos partilhamos aqui ninguém é mais do que o outro mas há sempre chá p'ra todos e tem o rolo da massa à mão quando o senhorio aparecer considera-te um amigo não queremos confusão já pensámos e podemos afirmar considera-te... considera-te um de nós!
Artık olmaz.
Isso acabou-se, Adrian.
Artık bu kadarı da olmaz, Komiser.
- Já não seu usa muito, Tenente.
Artık otoban da var, zor olmaz.
Há uma estrada agora, é mais rápido.
Olmaz, hadi gidelim artık.
Não, vamo-nos já. Não, vamo-nos já.
Artık hiçbir şey olmaz.
Nada vai acontecer agora.
- Olmaz, artık stüdyoda görüşürüz.
Não. Nos veremos no estúdio, como combinamos, OK?
Artık dinlenmenin Bay Frodo'nuza bir yararı olmaz.
Sam, nenhum desvanso ajudara o Sr. Frodo agora.
Konuyu değiştirsek iyi olmaz mı artık.
- E pronto! Mudas de discurso?
Bu kadarı da olmaz artık.
Agora estou confusa.
- Sanırım artık bir şey olmaz. - Evet.
Parece que vocês vão ficar bem.
Artık hiçbirinizle bir işim olmaz.
Não quero mais nada com nenhum de vocês.
Kariyeri artık inişe geçmiş sizin gibi biri için çekici şeyler olabilir bunlar. Ama ben mücadele ve serüven istiyorum. Bir, iki sürpriz de olsa hiç fena olmaz.
Talvez seja bom para quem está no final da carreira, mas eu preciso de desafio, de aventura, talvez até de umas surpresas.
Hey, Artık kavgayla olmaz adamım.
Lutar não vai adiantar, meu.
Evet ama sorun olmaz. Artık onları hatırlayan kimse kalmamıştır.
Mas isso não explica por que é que ligaste para a Alemanha?
Üç Yardakçı. Dinlen artık, olmaz mı?
"Os Três Patetas", dá um tempo.
Ufacık seste, o kotun artık sana olmaz.
Ao mínimo pio nunca mais lhe servem os jeans.
Artık alt tarafı diye bir şey yok. Saygon'da olmaz.
Em Saigão tudo tem importância.
İnsan bir kere çizgiyi geçti mi... artık geri dönüşü olmaz.
Quem passa essa linha... não consegue mais voltar.
Onları çivilersen New York şehrinde artık hiç eroin olmaz.
Quando os agarrares, não haverá mais heroína em Nova lorque.
Artık gidemem, şimdi olmaz.
Agora não posso ir, agora não.
Eğer bana bir şey olursa, eğer biriyle konuşacak olursanız,... teklifim artık geçerli olmaz.
Se alguma coisa me acontecer, se falar com alguém, a minha oferta deixará de ser válida.
- Olmaz, annen artık şeker yok dedi.
- A Mãe disse que doces não.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]