Gece vakti traducir portugués
327 traducción paralela
Zaten burası gece vakti boş oluyor.
Além disso, aquilo está morto à noite.
- Gece vakti bu tamirat ne?
- Vá horas para fazer obras.
... neredeydin sen? Ben, yangın olabileceğini düşünmemiştim. Miles'ın adamlarını sürüden uzak tutacaktım,... gece vakti de orada beklemeyi gereksiz gördüm.
Não sabia de nenhum incêndio e não imaginava que Miles iria roubar o nosso gado, então não vi sentido em ficar.
Gece vakti çiftliğimizi yakanlara yaptıklarımız için bizi kimse suçlayamaz.
Ninguém nos culpará pelo que fizermos a quem nos queima o rancho.
Gece vakti çekip gitmiş.
Ela partiu de noite.
Fakat kasabaya gece vakti gidemem.
Mas eu não posso passar aqui a noite.
Gündüz vakti de yaparlar. Gece vakti de yaparlar.
Fazemde dia... e f azem ànoite.
Baban gece vakti seni çekerek ne yapmaya çalışıyordu?
Que estava o seu pai a tentar fazer-lhe?
Gece vakti onu buraya getir.
Traga ela aqui ao cair da noite.
Fritz, yaşlı kaplan gece vakti işte böyle gelecek gizlediğimiz çukura doğru yürüyecek.
O tigre pode vir aqui à noite, depois dos buracos estarem tapados.
Gece vakti para makinesine gitti.
Entrou pelo buraco da correspondência.
Dediklerine göre, dürüst insanlar gece vakti bu nehirde yolculuk yapmazmış.
Dizem que os homens honrados não navegam de noite.
Çünkü yıldız için gece vakti.
Para ela, agora é noite.
Ya gece vakti uyanıp... onu duyduğum halde uykuma dönmüşsem?
E se eu não acordasse à noite e não a ouvisse. Voltasse a dormir.
Gece vakti buna niye kafa yoruyorsun?
Porque te preocupas com isso agora?
Bu gece vakti ormanda yürümek gibi bir şey.
É como passear na selva.
Gece vakti yanımıza gelmenin nedeni bu mu?
Foi por isso que vieste até nós no meio da noite?
Yapacak işlerimiz var. - Gece vakti bir şey yapamayız.
- Esta noite não fazemos nada.
Anna, gece vakti onu bulamazsın.
- Não. Anna, não vais encontrá-lo à noite.
Her şeyi oyuna çevirme, gece vakti o yukarıdaki küçük odanızda onu rahat ettir.
Não faças de tudo um jogo. À noitinha, naquele quartinho lá em cima, toma conta dele.
Karısı gece vakti kalkıp sevgilisinin koynuna girmiş bir adam.
Que homem? Um homem cuja mulher saiu duas noites para se encontrar com um fulano.
Ayın dört çeyreği çocukken gece vakti balığa gittiğimiz zamanlardaki gibi.
As quatro fases da lua. Como quando eramos miúdos e pescávamos.
Neden ona, üniversite rektörünün karısını becerdiğin için..... Toulouse'dan bir gece vakti sıvıştığını söylemedin?
Porque não lhes disseste que fugiste de Toulouse de noite, porque dormias com a mulher do reitor da universidade?
Başka hiç kimse uçağı böyle normal şekilde uçuramazdı. Gece vakti, kuyruk kanatlarından birisi kopmuş lövye karnınızın üstünde, herhangi bir cihaz olmaksızın uçmak neredeyse imkansızdı.
Nenhum dos outros conseguia fazê-lo, mesmo a direito e nivelado, por isso, voar de noite sem um leme, com o manche ao pé da barriga e sem instrumentos, como era o caso, teria sido impossível.
Simdi biz "serpildik", annemin deyisiyle. Gece vakti en ufak bir çitirtida, Annem bizim iyi oldugumuzdan emin olmak için kalkar ve tavanarasina çikar.
Ainda hoje, apesar de a Mary e eu já sermos crescidas, se durante a noite ouvir o mínimo ruído, corre pelas escadas acima até ao nosso quarto, para ver se estamos bem.
