Kuzeyde traducir portugués
863 traducción paralela
Kuzeyde sorun çıkabilir.
Podem haver sarilhos no norte.
Kulağa çok heyecan verici geliyor, canım, Kuzeyde New York'ta yaşamak.
Deve ser emocionante, viver no norte, em Nova lorque.
Kuzeyde yaşamaktan pek hoşlanmayacaksın. Bayan Julie, bakın size ne söyleyeceğim.
Mas não vai gostar do norte, Miss Julie, isso lhe digo.
- Kuzeyde öyle olmayacak.
- Não vai gostar do norte.
Kuzeyde olmak bakış açını değiştirmiş.
A tua ida ao norte fez-te mudar de opinião.
Kuzeyde.
No norte.
Kuzeyde bir centilmen gibi içme adabını mı kaybetmiş?
Ele perdeu a capacidade de beber como um cavalheiro no norte?
Kuzeyde bir yer işletiyorum.
Sou gerente de um lugar na cidade.
Ailesi, onunla konuşmadığı için kuzeyde yaşıyormuş.
Passa a maior parte do tempo no Norte, a família se recusa a falar com ele.
Hayatta ve iyiyse, belki Kuzeyde bir yerlerdedir.
Talvez esteja vivo e talvez venha por alguma estrada do Norte.
Kuzeyde turizm sezonu başlıyor.
A temporada vai começar no norte.
Kıtlık kuzeyde ve güneyde hüküm sürüyordu... Teksas'ın uçsuz bucaksız topraklarında sayısız büyükbaş hayvan olmasına rağmen... hepsi ölmüştü.
A fome grassava o Norte e o Sul... e apesar de incontáveis cabeças de gado vaguearem pelos vastos ranchos do Texas, acabavam por morrer...
Biz Soda City'e gitmeye çalışıyoruz, sanırım bir kaç yüz kilometre kuzeyde.
Queremos chegar a Soda City. Fica a uns 300 Km a norte, acho eu.
Kuzeyde hala çarpışılıyor, fakat bu yeni bir haber değil.
No norte ainda se combate, mas isso não é nada de novo.
Kuzeyde işler kötü gidiyor, her zamanki gibi.
No norte está mau, como sempre.
- Ama orası kuzeyde.
- Mas isso é para o norte.
Kuzeyde Cairo'ya mı?
Para norte para o Cairo?
Eğer hangilerinin açık olduğunu biliyorsan... daha kuzeyde bir sürü vadi var.
A norte há muitos desfiladeiros e ribeiras... se souberes quais é que estão desimpedidos.
Kuzeyde Danimarka'dan, güneyde lafu Five'a kadar... ... birlikler yola çıkarıyorlar.
Estão a mandar vir aviões tão a Norte como da Dinamarca... e tão a Sul como de lafu Five.
Young Bull kuzeyde ne yapıyor?
O que faz o Jovem-Touro aqui no norte?
Asılacağı sanılıyordu. Ama kuzeyde, cezası hafifletildi, ve şimdi artık özgür biri.
Mas comutaram-lhe a pena para prisão perpétua e agora está livre.
Pancho Villa kuzeyde.
Pancho Villa está no Norte.
Benim bir arkadaşım kuzeyde altın bulmuştu.
Um sujeito que conheço encontrou ouro a norte daqui.
Biraz fazla kuzeyde değiller mi?
Para Blackfeet estão um pouco afastados para Sul, não estão?
Kuzeyde birkaç inek almıştım, Onlarla yapmak istediğim...
Eu tenho gado no norte, não tenciono...
Mescalero'lar kuzeyde, bunu yapanlar tüm Apache çeteleri.
Mescaleros são um problema. Estão a virar todos os Apache contra nós.
Kuzeyde ve güneydeki geniş kutup alanları eriyecek ve çözülecek. Ve denizler de ısınacak.
Os grandes campos polares do norte e do sul degenerarão e dividir-se-ão, e os mares aquecerão.
Mızrak dövüşü yapan şövalyelerimiz. Emrimize amade genç kızlar. Kızım, onu kuzeyde bir kaleye götürecek olan Griswold'la evleniyor.
