Kuzey kore traducir portugués
663 traducción paralela
Aynı zamanda orada iki yeni Kuzey Kore uydusundan biri de vardı.
Havia também um dos novos satélites norte-coreanos na área.
Kuzey Kore ve İran'ı da anlaşmalara dahil etmek için çaba sarf ediyoruz.
Ainda estamos a tentar que a Coreia do Norte e o Irão... abortem os seus respectivos programas nucleares.
Şunu da eklemeliyim ki Sayın Başkan, Şu ana kadar kimse enfeksiyonun menşeini bilmiyor. Bizim kuş düşmeden önce, Kuzey Kore'ye ait bir uydunun bölgede bulunduğunu biliyoruz.
Devo acrescentar, Sr. Presidente, que embora ninguém esteja certo da origem desta infecção, sabemos que um satélite norte-coreano estava na área, um pouco antes de o nosso "pássaro" se despenhar.
Mancheck, orada bir Kuzey Kore uydusunun da olduğunu söylemişti.
O Mancheck disse que havia um satélite norte-coreano na área.
Mars'ın kızıl kumları birbirinden Türkiye ile Kuzey Kore kadar uzakta olan iki ayrı iniş alanında yedi sefer kazıldı.
As areias vermelhas de Marte foram escavadas, sete vezes em dois lugares diferentes de descida, tão distantes um do outro como Boston está de Bagdade.
Görevi Kuzey Kore'de yakalanan Çin altınları bulmaktı.
A sua missão era recuperar ouro chinês apreendido na Coreia do Norte.
Terorist eğitimini Avrupa ve Kuzey Kore de aldı.
O seu treino em terrorismo é oriundo da Europa e da Coreia do Norte.
Şu Kuzey Kore denizaltısı...
Este submarino norte coreano...
Kuzey Kore ve Çin sınırındaki bir bölgeyi işgal ettiler.
Eles tomaram a região entre as fronteiras Chinesa e Norte-Coreana.
Son bir iki yıldır Penn çok geniş bir iletişim ağı geliştirdi. Kuzey Kore ve Amerika'da, özellikle de Ortadoğu'da.
Nos últimos anos o Penn desenvolveu contactos com a Coreia do Norte, a partir daqui e em particular, com o Médio Oriente.
Kuzey Kore şans kurabiyelerini servis etmemeliydim.
Não devia ter servido esses bolinhos da sorte norte-coreanos.
Kuzey Kore rafinerisinde gizli biyolojik silahlar üretiyor.
Uma refinaria na Coreia do Norte está a fabricar armas biológicas.
Ona göre, Kuzey Kore'de yaşadıkları dün gibiydi ama...
Para ele, a Coreia do Norte foi há momentos.
Kuzey Kore'deki biyokimyasal operasyon işe yaradı.
A operação bioquímica na Coreia do Norte valeu a pena.
Gördüğünüz gibi, Kuzey Kore'deki biyokimyasal felaket bir çok yeni hastalığı ortaya çıkarmış bulunuyor.
Como vimos, o terrível acidente da refinaria da Coreia do Norte fez emergir uma série de novas doenças.
Sana lanet olası Dietrich'in ucuz Kuzey Kore plastiğini kaktırmaya çalışacağını söylemiştim.
Bem disse que o Dietrich ia passar um explosivo barato qualquer.
Kuzey Kore görüşmeleri kesti.
A Coreia do Norte interrompeu as negociaçöes...
Kuzey Kore'deki rafineri gizlice biyolojik silahlar üretiyor.
Uma refinaria na Coreia do Norte estão fabricando armas biológicas.
Onun için Kuzey Kore dakikalar önceydi.
Para ele, a Coreia do Norte foi há pouco tempo atrás.
Kuzey Kore operasyonu cidden işe yaradı.
A operação bioquímica na Coreia do Norte valeu a pena.
Gördüğünüz gibi korkunç Kuzey Kore biyokimyasal felaketi yeni hastalıkların ortaya çıkmasına neden oldu.
Como vimos, o terrível acidente da refinaria da Coreia do Norte fez emergir uma série de novas doenças.
Ondan önce de Kuzey Kore'de Pyongyang'da. Afganistan, lrak, İran, Beyrut ve Kamboçya'da görüldü.
Em Pyongyang, na Coreia do Norte, e tem sido visto no Afeganistão, na Bósnia, no Iraque, no Irão, em Beirute, e no Cambodja.
1950 yılında Kuzey Kore tarafından başlatılan Kore Savaşı tüm Kore yarımadasını harap etmiştir.
Agora, ambas as nações continuam num estado de guerra suspensa. A tensão é elevada, neste preciso momento.
Ekim 1992 Kuzey Kore'de bir yer
Outubro de 1992
Kuzey Kore Sekizinci Özel Kuvvetler gizli ajanı.
Agente Secreto, 8ª Força Especial da Coreia do Norte
Ekim 1996 Inchon Limanı, Kuzey Kore
Outubro de 1996 Porto de lnchon, Coreia do Sul U2.
Chodo Limanı, Kuzey Kore
Porto de Chodo Coreia do Norte
Hee'nin kimliğini teşhir ettiğimiz halde Kuzey Kore'nin onu yeniden kullandığı gerçeğine odaklanmalıyız.
Vocês os dois são os melhores agentes que temos. Acabar com ela é a vossa primeira prioridade.
Ama Kuzey Kore tam birleşme zamanına yaklaşırken bunu neden yapsın?
Mas por que a Coreia do Norte faria isso numa época de reconciliação?