İlk mahsülümü satar satmaz size parayı ödeyeceğim. Bay Ingalls, kaç tane ailenin buraya taşınıp, ekip biçip, dağlar kadar borç altına girip, gece vakti kaçıp gittiğinden haberiniz var mı? Hmm?
Sr. Ingalls, sabe quantas famílias vêm aqui, plantam as suas colheitas, e compram mais coisas do que aquelas que podem pagar e que desaparecem a meio da noite?
Yararlı birşey sor. Kızının gece vakti nerede olduğu gibi.
Pergunta-lhe algo útil, como que está a tua filha a está a esta hora da noite.
Gece vakti bizim dışarıda ne işimiz var?
Que estamos nós a fazer cá fora a estas horas da noite?
Genellikle, sizin gibi güzel bir kızın gece vakti otostop yapması tehlikelidir.
Normalmente, é perigoso uma rapariga bonita como você pedir boleia à noite.
Düşünüyorum da, Philip, sen daha bir çocukken neden seni bir gece vakti... bir yastıkla boğup öldürmedim?
Sabes, Filipp, arrependo-me de näo te ter abafado logo no berço, com uma almofada...
Gece vakti Bowery'de dolaşmak istemezsin!
Não queiras andar da Bowery à 42ª rua, de noite.
1 yıldır sizinle gece vakti bir arabada... böyle baş başa kalabilmek için ne isteseler verirdim.
Há um ano, ia adorar estar a sós consigo num carro, à noite, assim.
Elimdekinin sadece itham olduğunu düşünseydiniz, gece vakti burada durmuş..... konuşuyor olmazdık değil mi?
Se achasses que são apenas acusações, não estaríamos aqui fora a conversar.
İstersen Meadows'a nöbetçinizi arat. Bak bakalım gece vakti orada güzel bir şeyler bulmuşlar mı?
Se quiser, diga ao Meadows para ligar ao seu vigia e veja se encontraram alguma coisa aqui ao luar.
Repo-adamın bütün gece vakti vardır, her gece.
Um Repo-Man tem a noite toda, todas as noites.
Daha önce hiçbir öğrenci gece vakti okulu terk etmemişti.
Nenhuma aluna jamais saiu da escola à noite.
Oysa ki operasyonun gece vakti yapılmasının çok tehlikeli olacağını söylemiştik.
Dissemos que era perigoso lançar esta operação à noite.
İnsan başka niçin gece vakti, dolu fırtınasında oraya çıksın?
Por que haveria alguém de vir cá à noite, durante uma chuvada?
Gece vakti Taormina.
Taormina de noite.
İsa demişti ki, dünyanın sonu gece vakti hırsız gibi gelecek.
Jesus disse que o fim viria como um ladrão pela calada.
Gece vakti.
Está de noite.
- Gece vakti araba kullanmasını istemiyorum.
Não gosto de que ele dirija à noite.
Gece vakti akıl hastanesinden pek ayrılmam ama harcadığım emeğin karşılığını vereceğini söyledi.
Não costumo sair do manicómio a meio da noite, mas ele disse que valeria a pena.
- Fakat gece vakti silah sesi duyulabilir.
- ouvirão os disparos, Flack.
- Yaklaşık buçuk geçe... Ne vakti, be!
Oh, para ai ás....
Gece vakti mi?
À noite?
Nadine, bu gece yemek vakti müsait olacağım.
Nadine, afinal vou conseguir ir jantar, logo à noite.
Uyku vakti çoktan geçti. Benim için çılgın bir gece oldu.
Esta noite foi selvagem para mim.
Her gece annemi görmeye eve giderdim. Yiyecek bir şeylerle sigara götürürdüm. Çünkü gündüz vakti yiyecek bir şey bulamazdık.
Todas as noites, ia a casa ver a minha mãe, comer e arranjar cigarros, porque de dia não se arranjava comida.
Bayan Olsen, sizi temin ederim ki gece vakti kaçıp gitmeye falan niyetim yoktu.
- Sra. Oleson, posso assegurar-lhe que não penso fugir a meio da noite. - Obrigado.
Gece vakti burada olduğuna göre
Aconteceu de eu estar passando e decidi visitá-la.