A who traduction Turc
116,371 traduction parallèle
A king who now has a son.
Artık bir oğlu olan bir kral.
Who teaches us to be normal when we're one of a kind?
Eğer türümüzün tek örneğiysek, bize normal olmayı kim öğretecek?
Once upon a time, there was a fuzzy little rabbit named Frizzy-Top who went on a quantum, fun adventure only to face a big setback, which he overcame through perseverance and by being adorable.
İsmi Kıvırcıkmış. Büyük ve eğlenceli bir maceraya atılmış. Çok büyük bir aksilikle karşılaşmış.
And so I bring you tonight's play, a work in five acts about a fuzzy little bunny who got too close to the ocean and what happened next.
Bu da bizi bu geceki oyuna getirir. Sana beş perdeden oluşan okyanusa çok yaklaşan... tüylü tavşancığı ve sonrasında olanların hikayesini anlatacağım.
To me, I was a woman who couldn't be touched...
Bana göre, ben dokunulmayan bir kadındım.
In love with a man who wasn't there.
Var olmayan bir adama aşık olan.
Who I buried in a wall, so did she end up stitched in David's memory?
Onu duvara gömdün. David'in anılarına mı dadandı sonunda yani?
A man who became a woman?
Kadına dönüşen bir erkek mi?
So what we have to do is distract the monster... who looks like Lenny but isn't... so we can save our bodies, without her knowing, and then find a way to end the hospital fantasy
Yani tek yapmamız gereken Lenny gibi görünen ama Lenny olmayan canavarın dikkatini başka yöne çekmek ki o farkına varmadan bedenlerimizi kurtaralım.. ... ve bu hastane fantezisini bitirmenin bir yolunu bulalım...
But I know some folks, who, uh... kinda had a similar experience to you.
Fakat sizlerle benzer bir tecrübe yaşamış birileriyle tanıştım.
You're the one... who still thinks the only reason I came to Rome was because of you.
Sen Rome'a gelmemin tek sebebinin hâlâ kendisi olduğunu düşünen kişisin.
Who cares about grammatical errors when she jumped out a window?
Dil bilgisi kimin umurunda? Kadın camdan atladı.
There's a very simple way to tell who wrote this note.
Bunu kimin yazdığını saptamak basit.
You've jumped to the conclusion that this note was a forgery, and now you're jumping to the conclusion that a villainous man who swore he'd stop at nothing until he got ahold of your parents'enormous fortune
Bu notun sahte olduğu kararına hemen varmıştınız. Şimdi de hemen ailenizin servetini almaya yemin etmiş şeytani bir adamın ailenizin servetini almak için komplo kurduğu kararına varıyorsunuz.
When a fly attracted to the smell of the flower lands on the Venus flytrap, the mouth of the plant begins to close, trapping the terrified fly who slowly, slowly, slowly... dissolves into nothing.
Bir çiçeğin kokusuna kapılan sinek, sinekkapana konduğunda bitkinin ağzı kapanmaya başlayıp korkmuş sineği hapseder ve sinek yavaşça, çok yavaşça yok olana dek erir.
Count Olaf is a murderous man who's only interested in your parents'money, while Captain Sham has expressed great interest in raising you children
Olaf ailenizin servetinin peşinde olan bir katil. Kaptan Üçkağıt'sa kuruşuna dokunmadan sizi büyütmeye
And the grammatical mistakes are merely the nervousness of any woman who was about to throw herself out a window.
O dil bilgisi hatalarını da camdan atlamak üzere olan her kadın yapardı.
Who would want to live in such a phantasmagorical place?
Böylesine gerçek ötesi bir yerde kim yaşamak ister ki?
The owner of a respectable lakeside rental agency, or three runaway pip-squeaks who go around stealing boats?
Göl kenarındaki saygıdeğer bir tekne kiracısına mı yoksa tekne hırsızı üç kaçak tıfıla mı?
The Encyclopedia Hypnotica tells of a woman who, whenever she'd hear the word "omelet," would cluck like a chicken.
Hipnoz Ansiklopedisi, "omlet" denince tavuk gibi gıdaklayan bir kadından bahsediyor.
And a man who, upon hearing the word "Nero," could suddenly play an instrument he'd never studied.
