Çok derin traducir portugués
878 traducción paralela
Çok derin konuları, sizinkinden farksız beyinlerle düşünürler.
Têm pensamentos profundos com menos miolos do que tu.
Berberin çok derin tıraş ediyor.
O teu barbeiro tem-te barbeado muito rente.
Çok derin.
É profundo.
- Nasıl gidiyor? - Çok derin kesilmiş.
- É um corte profundo.
Hayır, aşk gerçek ve çok derin bir kavramdır.
Não, o amor é algo muito real e profundo.
Bu mutluluk çok derin. Daha evvel olanları âdeta unuttum.
Esta felicidade é tão intensa, que quási esqueci o que se passou antes.
Bu henüz çözemediğimiz bir gizem. Yeryüzünde, içinde henüz çözemediğimiz sırlar barındıran pek çok derin çukurlar, çok derin denizler var.
A terra tem cavernas muito profundas regiões abissais, que contêm segredos que nós ainda temos que descobrir.
Onları o kadar etkilemek istiyorum ki, "O çok derin biri" desinler.
Quero comovê-las para que digam, "Ele sente ternura profunda."
Gerçekten çok derin.
Muito profundo.
Seni çok derin seviyor.
- No fundo, ama-te.
Çok derin kesmese de, kesiği yeterince derindir.
Não corta muito fundo, mas suficientemente fundo.
Senin yerine boşlukta uzanmış yatıyor. Çok derin, bu derinliği göremezsin.
Agora há uma vala à tua frente... tão profunda que não consegues ver o fundo.
Faydası yok! Çok derin!
Está muito fundo, é impossível!
Bence çok derin uyuyor.
Ele deve estar constipado.
Burası çok derin!
É muito fundo.
Çok derin!
É muito fundo!
Burası çok derin küçük serseri!
É muito fundo, seu estafermo!
Çok derin bir yorgunluk hissi.
Uma profunda sensação de cansaço.
Çok derin, çok derin, çok derin...
É funda, funda, funda.
Savaşta ölen insanlarımızı, hayata zamansız veda edenleri ve geride bıraktıkları ailelerini düşününce çok derin bir üzüntü duyuyoruz.
Quando os pensamentos habitam neles, os cidadãos, que morreram na guerra e aqueles que pereceram por morte prematura, e nas famílias que deixaram, sentimos um profundo pesar.
Bunun ruhumda çok derin yerlerde bir mutluluk hissi ortaya çıkardığını itiraf etmeliyim.
Não te quero mentir : quando o soube, uma ténue luz brilhou no mais fundo da minha alma impura.
Bence sanat olarak o resimler çok derin.
O que acredito é que, como arte, esses quadros são profundos.
Çok derin hafızalarınızı tarayın, geçen binlerce yıl içinde ben vardım.
Procurem nas vossas mais longínquas memórias, aquelas de há milhares de anos e estou lá.
Bazen çok derin uyurum.
Meu sono é pesado.
Sen ancak çok derin duygular besleyebilirsin,... ve bunlar Elizabeth'e yönelik olsaydı,... ona söylemeden önce gelip, bana anlatırdın.
E as únicas emoções que jamais sentirás serão profundas, e se as sentisses pela Elizabeth, virias contar-me antes de lhe contares a ela.
Bu da yetmiyorsa, ya çağlar boyuna uzanan çok derin bir kalbin ya da hayatın tüm hafızasıyla dolu bir beynin var.
E, como se não bastasse, esconde na sua cabeça várias gerações. com lembranças de várias vidas inteiras.
Çok derin değil.
Não é tão mau assim.
Çok derin mi?
É fundo?
Bana asla böyle olmazdı, çok derin uykuya dalmışım.
Isso nunca me aconteceu, dormir assim tanto.
Hayatımda gördüğüm en güzel kadın olmasına ilâveten, çok derin konuşmalar yapabildiğim birkaç kişiden biriydi. Boris, şu yaprağa bak.
Além de ser a mulher mais bonita que já tinha visto, era das poucas pessoas com quem podia ter conversas profundas.
Ve çok derin.
E muito profundos.
Babamın Japonya ile çok derin bir duygusal bağlantısı var, fakat buna rağmen o dergiyi komik bir propaganda organı olarak görüyor.
