Biliyordun traducir portugués
5,275 traducción paralela
Zaten biliyordun.
Já sabia.
Videoyu görünce FBI'nın gelip dernekle ilgili sorular sormasının an meselesi olduğunu biliyordun.
Então, quando viu o vídeo, soube que era uma questão de tempo até o FBI a vir questionar sobre a ONG.
Burada olduğumu biliyordun.
Tu sabias que eu estava aqui.
- Geist hakkında çok az şey biliyordun.
Você mal conhecia o Geist.
- İstediğin kişiyi arayabilirim, ama ikimizde biliyoruzki Donnie Ryan'ı hapisaneye sen gönderdin. Çünkü federal bir savcının ordan asla sağ çıkabileceğini biliyordun.
- Ligo para quem quiser, mas, sabemos que você mandou o Donnie para a prisão porque sabia que um procurador federal nunca sairia de lá vivo.
Bunun seninle alakalı olduğunu biliyordun.
- E sabes que foi por tua causa.
Yani tüm olayı biliyordun.
Então, sabias disto tudo.
Adamın öleceğini biliyordun, o yüzden arka vagonlara gidip kendini kazaya hazırladın.
Sabia que ele ia morrer, então, foi para uma das carruagens traseiras e, apenas, se segurou.
Gelip sana engel olmaya çalışacağını biliyordun çünkü o böyle biriydi.
Sabia que ela iria tentar impedi-lo, porque esse era o tipo de pessoa que ela era.
Onu aradığımızı biliyordun.
Sabia que procurávamos por ele.
- Bence orada olduğunu biliyordun.
Acho que sabias que estava lá.
Geleceğimi biliyordun.
Sabias que eu viria.
Aradığında geleceğimi biliyordun.
Sabias que viria se ligasses.
Ne olduğunu biliyordun.
Soube o que era.
Hep biliyordun.
Tu sempre soubeste.
Bedava bilet, gizemli davetler, hatta Tardis'i bile aramıştı. Biliyordun.
Bilhetes grátis, chamamentos misteriosos, até telefonou para a TARDIS.
Rahat bir tatil olmayacağını biliyordun.
Sabias que isto não seria um momento de descontração. Sabias que seria perigoso.
Onun ne kadar özel olduğunu biliyordun.
Sou o que sempre fui. Sou a pessoa que te ama.
Sen rahatsızlığını biliyordun ve bunu saklıyordun.
Sabias que ela estava doente e estavas a esconder.
Anahatrımın çalındığını biliyordun.
Tu sabes que a minha chave foi roubada!
Bunu zaten biliyordun.
Mas já sabias disso.
Onlarla temas kuracağımı ve nereye bakılacağını nereden biliyordun?
Como sabia que eu faria contacto, e como sabia sequer onde procurar?
Avukatım olduğun onca yıl boyunca boşanmalar, cinsel taciz davaları tüm çılgınlıklarımı biliyordun. Ama ben hala senin hakkında bir şey bilmiyorum.
Todos estes anos em que foste minha advogada, em divórcios e acções de assédio sexual, acabaste por conhecer as minhas loucuras, mas ainda não sei nada de ti.
- Neyi biliyordun?
- O quê?
Demek oluyor ki, biliyordun.
O que significa que sabias.
Çünkü hamileydi ve bu duyulursa insanların senin ne kadar acınası olduğunu göreceklerini biliyordun.
Iam ver-te como o homem patético que és!
Aktaion Enerji ar-ge işini nasıl temizleyeceğimizi biliyordun.
Sabias quanto íamos ganhar por aquela informação, sobre a pesquisa e desenvolvimento da Aktaion Energy.
Biliyordun ama yine de kızı getirdin mi yani?
Então sabias e trouxeste-a na mesma?
Sen... En başından beri biliyordun. - Bassam'ın beni başından savacağını.
Tu sempre soubeste que o Bassam não ia.
- Ve sen biliyordun!
- E tu sabias!
Biliyordun ve bir şey yapmadın, öyle mi?
Tu sabias! Sabias e não fizeste nada!
O orospu çocuğu Lisa'ya ne yaptıysa sana da yapmıştı, biliyordun.
Sabendo o que aquele sacana fez à Lisa... E a ti.
Ne zamandır biliyordun?
Há quanto tempo sabias, exatamente?
Ne için geldiğini çok iyi biliyordun.
Sabias exatamente o que estavas a fazer.
Ne zamandır biliyordun?
Quando é que soubeste?
Büyük ihtimalle öleceğini, biliyordun.
Sabias que ias morrer.
- Başından beri biliyordun!
- Senta-te. - Sabias o tempo todo!
- Lütfen. - Biliyordun, Nelson!
- Tu sabias, Nelson.
Bunu soracağımı biliyordun.
Sabias o que eu ia pedir.
Onun hakkında ne düşündüğümü biliyordun ama yine de yaptın.
Sabias o que sentia por ela, e fizeste-o na mesma.
- Bunu yapacağımı biliyordun.
- O quê? - O Mike é meu amigo, sabias disso.
Biliyordun yani.
Tu sabias, sim.
Hanna için korktuğumu biliyordun.
Tu sabias que eu estava preocupada com a Hanna.
Yanıma taşındığında işlerin nasıl olacağını biliyordun zaten.
Tu sabias, quando nos mudámos.
Nereden biliyordun?
Como é que soubeste?
Hayatta olduğunu biliyordun, değil mi?
Tu sabias que ela estava viva, não sabias?
Ama Jackson ve Kira'nın ne olduklarını biliyordun.
Mas tu sabias sobre o Jackson e a Kira.
İnsanları öldüreceğini ve bunu tekrar yapacağını biliyordun.
Sabias que ele matava pessoas, e que ele o ira voltar a fazer.
Çünkü sen birini öldürmeye çalıştıklarını biliyordun.
Porque tu sabias que eles iam tentar matar alguém.
Borz'u nerede bulacağını nereden biliyordun?
- Como sabia onde encontrar o Borz?
- Peki sen ne biliyordun?
- E o que sabia a Mamã?
biliyorum 15888
biliyorsun 4418
biliyormusun 262
biliyor musun 6673
biliyor 196
biliyorum tatlım 44
biliyorum ama 99
biliyorum canım 32
biliyorum hayatım 20
biliyor musunuz 1377
biliyorsun 4418
biliyormusun 262
biliyor musun 6673
biliyor 196
biliyorum tatlım 44
biliyorum ama 99
biliyorum canım 32
biliyorum hayatım 20
biliyor musunuz 1377
biliyorsunuz ki 33
biliyorum baba 24
biliyorsunuz 744
biliyorum biliyorum 28
biliyorum ki 71
biliyorum efendim 52
biliyor musun al 19
biliyorum anne 31
biliyordum 1178
biliyorum bunu 16
biliyorum baba 24
biliyorsunuz 744
biliyorum biliyorum 28
biliyorum ki 71
biliyorum efendim 52
biliyor musun al 19
biliyorum anne 31
biliyordum 1178
biliyorum bunu 16