English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ Y ] / Yarın pazar

Yarın pazar traducir portugués

95 traducción paralela
- Ama yarın Pazar.
- Mas amanhã é Domingo.
Yarın Pazar.
Amanhã é domingo.
Ertesi gün. Fakat yarın Pazar.
O anúncio diz que é entregue no dia a seguir, mas amanhã é domingo.
Aldırmayın, yarın pazar.
Deixe lá. Amanhä é domingo.
Tamam. Yarın pazar açıldığında 1500 hisseyi 50 seferde almanı istiyorum.
Quando a Bolsa abrir amanhã, compra 1500 opções de compra para Julho a $ 50.
- Yarın Pazar..... ve, bana dua etmek dışında bir şeye yeltenirsen, kaybedersin, Doc.
Amanhã é domingo, e, a não ser que você queira competir em oração, você perdeu, Doutor.
Yarın Pazar, tatil.
Amanhã é domingo, dia de folga.
Pek güzel, yarın Pazar günü.
Eh bien, amanhã é domingo.
Yarın Pazar, ese.
À luz do dia?
Yarın Pazar değil. - Kara lahana alacağım.
Vou buscar flores.
George, yarın pazar.
Amanhã é domingo, George.
Yarın Pazar.
Amanhã é Domingo.
- Yarın pazar!
- Amanhã é domingo!
- Papaz Dave, yarın Pazar.
- Pastor Dave, amanhã é Domingo.
Yarın Pazar, Sitges'e gitmeye karar verdik.
Amanhã é Domingo e decidimos ir a Sitges.
Eve gidip yatmalıyız. Ama yarın pazar. Okul yok ki.
Mas amanhã é Domingo e não há escola.
Yarın pazar.
Amanhã é domingo.
Yarın pazar mesailerine başlıyorum.
Só volto no Domingo. Começo amanhã.
- Yatağına git. Yarın pazar.
- O que é isso?
- Yarın ve Pazar çalışmıyorlar.
- Amanhã e domingo não trabalham.
Yarın sabah erkenden her birine gidip onlara Metropol'de olacağımı söyle. Pazar saat 11 : 00 da 29.
Amanhã de manhã, cedo, quero que vás ter com cada um deles e lhes digas que eu estarei dia 29, segunda-feira, às 11h, no Metrópole.
Yarın senin, benim bütün kuru-temizleyen görkemimde beni gördüğün zaman Ve benim Pazarım, toplantı giysilerine gider Söz vermeni istiyorum.
Amanhã, quando me vir no esplendor da minha limpeza a seco... e nas minhas roupas de domingo, quero que me prometa que não haverá perguntas,
Yarın oğlum, bugün pazar.
Hoje é domingo.
Bugün Cumartesi, yarın da Pazar...
E acabará enquanto se informa.
Bunların maaşlarının toplamı, Ortak Pazar ülkelerinin yarısının gayri safi milli hasılasından fazladır.
A soma dos ordenados é maior do que o produto nacional bruto... de metade das nações do Mercado Comum.
Yarın günlerden pazar adamım.
Amanhã é Domingo, pá.
Pazar gecesi, yani yarın gece... DeLorean'ı terk edilmiş gümüş madeninin yanındaki... raylara yerleştiririz.
Amanhã á noite, domingo, vamos pôr o DeLorean aqui nas linhas, no ramal, perto da mina de prata abandonada.
Yarın Pazar!
Amanhã é domingo.
Önümüzde yarın var. Pazar ayrılıyoruz.
Falta o dia de amanhã e partimos no domingo.
Amerika'nın en büyük beşinci pazarı ve benim yarın başlamamı istiyorlar, bu iyiye işaret, yani sanırım.
É o quinto maior mercado nos Estados Unidos, e querem que eu comece amanhã, o que é um bom sinal, acho eu.
Evet, yarın gidip Pazar döneceğim.
Sim, tenho que ir de amanhã até domingo.
Yarın günlerden pazar.
Amanhã, domingo?
- Yarın Pazar. - Biliyorum.
Examinar algumas idéias sobre o desenvolvimento de negócios
Yarın ilmihal dersinin sınavı var ve pazar günü yeminimi etmek için en az 85 puan lazım.
Amanhã, tenho um exame de catecismo... e tenho que obter pelo menos 85 para poder prestar votos no domingo.
Yarın da beraber takılacağız ve Pazar günü de.
Vamos passear amanhã e no domingo.
Havalara uçuyorum. Çalışmak için yarın ve pazar günü, sınıfı bize ayırdım. Pazartesiye kadar hazır olacağız.
Deram-nos a sala de aulas para trabalhar amanhã e domingo, segunda já estamos preparados.
Bu pazar gece yarısı saldıracağız annadın mı?
Atacamos este domingo à meia noite, topas?
Çeyrek finali geçince Pazar yarışırsın.
Quando ganha a semi, você corre no domingo.
Pazar yarışmak, kazandığını gösterir.
Se corre no domingo, significa que ganhou.
Bekle, yarın Köy Meydanı pazarında çıtır erkeklerin arasında olacağız.
Calma. Amanhã, vamos ver os giraços dos pretzel de Village Square.
Yarın balık pazarına gitmene gerek yok.
Amanhã não é preciso ir ao mercado comprar peixe.
Bu haftasonunu geçirecek,... yarını atlatıp... ve onlara pazar günü gitmeden söyleyeceğiz.
Vamos deixar passar este fim-de-semana, o dia de amanhã. E... e... e contamos-lhes no Domingo antes de irmos.
Yarış Pazar günü olursa, sorun olmayacağını söylüyor.
Sim, sim, sim, ele, ele, ele, ele não tem problema se corremos no domingo.
Şöyle olacak..... yarın ya da pazar günü, alt tarafında biraz acı hissedeceksin.
- Vai acontecer o seguinte... Amanhã ou domingo vai sentir uma dor aí em baixo. Vá até à retrete.
- Pazar gün ki körfez yarışmasını kazanacaksın.
Vais ganhar "A volta à baia" no domingo.
Neredeyse otuzunu devireceğim ve randevu pazarının fiyatları da düştü. Daima açık ve müsait olmak yerine yarı açık oluyorum.
Estou quase a fazer trinta anos e o limite de saídas está... como posso dizer isto, a acabar... e em vez de ficar mais receptiva e disponível... estou a ficar cada vez menos receptiva.
Gömleğini tekrar görmek istersen... yarın gece 8'de Fulton Balık Pazarı'na gelebilirsin.
E se queres recuperar a tua camisa, aparece logo no mercado de Fulton, por volta das oito.
Bak, yarın uğrasana Pazar brançı için ve, uh, araştırmamızla ilgili biraz daha konuşuruz, ha?
Aparece lá amanhã para uma almoçarada domingueira e falamos mais do nosso plano de investigação.
Ve işin güzel yanı seni yarın ve Pazar günü görmeyecek olmam.
Não terei de te ver amanhã nem no domingo.
Pazar günü sıcaktan transformatörlerden biri patladı şehir merkezinin yarısının elektriği kesildi.
Uma onda de calor fez explodir um transformador no Domingo, metade da baixa ficou sem electricidade.
Belki, Pazar ayininden sonra uğrayabilirsiniz yılın gelecek yarısı için anlaşmayı imzalayabilirsiniz.
Talvez possais passar por cá depois do culto de domingo para assinar o contrato para os próximos seis meses.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]