Os nossos melhores cavaleiros, camponesas à nossa disposição, a minha filha casada com Griswold, que a vai levar para o Norte, bem para o Norte.
- Hayır efendimiz, benim dostlarım kuzeyde.
Não, meu bom senhor, meus amigos estão ao norte.
Artık bu tesisi terk edip kuzeyde bir eve yerleşmek istediğini söylüyor.
Ele expressa o desejo de deixar esta instituição...
Rio Arriba, kuzeyde Diablo'nun ötesinde.
Río Arriba cruza o Diablo ao norte.
Amerikalılar kuzeyde bir köprübaşı daha tuttular zaten.
Os americanos estabeleceram uma cabeça de ponte mais ao norte.
Kuzeyde nasıldır bilmiyorum ama Güneyde kadınların arada bir yalnız kalmaya ihtiyaçları vardır.
Não sei como é lá no norte mas no sul há momentos em que as mulheres necessitam de privacidade.
Santa Anna, her çayı geçerken 100 askere mal olur burada ve kuzeyde.
Custa ao Santa Anna 100 soldados em cada travessia de rio entre aqui e o Norte.
Bunu kuzeyde duyarlar.
Sabem disso no norte.
Kuzeyde, çok uzaklarda, o mağarada genç bir tanrı uyur.
Muito longe, para Norte, dorme um jovem deus nessa caverna.
Yer aldığı bölgeler kuzeyde Sibirya... güneyde Hindistan ve Malay yarımadası. "
Nativo da Ásia. Vive no Norte da Sibéria, no Sul da Índia e na Península da Malásia.
Kuzeyde, bir çeşit uçak test etmiyor muydu?
Ele não está testando algum tipo de aeronave no norte?
Kuzeyde bir uçağın testindeydim.
Eu estou no Norte testando uma aeronave.
Ben kuzeyde büyüdüm. Ama kalbim her zaman vatanım Virginia için çarpar. Siz Virginia'dan mı geliyorsunuz?
Eu cresci no Norte, mas o meu coração bate pela minha pátria :
Üçüncü Manga 8 km güneyde, Birinci Manga da kuzeyde.
Pus o 3 ° Esquadrão a uns 600 m, e o 1 ° a norte.
Bayağı kuzeyde.
Bastante a Norte.
Hem kuzeyde bir sürü de kuzeni var, biliyor musun?
E tem muito primos... na região norte, sabe?
- Sahilde. - Buradan 60 mil kuzeyde.
- A norte, na costa, a uns 90 km daqui.
Dönüş yolunda doğuda ve kuzeyde yapmam gereken savaşlar var.
E, no caminho de volta, guerras a travar no oriente e no norte.
- Sanırım kuzeyde. Diğer yön. - Oh.
Creio que fica para norte, para o outro lado.
150 mil kuzeyde onlara ait yemyeşil ve verimli topraklarda sürdürdükleri yaşam tarzından vazgeçmelerine sebep olan vaatler.
Promessas que os fizeram desistir do seu modo de vida... no seu grande e fértil território, 2.500 km para o norte.
Tüm dünyada, bizim hala düşmanımız olan sadece iki bölge kaldı. Bir tanesi burada, kuzeyde,
Em todo o mundo... apenas 2 fronteiras... nos mostram ainda hostilidade.
Kuzeyde yeterince adam yok.
Não há homens que cheguem a norte.
Kuzeyde Montgomery'nin sekizinci ordusu güneyde de, Patton'un üçüncü ordusu.
A norte encontrava-se a 8ª Divisão do Exército de Montgomery a sul, a Terceira de Patton.
Kuzeyde bir günlük mesafede... dikkat.
Os guardas!
kuzeyden 18
kuzey 131
kuzey kore 18
kuzey amerika 39
kuzey atlantik 17
kuzey afrika 45
kuzey kutbu 56
kuzeydoğu 29
kuzey carolina 21
kuzeye 75
kuzey 131
kuzey kore 18
kuzey amerika 39
kuzey atlantik 17
kuzey afrika 45
kuzey kutbu 56
kuzeydoğu 29
kuzey carolina 21
kuzeye 75