O meu pai tem ligações afectivas muito fortes com o Japão, mas mesmo assim considerava a revista propaganda ridícula.
Çok derin bir kesik.
Isso é um golpe muito profundo.
Ancak kısa bir zaman içinde bu mesafeyi muazzam uzaklıklara uzayın çok derin bölgelerine galaksilerin oluştuğu dönemlerin ötesine taşıyabileceğiz.
Mas em breve, seremos capazes de estender esta busca, para distâncias enormes, tão longe no espaço que estaremos a olhar, para o tempo passado, no qual as galáxias e as suas estruturas, foram pela primeira vez formadas.
Yaşlı kemiklere en iyimi vermek, uzun bir dil ve çelimsiz... olmamak için çok derin ve zor işlere girmemeye karar verdim.
Claro ; decidi logo não abordar nem assuntos profundos, nem difíceis... Para evitar fazer disparates com uma grande Língua...
Yaram çok derin.
Ela é profunda.
Çok garip görünüyorsun. Derin düşüncelere daldın. Çok uzaklardasın.
Precias tão estranho, tão concentrado e tão ausente.
Hindular için evrenin tümü, Tanrı demektir. Ve Tanrı her yerde olduğundan dolayı, bir ağaca, bir taşa... ya da bir nehre tapınmak yahut derin bir saygı göstermek çok doğaldı.
Para os hindus, todo o universo é Deus e visto que Deus está em todo o lado, é natural venerar-se uma árvore, uma pedra, um rio.
Çok derin.
Possui profundidade no olhar.
Bilirsin, kısık, derin bir sesle, sanki çok acı çekiyormuş gibi...
Com uma voz baixa e profunda, como se estivesse sofrendo.
- Hayır, yalnızca figüratif bir tablo bu. Sen çok daha derin birisin canım.
Não és nada, é banalmente figurativo, tu és toda espiritual, minha alma.
Derin çok kalın galiba.
Tem uma pele grossa.
- Şimdi derin uykuda. - Çok iyi.
- Agora, completamente apagado.
Her seferinde nefesinizi derin almaya çalışın. Doğru yaparsanız kısa bir süre için çok rahatlayacaksınız.
Façam uma respiração completa... e, se o fizerem bem, terão um "flash" instantâneo.
Derin olanlardan daha çok acıtırlar.
Elas magoam mais um homem do que as feridas profundas.
Size, başka kimsenin benim gibi tavsiyede bulunamayacağını biliyorum çünkü benim kelimelerim çok dürüst ve derin duygulardan doğuyor.
Eu sei que ninguém lhe poderia dar um conselho como eu... Porque o que lhe posso dizer nasce de um sentimento... Muito sincero e muito profundo.
Sana sandığımdan çok farklı ve derin bir biçimde bağlıymışım.
Estava ligado a ti de uma forma mais profunda do que pensava.
Mongo çok etkilendi, Şerif Bart için derin duygular besliyor.
Mongo muito comovido, gostar muito do Xerife Bart.
Hepimiz bu derin devriyelerin çok uzun olduğunu biliyoruz.
Todos sabemos que as explorações profundas são demasiado longas.
Bulan memur, onu uyandırmakta çok zorlandığını söyledi. Bence bu bir tür normal olmayan derin uyku.
O agente que a encontrou disse que lhe custou imenso acordá-la.
Çok daha derin ve seçkin bir astrolojik geleneğe dayanıyor.
Estava ligado a uma elegante e mais profunda tradição cosmológica.
derinden 18
derin 50
derine 26
derinlik 26
derin bir nefes al 74
derin nefes 16
derin nefes al 140
derin uzay dokuz 20
derin nefes alın 33
çok düşüncelisin 96
derin 50
derine 26
derinlik 26
derin bir nefes al 74
derin nefes 16
derin nefes al 140
derin uzay dokuz 20
derin nefes alın 33
çok düşüncelisin 96
çok duygulandım 41
çok doğru 697
çok dikkat et 20
çok düşüncelisiniz 51
çok değerli 25
çok daha iyiyim 55
çok dar 20
çok düşündüm 29
çok daha fazlası 28
çok daha fazla 27
çok doğru 697
çok dikkat et 20
çok düşüncelisiniz 51
çok değerli 25
çok daha iyiyim 55
çok dar 20
çok düşündüm 29
çok daha fazlası 28
çok daha fazla 27