English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ G ] / Görmeliydin

Görmeliydin traducir portugués

1,092 traducción paralela
Bu güzelliğin merkezin merdivenlerinden tırmanışını görmeliydin.
Esta beleza sobe as escadas da esquadra.
Onu tavşan kardiş gibi zıplarken görmeliydin.
Deviam ter visto, andava às voltas que nem um coelho na Páscoa.
Onu görmeliydin.
Devias tê-lo visto.
Onu kırmızı ışıkta görmeliydin.
Devias tê-lo visto num semáforo vermelho.
Bunu görmeliydin.
Devias tê-lo visto!
Korkunçtu. Görmeliydin.
Com as roupas todas molhadas.
Van Horn'un yüzünü görmeliydin.
Devias ver a cara do Van Horn.
Lezbiyen olduğumu düşündüğünde, Julie'nin yüzünü görmeliydin.
Havias de ter visto a cara da Julie quando pensou que eu era lésbica.
Onları görmeliydin.
Devias ter visto quando lhes bati.
Evet, görmeliydin.
Sim, deverias.
Bobby'yi görmeliydin.
Você precisava ver Bobby.
Bu sabah geçmek zorunda kaldığım nehri görmeliydin.
Devias ver o rio que atravessei esta manhã.
Onların yapmak istediği kapağı görmeliydin bir de!
Já não temos essa mentalidade. Se visses o a capa que eles queriam. Não era uma luva, acredita.
- Suratını görmeliydin.
- Devias ter visto a tua cara.
Görmeliydin! Dişleri her tarafa saçıldı!
Vocês tinham de ver, voaram dentes por toda parte!
Dostum kadını görmeliydin, avaz avaz bağırıyordu. Sokağın diğer ucu..
Devia ter ouvido a senhora, dava para ouvi-la...
Dün gece Eddie'nin oyununu görmeliydin. Müthişti.
Olha, Carmen, devias ter visto o Eddie a jogar, ontem à noite.
Annemi görmeliydin, bütün eşyalarını odanda sakladı.
Devias ter visto a mamãe. Manteve todas as tuas coisas no teu quarto.
Onu görmeliydin.
Devias tê-lo visto!
Peg, bunu görmeliydin.
Havias de ter visto.
Bunu görmeliydin, hayatım.
Devias vê-lo, querido.
Bizi dün gece görmeliydin.
Devia ter nos visto ontem.
- Evin halini görmeliydin...
- Devias ver a espelunca...
- Yüzünü görmeliydin.
- Devias ter visto a tua cara.
- Suratının halini görmeliydin.
- Devia ver a sua cara.
Onları görmeliydin, Al.
Os dois com os narizinhos contra o vidro.
Quick, görmeliydin. 30 limuzin gün batımına doğru yol alırken, beyazlar ne düşüneceklerini şaşırdılar.
Quick, devias ter visto. Trinta limusinas à porta... Os polícias brancos estavam de boca aberta.
Tommy, doğduğunda Donna'yı görmeliydin. Öyle güzel bir bebekti ki!
Tommy, devias ter visto a Donna recém nascida, era uma bebé maravilhosa.
Kardeşimi çocukken görmeliydin.
Devias ter visto o meu irmão em criança.
Annesini görmeliydin.
Devias ter visto a mãe.
Hey, eğer yüzümü kötü buluyorsan vuran adamın yumruğunun halini görmeliydin.
Se achas que estou mal, havias de ver as mãos do outro tipo.
Görmeliydin.
Devias ter visto.
- Görmeliydin.
- Devias ter visto.
Bana nasıl baktığını görmeliydin.
Devias ter visto a forma como olhava para mim.
Onları site turunda görmeliydin.
Devias tê-los visto quando os levei ao local.
Yüzünü görmeliydin.
Devias ter a visto a cara dele.
Sen de görmeliydin.
- Devias ter visto!
Sen beş ay önceki uçuşu görmeliydin.
Isto não é nada. Devia estar aqui há 5 meses.
O koca öküzü nehir kenarında bir görmeliydin. Tam üç gün bebek gibi ağlayıp, köpek gibi içti... Çünkü Joe, onu büyüten siyah yaşlı adam ölmüştü.
Devias ter visto o mastodonte junto ao rio, bêbedo como um cacho e chorando como um bebé, quando o Joe, o tipo de cor que o criou, morreu.
Charlie, bugün akü takviyesi yaptığım arabayı görmeliydin.
Hey, Charlie, deverias ter visto o carro que eu ajudei a saltar hoje.
Görmeliydin inanılmaz bir atıştı.
Devias ter visto. Deu-nos três ponto de vantagem. Ganhamos o jogo.
Bisikleti verdiğimiz zaman yüzündeki ifadeyi görmeliydin. emma onu çok seviyor.
Devia ter visto a cara dele quando recebeu a bicicleta.
Yüzünü görmeliydin!
Vocês deviam ter visto a cara daquele cabrão! Entrem!
Kız arkadaşının halini görmeliydin.
Havias de ter visto o estado da namorada dele.
Emil'i görmeliydin.
Tens de ver o Emil.
Ike'ı görmeliydin.
Oh, veja, o Ike...
Suratındaki ifadeyi görmeliydin.
Deviam ter visto a cara dela.
- İlk ikisini görmeliydin.
- Se visse os primeiros...
- Görmeliydin.
- Deveria.
Demek istediğim, beni görmeliydin.
Só se eu fosse um grande traste é que não trazia um presente.
O odaları görmeliydin.
Devias ver os quartos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]