English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ Y ] / Yalnız değilim

Yalnız değilim traducir portugués

533 traducción paralela
Yalnız değilim.
Não estou sozinha.
- Yalnız değilim.
- Não estou só.
Hayır, sana şimdi söyleyemem. Yalnız değilim.
Não, não lhe posso dizer agora.
Yalnız değilim.
Não estou sozinho.
Kendisi hakkındaki düşüncelerimde yalnız değilim.
Não sou a única a ter essa opinião.
- Ben yalnız değilim.
- Eu não estou sozinho.
Sevgili Theo, Gauguin'in burada olması güzel, yalnız değilim artık.
Caro Theo, estou tão feliz por ter aqui Gauguin, por já não estar só.
- Buongiorno. Yalnız değilim.
- Buongiorno, Roberto.
Artık yalnız değilim.
Já não estou sozinho.
Yalnız değilim.
Não estou só.
Yalnız değilim.
Não estou sozinho!
Sana söylemiştim... ben yalnız değilim.
Eu disse-te... Não Estou Sozinho.
- Biliyorsun yalnız değilim.
- Não sou livre.
Tek başımayım, ama yalnız değilim.
Estou só, mas não solitária, porque posso cantar.
Yalnız değilim.
Ouça, não estou sozinha.
Bak, ben yalnız değilim.
Minha senhora, eu não estou sozinho.
Artık yalnız değilim.
Agora, já näo estou só.
Evet ama ben yalnız değilim artık, sen varsın.
Certo... Mas não me sinto só. Agora, tenho a você.
- Yalnız değilim.
- Teno.
Yalnız değilim demekle, neyi kastediyorsunuz efendim?
Como assim, meu coronel? Estou só!
# Artık yalnız değilim.
Não estou sozinha.
Yalnız değilim.
Eu não estou sozinho.
Yalnız değilim ki Yanımda Şeker var.
Não estou sozinha. Tenho a sugar
Yalnız değilim... Seninleyim.
Näo estou sozinho estou consigo.
Zaten, yalnız değilim.
Além disso não vou estar só.
Ben yalnız değilim.
Não estou só.
- Buraya benimle geldiğin için, yani yalnız değilim.
- Por quê? - Para vir não só para mim.
Ama binbaşı, tam olarak yalnız değilim.
Mas vê Major não estou bem sozinho.
- Yalnız değilim.
- Não estou solteiro.
Burada yalnız değilim, şimdi gitti.
Estava aqui qualquer coisa comigo e foi-se embora.
- Şey, yalnız değilim.
Não estou sozinho.
Yalnız değilim, süt çocuğu.
E não sou o único, Homer.
Armin'e anlatıp ona bunu söyleyebilirsin- - Ben yalnız hiçbir dayak yemem için aimin değilim.
Pode dizer isso ao Armin : não pretendo ir para a forca sozinho.
Yalnız kalamam,.. ... çünkü farketmiş olacağın gibi pek iyi değilim.
Não posso ficar sozinha porque, como já deves ter notado não estou muito bem.
Yalnız ben değilim.
Não sou o único.
Onun duymasından memnun değilim fakat onu şüphelendirmeden seninle yalnız konuşamadım.
Não podia vê-lo só sem lhe dar um despertar.
Galiba sandığım yalnız kurt değilim Francie.
Julgo já não ser o lobo solitário que pensava que era, Francie.
Güzel ya da çok akıllı değilim, lütfen beni yalnız bırakma.
Não sou bonita e não sou muito inteligente, portanto, por favor não voltes a deixar-me só.
Ve bunda yalnız da değilim.
E näo estou sozinho nisso.
Yani başkalarıyla değilim, yalnız sizinleyim.
Não estou com muita gente, só com você.
Ben çekiyorum ve yalnız da değilim.
- Eu sofro e não sou a única.
- Ben hiç yalnız değilim.
- Ter esta corrida pelo dinheiro.
Ben yalnız değilim.
Não sou o único.
Bence, ve bu konuda yalnız da değilim, herkes biliyor ki her tip gerillanın ana amacı düşman görünmezdir, olaylar olur ve onlar, bunun nerede ve nasıl olduğunu bilmezler.
Todos sabemos que o ponto essencial de qualquer forma de guerrilha, é que o inimigo é invisível, que as coisas acontecem, e não sabem onde e como.
Yalnız bir şey var. Barracudalar'ın yaptığından kesin emin değilim.
Beleza, mas não sei se foram os Barracudas.
Michael yalnız kalmak istediğim kişi değil. Ona aşık değilim.
É com o Michael que não quero ficar sozinha, não o amo.
Yalnız gitmeye hazır değilim.
Não estou preparado para ir sozinho.
Zaten yalnız da değilim.
E não vou ficar sozinho.
- Sorun yalnız ben değilim ki.
- Não, não é apenas uma coisa minha.
En azından yalnız değilim.
- Eu também.
Kim bir dahaki atışı yapacaktı emin değilim, ama yalnız başıma çalışacaktım.
Desconhecia quem mais iria disparar contra mim e decidi trabalhar sozinho.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]