English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ D ] / Deneyecek

Deneyecek traducir portugués

573 traducción paralela
Her şeyi deneyecek kadar deli olduğunu söyledim.
Ele é suficientemente louco para tentar de tudo.
Ya da deneyecek kadar aptalsa bile, kaçabileceğini umut edebilir mi?
Mesmo que fosse idiota e tentasse, como poderia fugir?
Deneyecek.
Ele vai tentar.
İlk uzun pantolonunu deneyecek olan bir çocuğa benziyorsun.
Pareces um miúdo que vai provar o seu primeiro par de calças compridas.
Şimdi Papa deneyecek.
Deixem aqui o papá tentar.
Wallace'ın kıyafeti yarın Angel's Roost'u deneyecek... Ve New Mexico sürüşünün en zorlu hombraları var.
O grupo do Wallace tentará subir até Angel's Roost amanhã e eles contrataram os condutores mais durões do Novo México.
Sanırım deneyecek bir şeyleri kalmadı ama... sona kalan ve kazanan hepsini alır.
Suponho que o que vão fazer... é matarem-se uns aos outros e o que sobreviver, leva tudo.
- Winchester için deneyecek misiniz?
Vão entrar no campeonato para a Winchester?
Tekrar deneyecek misiniz?
- Quer tentar de novo?
Ve şimdi, bu gösteride veya başka bir sirkte olmayan ilk kez sergilenecek, Büyük Sebastian barın üzerinden geçip halka içinden geçerek Öne ikili takla atmayı deneyecek,
E agora, pela primeira vez, neste ou em qualquer outro circo, o Grande Sebastian tentará executar um mortal duplo sobre a barra, através de um aro dispensando a rede ou qualquer outro aparelho de segurança.
Onun anahtarını ben aldığım için, el çantasındakini deneyecek.
Como lhe roubei a chave, ele vai tentar a da mala.
Tekrar deneyecek misin?
Queres tentar novamente?
Roberts yakalamaya çalışıyor. Tribünlere gidebilir. Deneyecek, çok yaklaştı.
O terceiro batedor é Raul, dinâmico e ágil... com os seus contínuos movimentos no campo...
Tekrar deneyecek kadar hıyar olamazsın, değil mi?
Não acho que seja parvo a ponto de tentar uma terceira.
Adam tavada Ohio Nehrini istese, onu bile götürmeyi deneyecek nerdeyse.
Se lhe tivesse pedido que lhe levasse o rio Ohio em uma frigideira, o teria feito.
Bu hafta benimle bir yerlerde buluşmayı deneyecek misin?
Vais tentar encontrar-te comigo esta semana?
Sence, ne zaman deneyecek?
Quando é que achas que ele vai tentar?
Baksanıza, sabırsızlanıyor. Hemen deneyecek.
- Você se acha engraçado, não?
Gitmezsem, adamlar başka bir yol deneyecek.
Se eu não for, tentarão de outra forma.
Jenny hakkında olanları duyduğunda, krize girecek ve burnumu kıracak yada kendi kendini boğmayı deneyecek.
Quando souber da Jenny... ficará histérico e me baterá no nariz... ou tratará de se afogar.
BOLIE JACKON BU GECE GERİ DÖNMEYİ DENEYECEK
Bolie Jackson tentará regressar hoje à noite.
- Yakalamayı deneyecek misin?
- Vais tentar apaná-los?
Deneyecek misin?
Então vais tentar?
- Deneyecek ama hemen değil.
- Vai tentar, mas não já.
Ron atlayışı bir daha deneyecek mi?
Voltará o Ron a experimentar o salto, num futuro próximo?
Bence Pike ona vermek için silahları almayı deneyecek. Nasıl?
Pike vai tentar pegá-las para ele.
O anı kontrol edebilirsek, bir şansımız olur. Deneyecek misin?
Se pudermos controlar esse momento, teremos uma hipótese.
Deneyecek.
Vai tentar.
Hey, Sanırım deneyecek ve onu alacaksın
Né, parece que você vai tentar roubá-lo!
Yani deneyecek ve onu alacaksın.
Então vai tentar roubá-lo.
- Yine de deneyecek misin?
- Ainda se dispõe a tentar?
Yemin ederim, bir daha deneyecek olursa... onu kendi haline bırakacağım.
Juro-te que se ela voltar a tentar, deixo-a ir até ao fim.
Bir şey mi deneyecek?
Será que se vai meter em sarilhos?
O zaman, öldürmeyi deneyecek.
Depois, deduzo que, para não escapar, tentará matar-me sem piedade.
Önce kim deneyecek?
Quem é o primeiro?
Yalnızca parmaklarınla beni durdurmayı deneyecek misin gerçekten?
Está mesmo a tentar deter-me sem mais nada nas mãos anão ser os dedos?
Bunu deneyecek misin?
Vais tentar?
Bunu deneyecek sadece bir adam var.
Só há um vagabundo que tem coragem de me enfrentar.
Deneyecek misin evlat?
Tentará, Filho?
- Herbie, bir şey deneyecek misin?
- Tu tentas qualquer coisa, Herbie.
Deneyecek ve Japonya'yı Amerikan imajıyla yeniden yapacak.
Ele tentará reconstruir o Japão à imagem dos Estados Unidos.
Chessy kazanmayı deneyecek.
O Chessy vai ganhar.
- Kulübünde beni deneyecek misin?
- Vais deixar-me passar a audição?
Tek tek bizi öldürmeyi deneyecek.
Ele vai tentar abater-nos um a um.
Bunu deneyecek olurlarsa, atmosfere girer girmez, metal aksamları parçalanacak.
Se o fizerem, os metais... os metais desintegrar-se-ão, ao entrarem em contacto com a atmosfera planetária.
- Deneyecek misin?
- Vais tentar?
Güldü ve filoda sadece bir kişinin bunu deneyecek kadar cesur olduğunu söyledi.
Ele riu-se e disse que só havia uma pessoa na frota com coragem para tentar.
Bunu dönüş yolunda deneyecek. - Apollo.
Por isso, vai tentar no caminho de volta.
- En azından şansını deneyecek. Nerede?
Vai experimentar, é só isso.
Paranın alabileceği doğma büyüme buralı fareleri şimdi kim deneyecek?
Quem vai ser o próximo a testar os melhores ratos criados no campo que o dinheiro pode comprar?
Deneyecek misin?
Vai tentar?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]