English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ U ] / Uyuyan

Uyuyan traducir portugués

907 traducción paralela
Ve ayni üIkede tarIada uyuyan çobanIar vardi.
Havia, no mesmo país, pastores que permaneciam nos campos.
... ölümün etkisi altında bile öyle güzeldi ki, cücelerin yüreği onu gömmeye elvermedi ona camdan ve altından bir tabut hazırladılar, yanında nöbet tutmaya başladılar uzun süredir her yanı arayan Prens cam tabutta uyuyan kızı işitmişti.
"Era tão linda, mesmo morta, que os anões não conseguiram enterrá-la e sepultá-la. Fizeram um caixão de vidro e de ouro e ficaram de vigília eterna junto a ela. O Príncipe, que a procurava por toda a parte, ouviu falar da donzela deitada no caixão de vidro."
"Uyuyan köpeği uyandırmamak gerekir".
"Não fazer ondas."
Sorun şu ki kölelik karşıtları uyuyan köpek gibi görünmüyorlar.
O problema é que os abolicionistas gostam de ondas.
Hayır, ben fazla uyuyan biri değilimdir.
Não, só não durmo muito.
Tüm gün uyuyan biri yapabilir.
Ninguém dorme o dia todo e depois a noite toda.
Invalides'te azametle uyuyan Napolyon.
Napoleão adormecido na sua grandeza nos Invalides.
Onda bir çeşit uyuyan güzellik büyüsü var.
Há um tipo de beleza mágica adormecida, nessa rapariga.
ªu anda uyuyan casus dediklerimizdensiniz.
Neste momento, é aquilo a que chamamos agente infiltrada.
Kalk haydi uyuyan güzel.
Vá lá, sua bela adormecida!
Tabii aslında bilinçsiz olan bendim... o da aynen uyuyan bir çıngıraklı yılan kadar çaresizdi.
Bem, eu é que estava inconsciente... e ele estava tão indefeso como uma cascavel a dormir.
Coppelia, Kuğu Gölü, Gisèle, Uyuyan Prenses, Les Sylphides, La Boutique...
Copplia, Lago dos Cisnes, Giselle, A Bela Adormecida... Les Sylphides, La Boutique.
Bakın hele, uyuyan güzel gelmiş.
Bem, chegou a Bela Adormecida.
Eve geldiğimde oturma odasındaki kanepede uyuyan yabancı birini görürdüm ya da sundurmadaki hamakta ya da...
Sempre que eu chegava a casa, havia um estranho... dormindo no sofá da sala, outro na rede da varanda e outro...
pirinç saplarından oluşan dağların içine kazılmış küçük deliklerde... yaşayan, uyuyan, yemek pişiren insanları... telaşlı uçuşan kuşları... yavaşça hareket eden tekneleri ve yavaş akan hayatı anlatmak istedim...
E sobre o esvoaçar apressado dos pássaros e os movimentos lentos dos barcos e da vida cansativa que levam.
... kendilerine bir eğlence yarattılar... 200 den fazla silahlı adam uyuyan köye baskın yapıp.
Para se divertir um pouco... mais de duzentos deles atacaram a aldeia adormecida.
Kafamın ayık olması lazım ki ileriyi düşleyeyim. İcap ettiği gibi, Thames nehrinin kıyısında uyuyan gri saçlı afetlere katılayım.
Havia de estar atento para poder contemplar o futuro, e juntar-me às ninfas de cabelo cinzento que dormem debaixo das pontes do Tamisa.
Üstlerinde hiçbir şey olmadan uyuyan insanların olduğunu biliyor muydun?
Sabe que há pessoas que dormem sem nada?
Derhal benim eve gidip orada uyuyan birisi var mı bir bak.
Quero que vá a correr ao meu quarto ver se está lá alguém a dormir.
Mışıl mışıl uyuyan bir adamı uyandırmakta pek misafirperver bir davranış değil.
É muito pouco hospitalar despertar a alguém de um profundo sonho.
Şimdi sadece gelininin kanepesinde uyuyan yaşlı bir kadın o.
Agora, ela é apenas uma velha, dormindo no sofá da nora.
Birkaç ay içinde gelininin evinde, kanepede uyuyan... -... bir kocakarı olacaksın.
Daqui a poucos meses, serás uma velha e estarás a dormir no sofá da casa da tua nora.
Şu uyuyan şehirdeki her insan gerektiği taktirde, çözülebilir.
Não há uma alma naquela cidade adormecida que não possa ser vergada.
Uyuyan bir yüz çizmek yerine bambaşka sanatsal dürtülerden de faydalanabilirdim.
Em vez de criar um rosto adormecido, podia ter escolhido um conjunto diferente de estímulos artísticos.
- Uyuyan bir sarhoş.
