Çıkarın traducir ruso
13,636 traducción paralela
Çıkarın!
- Уберите их! Снимите их!
Uzun yolculuğunuzda Tanrı sizi korusun ve teselli etsin ve bu yolculuğun meyvelerinin tadını çıkarın.
Пусть благодать божья хранит и утешает вас, в вашем путешествии, и позволит вкусить её плоды.
- Cesedi çıkarın buradan.
Да уберите его.
Çıkarın şunları!
Вытащите их!
Çıkarın beni buradan.
Вытащи меня отсюда.
Hindi makarnanızın tadını çıkarın.
Наслаждайся своей индейкой Тетратззини.
- Çıkarın beni buradan.
- Вытащите меня отсюда!
Korku ve şüphe duymadan onları açığa çıkarın ve öne çıkıp iyileşin.
Давайте без страха и сомнений приходить и исцеляться.
Çıkarın bizi!
Выпустите нас!
Çıkarın bizi!
Выпустите нас! Выпустите нас!
- Çıkarın bizi buradan!
- Выпустите нас отсюда!
Çıkarın beni buradan!
Эй, выпустите меня отсюда!
Dışarı çıkarın bizi!
Выпустите нас!
Son zamanlarınızın tadını çıkarın.
Наслаждайтесь, пока можете.
Beni burdan çıkarın!
Выпусти меня!
- Beyefendiyi çıkarın. - Efendim...
— Уведите его отсюда.
Kıyafetlerinizi çıkarın.
Снимайте одежду.
Flash'ı ben hallederim, siz Kuzgun'u oradan çıkarın.
Флэш мой, а вы все вытащите Рэйвен из этой штуки.
Adımın bu katliam ile ilişkilendirilmesinden çıkar sağladığımı mı düşünüyorsun?
По-вашему, мне выгодно что моё имя связано с этой бойней?
Sokağın kokusunu seviyorsun o zaman ben gelene kadar kokunun tadını çıkar.
Тебе нравится, как здесь пахнет, наслаждайся, пока я не вернусь.
Hakimi oradan çıkarın.
Выпустите его.
Müfettiş hanımefendiyi üst kata çıkarıp imzalı itirafını alın.
Инспектор, отведите ее наверх, пусть даст показания.
Seni burada ve dairende, karının evinde her bakımdan izliyorlar ve endişelerinin aksine seni takip eden kimse çıkmadı.
Ездили за вами сюда, и в квартиру, и к вашей жене. Нет никаких признаков того, что вас кто-то преследует.
Ama sana hızını, Wells'in vücudundan kurşunu çıkarıp hayatını kurtarabileceğin kadar uzun süreliğine geri vermişti.
Оно вернуло тебе скорость как раз на то время, чтобы достать пулю из Уэллса и спасти ему жизнь.
- Herhangi birini dışarı çıkarırsak bu şehirdeki herkesin hayatını riske atmış oluruz. İhtiyacım olan şey gerçekler.
Что мне нужно, так это правда.
Lommers seni ekipten çıkarır... erişimin kesilir, bilgi alamazsın.
Ломмерс обрежет тебя... никакого доступа, никакой информации.
Çıplak ellerimle karısının içini dışına çıkardım ama o bana yardımcı olmak istiyor.
Я вскрыл его жену голыми руками, а он хочет помочь.
Öyle ya da böyle, adayın gerçek kişiliği ortaya çıkar.
Так или иначе, настоящая личность кандидата становится достоянием публики.
Kafayı bulup, kaosun tadını çıkarıyorlar.
Слетевшие с катушек, наслаждающиеся хаосом.
Kimse hastalığa çare olabileceğini düşünmez, sadece kendileri yerine bir başkasının dışarı çıkarıldığını görürler.
Никто не узнает о надежде на излечение, только то, что выбрался кто-то, кроме них.
Evet, HKM'deyken Cannerts'ın odasını da biraz karıştırdım ama bir şey çıkmadı.
Да, ну, я покопался в офисе Каннертса в ЦКЗ, и ничего.
