Hâla traducir ruso
270 traducción paralela
Hâla bana inanıyor musun evlat?
Ты все еще веришь в меня, парень?
Hâla gitmen gerektiğini mi düşünüyorsun Mary?
Ты все еще хочешь уйти, Мэри?
- Hayır, hâla bir işim var.
- Безработный? Нет, работа у меня есть.
Roma'da hâla sizden söz ediliyor.
Я много слышал о вас в Риме.
Bunu seni aldatmasına izin verme. Burası hâlâ Japonya.. ... ve Japonlar da hâla Japon.
внутри Япония - всё та же и японцы - всё те же.
Hâla seviyor musun onu?
Честное слово.
- Çocukluğumuzdan beri hep seni sevdim, İvan'ı sevdiğin zaman kalbim kırıIdı ama hâla seni seviyorum!
У меня разбивалось сердце, потому что ты любила Ивана. Но я все равно люблю тебя. Почему ты ничего не говорил.
3 saat geçmiş hâla uyanmamış.
Она до сих пор не очнулась от наркоза.
Onu hâla üzüyorsun!
Видишь? Ты ее травмируешь.
Hâla!
Господи.
Ben olmasaydım hâla hapishanede olacaktın!
Без меня вы бы еще сидели в тюрьме!
Hâla dalganın önündeyken torpidoları ateşleseniz iyi olur.
Вам лучше произвести залп этими торпедами, пока мы все еще впереди волны.
- Aynı olmayacak ama hâla Minsk olacak.
- Конечно, это будет не то но это будет все таки Минск.
Hâla futbol maçları... trafik kilitlenmeleri... TV şovları ve silahlı soygunlar oluyorsa... o kadar mutlu olacağız ki... polisi görünce bile sevineceğiz.
Если по-прежнему будут... футбольные матчи, пробки на дорогах... ток-шоу по ящику и вооруженные ограбления... то мы будем так рады... как будем трепетать при виде полиции.
- Hâla bakire misin?
Я свое еще возьму.
Her ne kadar özgür olsak bile düşüncelerde hâla köleyiz.
Лок-Дог был американским кошмаром номер один.
- Hâla benim gönderdiğim şapkaları giyiyor musun? - Evet, büyükanne.
А то, что полицейские меня тогда отмудохали, так этим меня не возьмешь.
- Ama hâla seni altedebilirim.
Я не хочу. - Да ладно, давай.
Çok fazla dışarda kalmasına rağmen, hâla içerdeymiş gibi yaşıyor.
По пять долларов. - Сколько ставим?
Sonra o bekçinin geldiğini görür', ve seni gizler, ama sen hâla bu korkuyu kıçında hissedersin.
Точно! Ты как, нормально?
Ve büyükannem, Şey, hâla büyükannem.
Оригинальный перевод : Goblin Конспектировал :
Tamam seni anlıyorum Mek'leth'in avantajları var ama bence hâla Bat'leth daha uzağa erişebildiği için belirleyici bir etkisi var.
Хорошо. Ты меня убедил. Мек'лет определенно имеет свои преимущества, но я всё-таки думаю, большая длина бат'лета является решающим фактором.
Hâla ilgileniyorsan, bana bildir.
И если тебе будет еще интересно, дай мне знать.
Sen hâla ona âşıksın.
Ты все еще любишь ее.
- Seslenmeye çalıştım ama hâla ses düzenim bozuk.
- Ну, я пробовал пищать. Но я же по-прежнему сломан.
Hâla nişanlının üstüne gül kokluyor musun?
У тебя есть невеста?
Hâla neden buralarda dolaşıyorsun?
Как ты здесь оказался?
Sanırım herşey hâla yerine oturmadı.
Я еще пока не думала об этом.
- Hâla dönmedi mi?
- Она вернулась?
Hâla yapabiliriz.
Я хочу, чтобы и сейчас было также.
Hâla Memphis'e gitme planları yapıyor musun?
Вы всё еще собираетесь в Мемфис?
Hâla yapabiliriz.
Не делай этого...
- Hâla örtpas etmeye devam ediyorsun yani.
- Так вы с Рэдом поговорили по душам?
Hâla, kötü hissediyorum.
Я чувствую себя очень неловко.
Hâla ailesiyle mi yaşıyor? Evet. Ama öğrenci değil, değil mi?
В комнате Кристи мы нашли слабительные и мочегонные.
Oraya girmeme hâla izin yok.
Не, мне еще запрещено туда приходить.
- Buna hâla inanamıyorum.
Серьезно?
- Hâla hamilesin. - Üzgünüm.
А ты всё еще беременна.
Hâla kötü hissediyorum. - Hayır.
До сих пор себя паршиво чувствую.
- Merhaba? Ben hâla ne halt edeceğimi bilmiyorum!
Я-то до сих пор не знаю, что мне предстоит.
Başaracaksın. Bak, şehre ilk geldiğinde.. .. berbat durumda, hâla babasının kredi kartını kullanan küçük bir kızdın.
Вспомни, как впервые оказалась в городе была избалованной, беспомощной девчонкой с папиными кредитками.
- Önemli değil. - Hayır, hâla ıslak.
- Нет, она все еще мокрая.
Bana karşı hâla hislerin var. - Ve dürüst olmak gerekirse, benim de sana karşı hâla hislerim var.
Если честно, то у меня тоже есть чувства к тебе.
Araba pazarındaki 58 model Corvette hâla satılık.
Подержанный Корвет 58-го года все еще не продан.
Alışveriş merkezindeki pırlanta bilezik hâla satılık.
Бриллиантовый браслет в торговом центре все еще не продан.
Adam sokağa indiğinde hava hâla karanlıktı.
Было темно, когда он вышел на улицу.
Hâla öyle.
А я никогда не пользовался успехом у женщин.
Burası hâla annemin evi!
Заходи.
Ne kadar değiştiğini düşünsen de sen hâla sessiz kahramansın.
Как бы ты не думал, что изменился,
- Üç saat oldu ve hâla bebek yok.
Чудо рождения, явно затяжное явление. - О, хочешь увидеть кое-что?
- Ama yine de hâla üzgünüm!
Но мне всё равно очень жажь!
hala 311
hâlâ 56
hala burada mısın 70
hâlâ burada mısın 33
hala burada 31
hâlâ burada 19
hala öyle 37
hâlâ öyle 16
hala orada mısın 64
hâlâ orada mısın 16
hâlâ 56
hala burada mısın 70
hâlâ burada mısın 33
hala burada 31
hâlâ burada 19
hala öyle 37
hâlâ öyle 16
hala orada mısın 64
hâlâ orada mısın 16
hala orada 41
hâlâ orada 24
hala inanamıyorum 23
hâlâ inanamıyorum 19
hala yaşıyor 66
hâlâ yaşıyor 23
hala buradayım 54
hâlâ buradayım 18
hala uyuyor 27
hala sıcak 33
hâlâ orada 24
hala inanamıyorum 23
hâlâ inanamıyorum 19
hala yaşıyor 66
hâlâ yaşıyor 23
hala buradayım 54
hâlâ buradayım 18
hala uyuyor 27
hala sıcak 33