English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ K ] / Kazandınız

Kazandınız traducir portugués

1,437 traducción paralela
Büyük bir zafer kazandınız, krallar kralı.
Obtiveste uma grande vitória, meu rei dos reis.
Yedi maç üst üste kazandınız.
A equipa está em grande. Venceram sete jogos de seguida.
Seçimleri kazandınız.
Ganhou a eleição.
Kazandınız, Judy!
És uma vencedora, Judy!
3 milyon kazandınız ve hala çok güzel duruyor.
Nem mais. Poupa 3 milhões de dólares e olhe... continua lindo.
Düzgün ve adil bir şekilde kazandınız, sayın başkan.
Você ganhou a eleição justamente, Sr. Presidente.
- Kazandınız.
Ganharam.
Tamam, siz kazandınız.
Está bem. Você ganhou.
Kazandınız.
Vocês ganharam.
Tebrikler kazandınız!
Uau, parabéns! Ganhou!
Kazandınız.
Rebentou.
2 bin kazandınız.
A mesa paga dois mil.
Kazandınız.
Perdeu.
Beyefendi kazandınız!
Um 5. Rebentou.
Kazandınız.
Sequência.
Kazandınız.
A mesa rebenta.
Benim ve halkımın dostluğunu kazandınız.
Ganhou a minha amizade e a do meu povo.
Sempatimi kazandınız.
Os meus sentimentos.
Sanırım siz de çok kazandınız.
Você é que provocou isto tudo, eu aposto.
Yine siz kazandınız.
Ganhou novamente.
Az önce bahsinizi kazandınız.
O senhor acabou de ganhar a aposta.
Bayanlar, bence hepiniz kazandınız.
Senhoras, acho que são todas vencedoras.
Tamam, siz kazandınız.
Ok. Vocês ganharam.
Sanırım siz kazandınız.
Acho que ganham vocês.
Öyleyse, bu paketlerden birini açtığınızda altın bir kupon bulursanız, Çiftçi Billy'nin pastırma fabrikasına bir tur kazandınız demektir!
Se ao abrir uma das embalagens, encontrar um bilhete dourado, ganha uma visita guiada à fábrica.
Kıyafet yarışmasını kazandıktan sonra, çocuklara şeker yerine dinsel kitapçıklar dağıtacağız.
Depois de ganharmos o concurso de fantasias, vamos distribuir panfletos religiosos aos miúdos em vez de doces.
- Oyunla para kazandığınız için şanslısınız.
- Têm muita sorte em ser pagas para actuarem.
Verchota, aldığı pas ile ilerledi, atışını yaptı ve sayıyı kazandı! Milli takımımız şimdi maçı 4-2 önde götürüyor. Bitime on beş dakika, on üç saniye var.
Verchota mete-o para lá de Sutner colocando os E.U. a vencer 4-2 com 15m. e 43s. ainda por jogar neste terceiro período.
Çünkü siz, erkekler, kazandığınız her şeyi harcarsınız.
Porque vocês gastariam tudo.
Kazandıklarınız. Tebrikler.
Aqui estão os seus ganhos, Sr. La Fleur.
Bizi sevmediğiniz, arzulamadığınız veya... hoşlanmadığınız için kazandığınızı mı sanıyorsunuz?
Que por não nos desejarem ou amarem, ou mesmo por não gostarem de nós, que venceram?
Pulitzer'i kazandığınız fotoğraf.
- A que lhe valeu o Prémio Pulitzer.
İkiniz de kazandınız.
Ambos ganharam.
Kazandınız.
Rebenta.
İkisini de kazandınız.
Conseguiste ambas.
Bu yüzden geriye, Tyrell Mann'ın lisede kazandığı yüzükteki kandan teşhis edebileceğimiz, iki numaralı, gizemli kadınımız kalıyor.
O que nos deixa apenas com a mulher misteriosa número dois, que apenas podemos identificar pelo sangue no anel do Tyrell Mann.
Bir suçludan alacağınız kulaktan dolma bilgiler size bir şey kazandırmaz.
Calúnias de um condenado não te levam longe.
Bu şekilde mi bronz yıldız kazandın?
É essa a abordagem que o fez ganhar a estrela de bronze?
Kışa kadar o çadırdan kazandıklarınızın... yarısı benim olur.
Qualquer uso que façam do terreno de agora até o inverno... metade do lucro é meu.
Sonra koca yılanların bizi ve burada kazandığımız her şeyi... yutmaya karar verdiklerini gördüm.
Depois, vi as grandes víboras decidirem estrangular e engolir-nos, e a todo o raio de coisas que ganhámos aqui.
Bir kere kazanıldı mı, bize sınırsız bir özgürlük kazandırır.
Uma vez conquistada, dá-nos uma enorme sensação de liberdade.
"Bu nedenle şimdi kısa bir süre çeşitli denemeler sonucu acı çekmeniz gerekiyorsa da, sevinçlisiniz." - " Böylelikle içtenliği kanıtlanan imanınız size övgü, yücelik,... onur kazandıracak.
"Os infortúnios põem a nossa fé à prova para ver se é forte e pura. A nossa fé é posta à prova como o fogo faz ao ouro, purificando-o." " E a nossa fé é para Deus mais preciosa que o ouro.
Güzel araba, bunu kazandıklarınızla mı aldınız?
Tem um belo carro, Comprou-o com as suas apostas, senhor?
Senin bir yılda kazandığın parayı biz burada kıçımızın üzerinde oturduğumuz her dakikada kaybediyoruz.
O que ganha num ano... é quanto perdemos cada minuto que estamos aqui sem fazer nada.
$ 6 million kazandı ve kız arkadaşının onu affetmesini oynadığı kağıtlara borçlu.
$ 6 milhões e uma namorada disposta a perdoar dão resultado.
Bay Campbell, Montecito Oteli adına size kazandığınızı sunmak istiyorum.
Sr. Campbell, em nome do Montecito... gostava de lhe apresentar os seus ganhos.
Yalnız yaşadığını biliyorlardı, çok fazla arkadaşı olmadığını da, ve akıllarına şu geldi, belki, kazandığını bilmiyor olabilirdi.
Sabiam que ele morava sozinho, não tinha muitos amigos então deduziram que talvez ele ainda não soubesse que tinha ganhado.
Babası biraz daha hurda satın alacak. Biz de kazandığımız 50 doları harcayacağız.
O pai dele vai comprar mais lixo... e vamos gastar os US $ 50 que ganhamos.
Yeterince hızlı olmadığını biliyorum, ama bize biraz daha hız kazandıracak küçük bir ayarlama yapma fikrim var.
Eu sei que nao e rápido o suficiente, mas tenho uma ideia para um ajuste que nos vai dar mais velocidade.
Yarbay, umut ediyorum ki birbirimizin güvenini kazandıktan sonra, Yüce Halka'nın teknolojisi üzerine ışık tutarsınız.
Coronel, depois de ganharmos a confiança uns dos outros, espero que possa esclarecer a tecnologia que alimenta o Grande Anel.
Sizin onlarla savaştığınızı ve kazandığınızı söyledin.
Disseste que lutaste contra eles e venceste.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]