English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ H ] / Halâ

Halâ traducir portugués

267 traducción paralela
Halâ gelebilir, Majesteleri. Henüz gece yarısı olmadı.
Ele virá, majestade, ainda não é meia-noite.
Şimdi tatmin oldun mu ben halâ Sabâ kraliçesiyim,?
Satisfeito por eu continuar sendo a rainha de Sabá?
Halâ umudum var.
Ainda assim ousei esperar.
Halâ burada kalacakmısınız Majesteleri,?
lrá agora procurar segurança?
Panjurlar halâ açık.
As persianas ainda estão abertas.
Halâ orada mısın?
Ainda aí está?
Geçen gece, nasıl becerdiğimi halâ çözemedim.
Ainda não percebi como consegui aquilo na outra noite.
Halâ Saygon'da yalnızım.
Ainda só estou em Saigão.
Haydi Yüzbaşım, temizlenmeniz için halâ birkaç saatiniz var.
Vamos, Capitão. Ainda tem algumas horas para se arranjar.
O orada bir yerde, tümüyle kabul edilebilir insan davranışlarını istemeyen, sınır tanımayan operasyonlar yaparak halâ orada.
O coronel anda a dirigir operações sem qualquer tipo de restrições. Muito para além dos limites aceitáveis de qualquer, conducta humana...
Burası halâ çok tehlikeli efendim.
Esta zona de aterragem é um bocado perigosa.
Burası halâ çok tehlikeli efendim.
Isto ainda está perigoso.
Yüzbaşı Willard diye birisini nehrin yukarısına doğru götürüyoruz ama halâ bize ne için gittiğimizi söylemedi.
Estamos a levar um gajo, o Capitão Willard, pelo rio acima. Mas ainda não nos disse onde o estamos a levar.
Did Bobbi mesajlarımı almadı mı halâ?
A Bobbi recebeu os meus recados?
56 Kalori = Halâ şişmansın!
56 calorias igual a : continua gordo.
Henüz değil, halâ zaman var.
Ainda não. Ainda há tempo.
Bisikletler halâ orada.
As motos ainda estão lá?
Onlar halâ buradalar. Lanet olsun!
Eles ainda estão aqui, raios partam!
Halâ, burada mısınız?
Ainda estam aqui? Vão-se embora!
Halâ, bazı yerler olabilir. Yeni bir hayata başlıyabiliriz.
Talvez haja ainda algum lugar onde possamos começar uma nova vida.
Halâ bundan hoşlanmıyorum.
Mesmo assim não gosto disto.
Steve, sen halâ benim yanımdasın, değil mi?
Steve, não desististe de mim, certo?
Evlerinde, mükemmel kadınları dururken onlar halâ, bu tür kadınlara bakıyorlar.
Tem excelentes mulheres em casa e mesmo assim têm de ver mulheres como estas.
Ama, bildiğimiz bir şey var : Onlar, günümüz dünyasında halâ üstesinden gelemediğimiz, tek büyük problem.
Mas de uma coisa temos a certeza, elas são o único grande problema à face da terra.
Halâ bana ilgin var değil mi?
Tu ainda te preocupas comigo?
Jake, aklın halâ kokpitin içinde değil mi?
Jake, trouxeste os teus miolos do vestiário?
Kurtarmak için halâ bir şansımız var.
Ainda podemos salvá-la.
Aman, bu arada... bana halâ bir çift kayak direği borçlusun.
Oh, a propósito... ainda me deves um novo par de varas de esqui.
Halâ deniyoruz.
Continuamos a tentar.
Bu kasabada halâ bağlantıların var mı?
Ainda tens contactos nesta cidade?
- Halâ Wheaton şehrinde miyiz? - Bayağı dışındayız.
- Ainda estamos no condado de Wheaton?
Halâ Reed'lerdeyiz, ne bulduğumuza kimse inanmayacak.
Ainda estamos na quinta dos Reeds. Temos aqui algo extraordinário.
Doug, eşinin Halâ hayatta olmasının bir açıklaması yok.
Doug, não existe explicação para o facto da tua esposa ainda estar viva.
Biz, Tanrı aşkına, biz karanlık bir çağda yaşıyoruz şu an Halâ... sadece birbirimizi öldürmemeye çalışıyoruz.
Nós... nós estamos a passar por tempos muito obscuros basicamente a tentar não nos matarmos uns aos outros.
O çocuk, elini halâ titreyen o geyiğin üzerine koydu, ve aynı anda beni de tuttu.
Aquele... Miúdo? Ele põe as mãos sobre o veado enquanto ainda está vivo e toca-me ao mesmo tempo.
- Nasil oldu da halâ evlenmedin?
- Ainda não casaste?
- Kargo kapakları halâ açık.
- Escotilhas ainda abertas.
Bir dene, halâ istiyorsan.
Vou dar-te uma chance, se ainda quiseres.
Annenizi halâ seviyorum.
Eu ainda amo a mãe.
halâ çok iyi arkadaşız, hep de öyle kalacağız.
Nós ainda somos bons amigos e sempre seremos.
Ama halâ onların anne ve babasıyız.
Nós ainda vamos ser os pais deles pelos próximos 100 anos.
- halâ grip misin?
- Ainda estás com o soro?
Hayır, halâ gece.
Não, ainda está de noite.
halâ iyisin, ama özelliğin kayboldu.
Ainda é bom, mas perdeste a tua excelência.
halâ imkanlar var.
Mas ainda há algumas opções disponíveis.
Halâ bir tane kalmış olmalı.
Ainda deve haver algum de pé.
Umarım bu yukarıda halâ işe yarıyordur.
Oxalá isto ainda sirva lá em cima.
Halâ bir köpekten farksız.
Ele continua um cão!
Halâ gitmek istiyor musun?
Ainda quer continuar?
Halâ onları arıyor.
Ainda anda á procura deles.
Halâ bir son bir kurşunum var.
Mas eu sei... que ainda tenho balas na minha arma.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]