Görmelisin traducir portugués
1,563 traducción paralela
Daha sık tedavi görmelisin.
Talvez encontremos sapatos para combinar.
Öteki arabamı görmelisin.
Devia ver o meu outro.
- Evet, diğer adamı da görmelisin.
- Au. - Sim. - Devias ver o outro tipo.
Bebeğim gidip evi görmelisin.
Querido, devias ir ver a casa.
Ona nasıl davrandığını görmelisin.
E devias ver como ele a trata.
Gidip onu görmelisin.
Devias ir vê-la.
New York'u bir görmelisin Alejandro.
Deverias ver Nova Iorque, Alejandro.
Hesap makinesinde rakamları yumruklarken Lureen'i görmelisin!
Devias ver a Lureen a martelar números na sua máquina de calcular.
- Evet, görmelisin.
- Devias.
Jake, bunu görmelisin.
Jake, tens que ver isto.
Herkes gibi sen de, bekleyip görmelisin. Ama dehşet bir şey dostum.
Vai ter que esperar pra ver como todos... mas é fantástico, cara.
- Bunu bir işaret olarak görmelisin.
- Tens de ver isto como um indício.
Kız kardeşimi görmelisin, o gerçekten çok güzeldir, ama uyuşturucuya saplandı kaldı ve...
Devias ver a minha irmã! É muito bela, mas afundou-se na droga e...
- Gerçek insanlar görmelisin.
- Precisas de ver gente.
Formda olmaktan da bahsedeceksek onu gömleksiz görmelisin.
A propósito de forma física, devias vê-lo em tronco nu.
Kendi gözlerinle görmelisin.
Devia ver isto.
Beni koruyucun olarak görmelisin Janet.
Devias pensar em mim como o teu protector.
Onu fabrikada görmelisin.
Devia vê-lo naquela fábrica.
Gündoğumunda ayrılmadan önce Kisna'yı görmelisin.
Tens de ir ver o Kisna antes do nascer do sol.
Nani. Laboratuvara gelip yeni buluşumu görmelisin.
Tens de vir ao laboratório ver a minha nova invenção.
En küçük torunumu görmelisin Daisy.
Devia conhecer a minha neta mais nova, a Daisy.
Ama resmin bütününü görmelisin.
Eu sei que é difícil, mas tens de ver o que está por trás.
Alevler içindeki binayı görmelisin.
O edifício está a arder. Meu, estás a gravar isto?
Arama motoruna "ölüm" yazdığında çıkan sonuçları görmelisin.
Imaginem a mudança que vos traria uma conversa com a morte.
- Biliyorum, bir görmelisin.
Tens de o ver.
Yeni tuttuğu garsonu görmelisin. Her yıl biraz daha gencini buluyor.
Todos os anos contrata empregadas cada vez mais novas.
Asıl beni kafamda beyaz bir çarşafla haç yakarken görmelisin.
E fico lindo com um lençol branco, a deitar fogo a uma cruz.
Ah, Melinda, şehirdeki çatı katını görmelisin. Ve plajdaki yazlıklarını. Karısı Maya, eski mankenlerden...
Melinda se visses a Penthouse deles na cidade, a casa de verão na praia, a mulher dele, Maia, ex-modelo.
Melinda... bence... bunu görmelisin
Melinda... eu, uh, acho que é melhor você ver isso.
Kira, bunu görmelisin.
Tens que ver isto.
Baba bunu görmelisin.
Pai, tu tens que vir ver...
Buraya gel. Bunu görmelisin.
Tens que ver isto.
Belki de gidip kendin görmelisin.
Talvez precises de ver com os teus próprios olhos.
Kira, bunu görmelisin.
Kira! Tens de ver isto.
Aldığımız elbiseleri görmelisin.
Tens de ver os vestidos.
Bana gönderdiği çiçekleri görmelisin.
E devias ver as flores que ele me mandou.
Ve bunu kesinlikle hakediyor.Onu bir görmelisin.
E o que vale a pena, se a vires, elas são verdadeiras.
Kulakların büyüdüğünde kendini görmelisin.
Você tem que conferir, se suas orelhas cresceram.
Mr. Monk, Tommy'yi görmelisin.
Sr. Monk, devia ver o Tommy.
Bunu görmelisin Gibbs.
- Uma em 1 milhão.
Belki de gidip onu görmelisin.
Talvez pudesses ir vê-la.
Sen benim dairemi görmelisin.
Devia ver o meu apartamento.
Ama ilk önce, işleyişi mutlaka görmelisin, dostum.
Mas, primeiro, tens de ver isto.
Bu yokuşu görmelisin. Hayır.
Deverias ver esta descida.
- Clark, bunu görmelisin.
- Clark, tens de ver isto.
O çocuğu bir görmelisin.
- Pois.
Sen de görmelisin.
Recon 1 à Ponte.
Bunu görmelisin.
Tens que ver isto.
Evet. Bu filmi görmelisin.
- Devias ver.
Rüyayı görmelisin.
É preciso que o sonhe.
Bant ve şeritlerden Kayıp Şehir Atlantis'i inşaa ediyorum ; en azından gelip görmelisin.
Tens que pelo menos aparecer.