Aracın üzerine monte edilen gizli kamerayı daha incelemedik ama baskını göz önüne alınca onların iyi eğitilmiş Kuzey Kore militanları olduğunu düşünüyorum.
Ainda não vimos a câmara oculta montada no veículo, mas o tiroteio no local faz-me pensar que são militantes norte-coreanos altamente treinados.
Neden Kuzey Kore hükümetine resmi bir beyanda bulunmuyoruz?
Por que não fazemos uma declaração oficial ao Governo Norte-Coreano?
Güney ve Kuzey Kore takımları bugün Panmunjum'dan gelen Kuzey Kore yetkileri ile birlikte Pohang'da idmana çıktıktan sonra Seul Eğitim Merkezi'ne gelecek.
Uma equipa de futebol da Coreia do Sul e do Norte voltou hoje ao Centro de Estágio de Seul após ter treinado em Pohang... enquanto as entidades norte-coreanas vieram por Pammunjong.
Kuzey Kore Başkanı Lee ve diğer yetkililer maç için güneye gelecek ve verilecek konferansta kalıcı barış mesajı verilecek.
O presidente norte-coreano Lee e as entidades oficiais que vieram ao sul para o jogo e na conferência entregarão uma mensagem sobre uma paz permanente...
Kuzey Kore Sekizinci Özel Kuvvetleri için çalışan oldukça başarılı bir ajan.
Um dos melhores agentes da 8ª Força Especial da Coreia do Norte.
Tüm Kuzey Kore liderleri orada olacak.
Todos os líderes norte-coreanos estão lá.
Ulusal Güvenlik Sözcüsü, Kuzey Kore Sekizinci Özel Kuvvetleri'nin planladığı savaş senaryosunun ifşa edildiğini söyledi.
O porta-voz do Ministério da Defesa Nacional revelou um cenário de guerra tentado pela 8ªForça Especial da Coreia do Norte.
Park'ın da içinde bulunduğu beş gizli ajanı, Kuzey Kore- -
Enviaram 5 agentes, incluindo Park, á Coreia do Sul...
Sanırım Kuzey Kore hükümeti aldırmaz ama dünya nasıl karşılayacak?
Tenho a certeza de que o governo Norte - - coreano não se importa, mas como pensa que reagirá a imprensa mundial?
Sizi yarın Kuzey Kore ila anlaşma masasında görmek istiyorum.
Quero-o de volta à mesa das negociações com a Coreia do Sul, amanhã.
Bay Genel Sekreter Kuzey Kore'nin barış masasına oturmasını yorumlayabilir misiniz?
Sr. Secretário-Geral, algum comentário ao regresso da Coreia do Norte às negociações de paz?
Pakistan Hindistan Kuzey Kore
Paquistão, Índia e Coreia do Norte.
Buna Güney ve Kuzey Kore arasındaki anlaşmazlığı çözerek başlayacağız.
Começamos esta noite a tentar resolver o conflito entre Coreia do Norte e Coreia do Sul.
Lütfen Kuzey Kore'den Su Yong Kim'e Hoşgeldin diyelim. ve Güney Kore'den Ji Gin Weh.
Palmas para Su Yong Kim da Coreia do Norte e Ji Gin Weh da Coreia do Sul.
Aslında, Kuzey Kore biraz daha kıyakmış.
Na verdade, as norte-coreanas são mais bem feitas.
Ayrıca Kuzey Kore'de hiç ormanlık alan yok
Mas a Coreia do Norte não tem florestas.
Kuzey Kore. " " iyi iş!
Coreia do Norte. " " Óptimo trabalho!
Kuzey Kore ajanı olarak başlamış.
Ele começou como agente da Coreia do Norte.
- -Kraliçe Elizabeth II taç giydi- -Kuzey Kore'den- -Soru yok- -Başkan Kennedy öldü- -Martin Luther King- -benim için küçük bir adım- -İsrailli atletler öldürüldü- -Vietnam ateş-kes antlaşması- -
A Rainha Elizabeth II foi coroada. As bases da Coreia do Norte. O Presidente Kennedy está morto.
İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Kore, Komünist Kuzey ile Demokratik Güney olmak üzere iki ulusa ayrıldı.
Após a II Guerra Mundial, a Coreia foi dividida em duas nações... o Norte comunista e o Sul democrático. A Guerra da Coreia, instigada pela Coreia do Norte em 1950, devastou toda a península coreana.
"Birleşmiş Kore" sloganı altında sabahın erken saatlerinde, 2002 Dünya Kupası için Kuzey ve Güney'den iki takım karşı karşıya geldi.
Sob o lema "Reunificacão das duas Coreias". Uma equipa do Norte e do Sul para o Mundial de 2002 foi hoje apresentada.
Genel Sekreter Douglas Thomas BM'yi iyi bir dönüşten sonra bıraktı Kuzey ve Güney Kore'nin barış görüşmeleri için...
O Secretário-geral Douglas Thomas abandona as instalações da ONU após o êxito do regresso à mesa das negociações da Coreia do Norte e do Sul.
kore 169
kuzey 131
kuzey amerika 39
kuzey atlantik 17
kuzey kutbu 56
kuzey afrika 45
kuzeyden 18
kuzeydoğu 29
kuzey carolina 21
kuzeyde 42
kuzey 131
kuzey amerika 39
kuzey atlantik 17
kuzey kutbu 56
kuzey afrika 45
kuzeyden 18
kuzeydoğu 29
kuzey carolina 21
kuzeyde 42