Yanlış mıyım traducir portugués
611 traducción paralela
Biz birlikte çalışıyoruz, yanlış mıyım?
Trabalhamos juntos, certo?
Yanlış mıyım?
Estou enganada?
Biri yanlış kapıyı çalıyor diyebilirim ya da hayatımın büyük romansı.
Bom, posso dizer que alguém se enganou na porta ou que é o grande romance da minha vida.
Çantamı kaybetmiştim. Yanlışlıkla karınızınkini almış olmalıyım.
Eu perdi a minha mala, e peguei na da sua mulher por engano.
Sizi yanlış anlamış olmalıyım, beyefendi.
- Devo ter percebido mal.
Kusura bakma. Yanlış ölçüleri vermiş olmalıyım.
Desculpa, devo ter-te dado um número errado.
"Bize yanlış yaparsanız hıncımızı alamaz mıyız?"
"Se nos enganam, não nos vingamos?"
- Yıllarca mı? Bu hoşuma gitti bak. - Senin kadar yanlış düşünen birisini görmedim.
Nunca vi alguém mais equivocado que você.
Ben kalma yanlısıyım.
Eu sou a favor de ficar.
Ama öyle olmadı birçok şeyde yanlış yapmış olmalıyım.
Sabes, Lam, pode parecer impossível... mas devo ter-me enganado a respeito de muita coisa.
Yanlış bir şeyler söylemiş olmalıyım.
Devo ter dito algo.
Eğer bilgi almaya geldiyseniz yanlış kapıyı çaldınız. Konuklarımızın işine burnumuzu sokmayız.
Se veio procurar informações, veio ao sítio errado, porque nunca espiamos os nossos hóspedes.
Yanlış hatırlamıyorsam bay Mazzini bir kaç yıl önce annenizden bir haber almıştım.
Se bem me lembro, há uns anos, recebi uma carta da sua mãe.
Yanlış hatırlamıyorsam karşılaştığımız ilk günden itibaren birbirimizden nefret ettik ve yıllar içinde de bu nefreti arttırdık.
Detestámo-nos desde o dia em que nos conhecemos, e foi sempre piorando.
4 yıl önce, daha yeni tanışmışken Stig ile Marta'nın tasvirini yapmaya kalksaydım bu tümden yanlış ve eksik bir tasvir olurdu.
Se tivesse que descrever o Stig e a Marta desde a primeira vez que nos encontrámos há quatro anos que quadro pouco fidedigno e incompleto pintaria.
Yanlış mı anladım, yoksa yıllar önce gittiğin yer hapis değil miydi?
Então arrependo-me de não ter passado uma temporada na cadeia.
Belki de bir yanlış anlamanın kurbanıyım.
Acho que fui mal informado.
Yanlış anlamış olmalıyım.
Não, de modo algum.
- Yanlış türden adamlardan seni korumalıyım.
- Protejo-te dos maus homens.
Lütfen bu söylediğimi yanlış anlamayın ama nişanlım da 10 yıl önce çekip gittiğinde kalbimde aynı sızıyı hissetmiştim.
Não leve a mal o que lhe vou dizer, mas desde que a minha noiva me deixou há 10 anos atrás, tenho sofrido de alguma irritação de coração.
Yanlış adama çatmış olmalıyım.
Errei de pessoa.
Yanlış anlamış olmalıyım. Onunla bir ilgisi yok.
Ele foi condenado três vezes por violação e desta vez levou o dinheiro.
Yanlış anlamış olmalıyım.
Eu devo ter me enganado.
Otuz yıl önce, hata ettim ve yanlış adamla takıştım.
Há 30, anos cometi o erro de irritar um peixe graúdo.
- Yanlış odada olmalıyım.
- Devo ter-me equivocado de quarto.
Yanlış yola sapmış olmalıyım.
De qualquer forma, devo ter seguido a pista errada.