Çıkarın bizi! Çıkarın bizi!
Выпустите нас!
- Çıkarın bizi!
— Выпустите нас!
Bu geri kalanını tamamlar, artı bir kişilik daha çıkar.
Это покроет ещё половину, плюс один человек.
Tekli albümlerin çıkarılmasını da içeren imzalanmış projeler.
Выпускает новые проекты, включая сольные альбомы.
O dediğin çok fazla bir şey ifade etmeyecek o çocukların isimleri çıkar çıkmaz.
Это не будет особо учитываться, когда имена этих парней начнут поступать в большом количестве.
Kendi hüsranını masum bir çocuktan çıkarıyor.
Срывается на невинном ребенке из-за собственных переживаний.
Hayatın zevkini çıkarırken çok meşgul.
Слишком заняты, наслаждаясь жизнью.
Ve Victor, tadını çıkarır.
И добыча для Виктора.
Gaston oğlunuzun... güvenliği için Paris'in dışına çıkarıldığını düşünüyor.
Гастон верит, что вашего сына увозят из Парижа в безопасное место.
- Joss. - Ve darmadağınık, kafa karıştırıcı, karmaşık bir başlangıç yaptığımızı biliyorum ama bizi buraya getirdi. Bizi bu ana getirdi ve ben bunu dünyalara değişmezdim.
- И я знаю, что наши отношения начались очень неожиданно, запутанно и сложно, но именно это привело нас к такому моменту, и я ни на что на свете это не променяла бы.
Tadını çıkar.
Наслаждайся.
Ufaklık hıncını benden çıkarıyor. - Yanıyor mu?
Он решил объявить мне войну.
Peder sana sorun çıkarırsa haberim olsun. - Çıkaracağını sanmıyorum ama.
Дайте знать, если преподобный доставит проблемы, но я сомневаюсь.
Bunu benim içimden çıkarırsan arkada bir canavar bırakacaksın.
Достанешь его из меня, и чудовище окажется на свободе.
Bu şeyleri insanların içinden çıkarıp uzaklaştırabiliyorum. Ve o gün de bir tanem yaptığım buydu.
Я умею изгонять их из людей, прогонять их, и в тот день я сделал именно это.
Lütfen müvekkilimin sözlerini çıkarıp, yeminli ifade olmadığını belirtin.
Прошу исключить из протокола слова моей клиентки и отметить, что она не была под присягой.
O zaman... herif senin karını sikiyor, sonra da seni yerinden çıkarmaya mı çalışıyor?
Да. Ну так что, чувак... он, значит, трахает твою жену, а потом еще и пытается выселить тебя из насиженного места?
Kurbanın karısı saldırı sırasında bu şaşırtıcı resmi çekti.
Жена жертвы сделала это потрясающее фото во время атаки.
En iyi hatıralar, çılgın fikirlerden çıkar.
Лучше всего запоминаются самые безумные идеи.
Şunu çıkarır mısın?
Ты не мог бы вытащить это?
çıkarın beni 132
çıkarın onu buradan 84
çıkarın onları 26
çıkarın beni buradan 119
çıkarın onu 68
çıkarın şunu 19
çıkar 159
çıkart 35
çıkardım 26
çıkartın 17
çıkarın onu buradan 84
çıkarın onları 26
çıkarın beni buradan 119
çıkarın onu 68
çıkarın şunu 19
çıkar 159
çıkart 35
çıkardım 26
çıkartın 17
çıkaramıyorum 22
çıkar beni 102
çıkar ağzındaki baklayı 23
çıkar onları 25
çıkar şunu 136
çıkar baklayı 18
çıkar onu 100
çıkar beni buradan 115
çıkart onu 22
çıkar bizi buradan 32
çıkar beni 102
çıkar ağzındaki baklayı 23
çıkar onları 25
çıkar şunu 136
çıkar baklayı 18
çıkar onu 100
çıkar beni buradan 115
çıkart onu 22
çıkar bizi buradan 32