- Um tipo "a curti-la"...
Bırak uzansın uyuyan köpekler.
Deixa as coisas como elas estão.
Tecrübelerime göre mide üstünde uyuyan kadınların..... % 86'sı gizli aşk çekiyorlar.
Pelos meus cálculos, 86 % das mulheres que dormem assim estão apaixonadas.
Her zamanki uyuyan güzel.
Uma autêntica bela adormecida.
Girişteki odada döşek üzerinde uyuyan delikanlıyı apaçık görebiliyordu.
O rapaz dormia num catre, e o | velho conseguia vê-lo claramente.
Şapkayla uyuyan birini hiç duymamıştım.
Nunca ouvi falar de ninguém que dormisse de chapéu.
UYUYAN GÜZEL Seni tanıyorum, UYUYAN GÜZEL Bir keresinde bir düşte, beraber yürümüştük.
A BELA ADORMECIDA
Uyuyan Güzel,
Bela Adormecida
Çocuk rüyalar aleminde uyuyan güzel gibi.
Parece o Belo Adormecido no bosque.
Kızgın güneş batıda ufka kavuşurken... dağda rüzgar hızını kaybederken... tarla kuşunun nağmeleri sessizliğe karışırken... tarlalarda çekirgelerin sesleri kesilirken... deniz köpüğü uyuyan bir bakire gibi dinlenmeye çekilirken... ve alacakaranlık başıboş dünyayı sararken... yurduma dönüyorum.
Quando o sol resplandecente desce no céu a ocidente... quando o vento enfraquece sobre a montanha... quando o canto da cotovia dá lugar ao silencio... quando o grilo deixa de se ouvir no campo... e a espuma do mar adormece qual donzela em descanso... e o crepúsculo toca a forma da terra errante... Regresso ao lar.
UYUYAN GÜZEL
A BELA ADORMECIDA
Uyuyan Güzeli uyandırıp, git.
O meu único verdadeiro interesse sou eu, Alexandra Del Lago.
- Bence uyuyan yılanın kuyruğuna basmayalım.
- à administração actual. - Continuo a dizer, não levantemos ondas.
Akşam 16.00'ya dek uyuyan, zavallı çocuğun üstüne tırmanan 16 yaşındayken bile, küvette onu yıkamak için banyonun kapısını kırmaya kalkan...
A dormir até às quatro da tarde. Sempre a subir no pobre coitado, a arrombar a porta da casa-de-banho, para lhe dar banho aos 16 anos.
Tıpkı Uyuyan Güzel gibi.
Como a Bela Adormecida.
Ahırda uyuyan tek başına bir silahşörden daha çok... uzun zamandır dışarıda olan devriyeleri düşünüyorum!
Não com um pistoleiro no estábulo!
Uyuyan diğerlerini uyandırma çabalarımızın sonucu, ışınlanmış olanın durumuna bağlı.
As tentativas de reanimar os outros aguardam o nosso êxito ou fracasso com o paciente já puxado para a Enterprise.
Bütün gün uyuyan biri değil miydin?
Gostas de dormir todo o dia.
Nasıl olur da, tamamen sıradan, iyi huylu bir adam bir sivrisineği bile incitmeyecek bir adam bir uçakta oturur ve aşağıda uyuyan 1000 yabancıyı bombalar?
Como é que um indivíduo vulgar, bonacheirão, que não faz mal a uma mosca, é capaz de bombardear gente desconhecida, de um avião?
Uyuyan adamların burunları üzerinde gezinir.
Com um grupo de átomos, sobre o nariz dos homens passeia, enquanto dormem.
Bazen de bir domuzun kuyruğunda gelir. burnunu gıdıklayıverir uyuyan bir papazın.
E, ás vezes, com um rabo de porco de folar, faz cócegas no nariz de um vigário que dorme.
Mobilyalar, uyuyan adamın yokluğunda yavaş yavaş değiştirilmiş olabilir.
A mobília pode ter sido ligeiramente alterada na ausência do hibernado.
Uyuyan güzel gibi hissediyorum kendimi.
Isto sim, que é viajar como príncipes!
Yaptıklarımızdan dolayı tek korkum uyuyan bir devi uyandırmış ve onu korkunç bir hınçla doldurmuş olmaktır.
Receio que tudo o que conseguimos foi acordar um gigante adormecido, munindo-o de uma determinação terrível.
"Yaptıklarımızdan dolayı tek korkum, uyuyan bir devi uyandırmış ve onu korkunç bir hınçla doldurmuş olmaktır."
"Receio que tudo o que conseguimos foi acordar um gigante adormecido, munindo-o de uma terrível determinação."
Uyuyan bir adamın portresi.
Está a ver isto?
Hey, uyuyan güzel. Haydi, uyan.
Acorda, Bela Adormecida.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]