Brahma'yı yanlış anlamış bir adam tanımıştım.
Conheci um que mediu mal um touro.
Evet, tanırım... - 5 yıla mahkûm edilmişti... Yanlış hatırlamıyorsam, vergi sorunları yüzündendi.
Condenado a cinco anos de prisão se estou bem lembrado, por um problema com o fisco.
Giriş sözünü yanlış söylemiş olmalıyım.
Devo ter-me enganado na pronúncia.
Söylemediniz mi? O zaman ben sizi yanlış anlamış olmalıyım.
Então provavelmente percebi mal.
Yanlış anlamış olmalıyım.
Devo ter-me enganado.
Ben de Birleşik Devletler donanması subayıyım, ve eğer yanlış anlamadıysam benden para karşılığında ihanet etmemi istiyorsunuz.
Eu sou um oficial da Marinha dos Estados Unidos, e a menos que o tivesse compreendido mal, ou você se retrate, pediu-me, em seu nome, para cometer uma traição por dinheiro.
Ve bize yanlış yaparsanız... ... intikam almamalı mıyız?
E se nos prejudicarem... não nos vingaremos?
Sizi yanlış anlamış olmalıyım.
Realmente? Eu devo ter entendido mal.
Yanlış katta olmalıyım.
Devo estar no andar errado.
- O zaman bir şeyi yanlış yapıyor olmalıyım.
- Então devo estar a fazer algo errado.
Yanlış mıyım?
Não achas?
Yanlış duymuş olmalıyım.
Não? Devo ter-te ouvido mal.
Yanlış duymuş olmalıyım.
Não, deve ter sido impressão minha.
Tanrı'yı hep yanlış yerlerde aramışım.
Em todas as maneiras erradas de procurar Deus.
Sen onu yanlız bıraktın sandım. Halbuki Cody beni buraya getirmek için bakıcıyı geri yollamış.
O Cody, primeiro, disse que o tinha deixado sozinho depois que tinha mandado embora a baby-sitter para me fazer vir.
Ben yanlış düşüncenin bir parçasıyım, belki doğru şeyler yapabiliriz.
Eu esperava que essa ideia errada fosse a correcta.
Yanlış yıla gelmiş olmalıyım.
Isto tem de ser o ano errado.
Seni yanlış görüyorum ve değerlendiriyor olmalıyım. Ya da sen Robin Godfellow denen şu kurnaz ve düzenbaz ruh olmalısın.
Ou o teu aspecto me engana ou és o espírito esperto e galhofeiro chamado Robin Goodfellow.
Herhalde dün gece de ben seni yanlış anlamış olmalıyım.
E eu acho que não devo ter percebido o que me disseste ontem à noite,
Ben oynadığım anda....... yanlış sayıyı söyler.
Quando eu apostar, ela escolhe um número errado.
İlk bağlantıyı yanlış yaptım.
O contacto inicial deu para o torto.
Yanlış zili çalmış olmalıyım.
Devo ter tocado na campainha errada.
"Yanlış kapıyı çalıyorsun" diyen bir kadına aşık olacağımı hiç sanmazdım.
Nunca pensei que me apaixonaria por uma mulher que dissesse "andas mesmo cegueta".
Affedersin. Yanlış anıyı anlattım.
Desculpe, é a história errada.
yıllarımı neyin yanlış gittiğini bulmak için harcadım.
Por anos eu me perguntei, o que não deu certo?
yanlış 511
yanlıştı 16
yanlışlıkla oldu 20
yanlız 22
yanlış anladın 80
yanlış numara 72
yanlış anlama 85
yanlış yaptım 18
yanlış oda 23
yanlış yapıyorsun 36
yanlıştı 16
yanlışlıkla oldu 20
yanlız 22
yanlış anladın 80
yanlış numara 72
yanlış anlama 85
yanlış yaptım 18
yanlış oda 23
yanlış yapıyorsun 36