English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ N ] / Ne diyordum

Ne diyordum traducir portugués

351 traducción paralela
Ne diyordum? Evet, filin dişlerini sökmeye çalıştık, fakat çok zorlandık.
Como estava a dizer, queríamos tirar os colmilhos, mas estavam presos.
Peki ne diyordum?
Então, que estava eu a dizer?
Ne diyordum ben? Hiç!
Esquece.
Ne diyordum?
Onde ia eu?
Ne diyordum? İşte...
Bem, voltando à pesca...
Ne diyordum?
Que dizia eu?
Ne diyordum?
Do que falávamos?
Ne diyordum?
Que é que eu estava a dizer?
Ne diyordum ki?
O que estava eu a dizer?
Ne diyordum?
O que é que eu estava a dizer? ...
Catherine, ne diyordum?
Catherine, que é que eu ia dizer?
Neyse, ne diyordum ben?
Estava eu a dizer...
Ne diyordum senin için...
Como eu disse...
Ne diyordum?
- Estava a falar de quê?
- Bu çok garip, ne diyordum?
Que estranho, o que estava eu a dizer?
Ne diyordum?
Que estava eu a dizer?
Ne diyordum, Profesör?
Como te dizia, Professor.
Ne diyordum ben?
Eu estava a falar de quê?
- Ne diyordum ben...
- Como ia dizendo...
- Ne diyordum? Sanırım onları kaybettik.
Ouviste bem, perdemo-las
Ne diyordum, ha yargıçın bana söylediğini...
- O magistrado... - Pode dizer o que quizer.
- Ne diyordum?
- O que estava eu a dizer?
Ne diyordum?
Que dizia?
Ne diyordum? Ailemiz onları gönülden destekliyordu.
Como estava a dizer, a família ficou muito contente.
Ne diyordum?
Onde estava eu?
Ne diyordum?
Vê o que estava a dizer?
Ne diyordum?
Que nome?
Ne diyordum?
De que estava a falar?
- Ne diyordum?
- O que lhe chamava?
Ne diyordum Margaret?
Onde íamos, Margaret?
Ne diyordum ben?
O que estava a dizer?
Ne diyordum?
Bom, onde estávamos?
Veriyorum. Ne diyordum ben?
De que é que eu estava a falar?
Ne diyordum ben?
Agora, o que eu estava a dizer...
Gördün mü? Sana ne diyordum.
Que te disse eu?
Ne zaman sorarsın diyordum. Lütfen devam et.
Já era tempo de mo pedir.
- Ne diyordum?
Onde é que eu estava?
Ne kadar zor olursa olsun, bir yolu olmalı. - Diyordum ki, acaba sen...
Deve haver fotos, por muito difíceis que sejam.
Ben de tam bu arkadaşlara... eski dostum Baldy'yi görmek ne güzel diyordum.
Estava agora dizendo a esses homens aqui... que seria ótimo voltar a ver o meu grande amigo Baldy.
Miss.Chandler, şu an, ne düşüneceğimi bilmiyorum - Bana yardım edersiniz diyordum.
Menina Chandler, já não sei o que pensar, mas achei que pudesse ajudar-me.
"Alban Tepeleri'ne vahşi kedileri salarız diyordum onun yerine sahilde debelenen bir balinamız oldu."
"Pensei que tínhamos largado um gato bravo nos Montes Albanos, em vez disso, temos uma baleia encalhada na praia."
Sadece "Ne olacaksa olsun" diyordum. Bilirsin işte, hiçbir şeyi umursamıyordum.
Disse, "Que se lixe!" Sabes, já não queria saber.
Kendi kendime para kazanmanın ne kadar zorlaştığından bahsediyordum. Ne mutlu evinde 10.000 ekü olana diyordum.
Falava sozinho sobre como é difícil arranjar dinheiro nos dias de hoje, e dizia feliz de quem possa ter dez mil em moedas de ouro em casa.
Diyordum ki, Ne yaptığının farkında mısın?
Já viu bem o que fez?
Ateş mi ettiler? - Malımı satmak için ne güzel bir gün satıp Los Angeles'e taşınmalı diyordum.
Pensava "Que belo dia para vender tudo e regressar para Los Angeles."
Sinemada film filan seyredememiştim. Aklım bagajdaydı, "ne durumda acaba?", diyordum.
No cinema, em vez de ver o filme, só consigo pensar "então o homem que está na maia?"
Ben de ne zamandır sana sarkmaya çalışıyordum. Belki Jim öğrenmeden yapabilirim diyordum.
E eu estava querendo paquerar você!
Ne diyordum?
O que estou a dizer?
Diyordum ki : " Elvadine, ne yazacaksîn ki?
Estava a dizer : "Elvadine, que tens para escrever?"
- Tamam. - Ne? Kız olursa Megan, erkek olursa Franck diyordum.
Estava a pensar em Megan se for rapariga e Franck se for rapaz.
Ben de bunu diyordum, Dodge'un orada ne işi vardı?
É o que eu digo. O que é que o Dodge lá estava a fazer?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]