Gördü traducir portugués
7,006 traducción paralela
Gördü.
Ele viu.
Her şeyi gördü.
Ele viu tudo.
Lycrecia babasını en son ne zaman gördü?
Há quanto tempo é que a Lycrecia não vê o pai?
Hepimiz sadece minnettar olalım kimse zarar gördü. Tamam?
Ainda bem que ninguém se magoou.
Ve gördü güzel Kraliçe o ve mükemmel Prens ve Prenses Yapayalnız vardı, o da geldiyiğitçe onları kurtarmaya.
E viu que a bela rainha, o príncipe e a princesa estavam sozinhos, e foi salvá-los bravamente.
Tüm dünya eğlenirken, sektör dışından birkaç tuhaf kişi başka kimsenin göremediği şeyi gördü.
Enquanto o mundo inteiro festejava à grande, alguns outsiders e cromos viram o que mais ninguém viu.
Zarar gördü.
Já não funciona.
Ama olanları çok insan gördü. Bunu örtbas edemezler.
Mas uma data de gente viu o que aconteceu.
Bahçıvanı... Bizi birlikte gördü.
O jardineiro viu-nos juntos.
Ya da belki internetten Ellis'i araştırdı ve yaptığı cömert bağışları gördü sonra da orada çalışmaya başladı ki ona kancasını takabilsin.
- Ou talvez o tenha procurado no Google e descoberto as suas generosas contribuições e então... infiltrou-se ali para lhe poder lançar as garras. Sim.
Oğlun çok şey gördü.
O seu filho já viu muita coisa.
Ne gördü?
O que é que ela viu?
- Gardiyan kesinlikle seni gördü.
Sabes, aquele guarda devia ter-te visto.
- Bunları gördü mü?
E ele já viu isto?
- Seni gördü mü?
Ele já te topou?
- Seni gördü mü?
- Certo, ele viu-te?
Katolik hiyerarşisinden biri raporu gördü mü?
Alguém da hierarquia católica viu o relatório?
Bu yüzden tepki gördü.
Foi por isso que teve essa reacção.
Biraz gördü.
Bom, feriram-se um bocado.
Lake Havasu City, New York ve tüm güney bölgesi ciddi hasar gördü.
Outras cidades também sofreram grandes danos.
- Yine mi kâbus gördü?
Alguém teve outro pesadelo? Pai.
Bu sefer Olive mi gördü?
Foi a Olive desta vez?
Her şey gördü. - Beni ona ulaşana kadar hayatta tutabilir misin?
Consegue manter-me vivo até o ir buscar?
Sonra beni gördü.
Ele viu-me.
Gerçek seni gördü?
Ela viu o que realmente és?
Arkadaşım, kaydettiğim görüntülerin birkaçını gördü.
A minha amiga viu alguns destes videos que gravei,
Ma gördü. Neden cehenneme o hep birlikte bu alanı temizlemek istedi sizce?
Por que diabos você acha que ela queria-nos para limpar este campo juntos?
Hatta Ferhatı gördü.
Inclusivé viu o Farhad.
So when he took those binoculars and looked at the field, Eline dürbünü aldığında, alanda tanıdık sımayı gördü ve 55 sayıyı
Assim que quando pegou esses binóculos e olhou o campo, vê uma cara familiar com o número 55 na camisola...
Aletine cila atılan fotoğrafları gördü diye ölmesi gerektiğini söylemedin.
Não disseste que a querias morta porque ela tinha visto umas fotos de ti a teres o teu pau polido.
Derken genç adam camdan baktı ve dışarıdan geçen - güzel bir kız gördü.
Então, o jovem olhou pela janela e viu uma linda rapariga a passar pela rua.
Adam kızı ve bebeği izlemeye devam etti, Dorothy'nin büyüdüğünü gördü.
Ele continuou a seguir a rapariga e a bebé dela, observando a Dorothy a crescer, ao longe.
Olay yerinden kaçtığını gördü, onu haklamalıyız.
E viu-te a fugir da cena. Tem de ir.
Dünya Yeşil Dev'i gördü.
O mundo viu o Hulk.
Bu ev neler gördü Randy.
Oh, as coisas que esta casa viu, Randy!
İade komitesi, durumunuzu incelemeye değer gördü Bayan Altmann.
A Comissão de Restituição deliberou que o seu caso, é susceptível de análise, Sra. Altmann.
Galiba o bizi hep kendi başına bir şey yapamayan küçük çocuklar olarak gördü, sonra biz birden istediklerini yapabilen çocuklar hâline geldik.
Acho que sempre nos viu como os rapazinhos que nada podiam, e transformámo-nos nos rapazes que tudo farão. Os rapazes conseguem.
Tamam, Jessie beni ona bakarken gördü.
Bom, a Jessie viu-me a olhar para ela.
Babanın yeni oyuncağı, dün gece çok ilginç bir şey gördü.
O brinquedo do pai viu uma coisa interessante ontem.
Son on senede, bu şirketle anlaşan sanatçılardan kaçı üçüncü albümünü gördü, bilen var mı aranızda?
Sabes quantos contratos desta empresa, nos últimos dez anos, conseguiram chegar a um terceiro álbum?
Osilatör hasar gördü. Ama halen çalışıyor.
O oscilador está danificado, mas ainda funciona.
İnsan dilinde bir zamanlar bir erkek bir kızı gördü ve aşık oldular.
Em termos humanos... Era uma vez um garoto que conheceu uma garota. E eles se apaixonam.
Avery bu çekimleri gördü mü?
A Avery viu-vos a gravar alguma coisa?
Tüm hayatımız, çocukluğum gözlerimin önünden geçti. Sonra beni ağlarken gördü.
Rememorei a nossa vida, a nossa infância e ela viu-me chorar.
Duvarlar biraz hasar gördü
A parede está um pouco lascada.
Barney her şeyi ambarın üstünden gördü. Stewart taş duvara kafasını çarpıp, kendi salak boynunu kırdı.
E o Barney viu tudo do alto do silo, o Stewart bater com toda a força na parede e partir o pescoço.
"Bazı güller gördü".
"Ela viu algumas rosas."
Hatta mükâfatını da gördü. Bir şey yapmama gerek kalmadı.
E até levou um beijo!
Ve beni gördü.
E eu nunca vou esquecer.
Bir keresinde kardeşim bir kız gördü.
Uma vez,
Her şeyi gördü.
Viu tudo.
gördüm 831
gördün 90
gördünüz 57
gördük 25
gördüm seni 25
gördün mü 3514
gördüğüme sevindim 20
gördün mü bak 45
gördünmü 25
gördünüz mü 803
gördün 90
gördünüz 57
gördük 25
gördüm seni 25
gördün mü 3514
gördüğüme sevindim 20
gördün mü bak 45
gördünmü 25
gördünüz mü 803