Ve "Nero" sözcüğünü duyunca birden bilmediği bir enstrümanı çalabilen bir adamdan.
"Fatal" is a word here which means "caused the death of one person who... it is my solemn duty to inform you... was not Phil."
"Ölümlü" sözcüğü burada, "birinin ölümüne neden olan" demek. Kutsal vazifem gereği söylemeliyim... MEYMENETLİ KOKULAR'DA KAZA... o kişi Phil değildi.
I'm a poor receptionist who lives all alone and wants very much to raise children of her own.
Ben çocuk sahibi olmayı çok isteyen yapayalnız bir sekreterim.
There's a local receptionist who wants children of her own.
Kasabada çocuk isteyen bir sekreter var.
It could mean "two people who own a Lumbermill together, or a cupcakery."
"Birlikte kestane fabrikası ya da kapkekçi işleten iki kişi" anlamına gelebilir.
A tall girl, a boy with glasses and a little baby who I think bit a hole in my spare tire.
Uzun bir kız, gözlüklü bir oğlan ve yedek lastiğimi ısırıp delen bir bebek.
Did you ever know a woman, truck driver, who took your heart and rattled it like a baby in a cage?
Daha önce hiç kalbinizi tir tir titreten bir kadınla tanıştınız mı kamyoncu bey?
Who joined you for years on a sequence of heists and schemes until the two of you were forced apart by circumstance, and also because you ran off in the middle of the night with a bunch of her valuables?
Şartlar gereği ve tüm kıymetli eşyalarını çaldığınız için ayrı düşmek zorunda kaldığınız, birlikte bir dizi soygun yapıp komplolar kurduğunuz bir kadınla?
Who wants a welcome packet?
Hoş geldin paketi isteyen var mı?
a word meaning "person who thinks hopeful thoughts about even the bleakest situation."
Optimist sözcüğü "en umutsuz durumlarda dahi umutlu olan kişi" anlamına gelir.
a word meaning "healthcare professional who performs eye exams."
anlamına gelen "optometrist" sözcüğüyle karıştırılmamalıdır.
Because life is so short, it is so rare to meet, to find someone who shares one's brilliance, one's charm, one's dubious moral code in a world gone gloriously wrong.
Çünkü hayat kısa ve tüm ihtişamıyla yerle bir olan bu dünyada, kişinin kendi dehasını, kendi cazibesini, kendi şüpheli ahlakını paylaşan biriyle tanışması çok ama çok güç.
As anyone who's been to a doctor knows, doctors are not necessarily your friends, any more than butchers, mail deliverers, or refrigerator repair people are your friends.
Doktora gitmişliği olan herkes bilir ki onlar kasaplardan, postacılardan ya da buzdolabı tamircilerinden daha fazla arkadaşınız değildir.
No doubt, Mr. Ramse is one hell of a hunter, but I need to know who caught who.
Şüphesiz Bay Ramse yaman bir avcı. Ama kimin kimi yakaladığını bilmemiz gerekiyor.
I need to be able to not believe you, and that's impossible for a man who calls you brother.
Sana güvenmeme gerek yok. Sana kardeşim diyen adam için imkânsız bu.
I was kept in isolation... by a man who eventually let me escape.
Sonunda kaçmama yardım eden biri tarafından hapis tutuldum.
A man who calls himself the Witness.
Kendine Tanık diyen bir adam.
People who need a place to belong. So what are we looking for?
- Bir yere ait olma ihtiyacı yaşıyorlar.
You're the one who's afraid we're stuck in a loop.
Döngüye saplanmamızdan korkan sensin.
I don't know who of you believes in a god.
Hanginiz Tanrı'ya inanıyorsunuz bilmiyorum.
A god who understands that I've already done that which I will one day do.
Vakti geldiğinde yapacağım şeyi önceden bilen bir Tanrı.
But the writing is filled with contempt, like a person who hates what he believes to be true.
Yazı hakaretlerle dolu. Sanki gerçek olduğuna inandığı doğrudan nefret eder gibi.
A person who does a thing like that can't be good, right?
Bunu yapacak kişi iyi olamaz değil mi?
Only a man who has learned to live with nothing can understand what wielding that actually means.
Yalnızca hiçbir şey olmadan yaşmayı öğrenen bir adam aslında nedemek istediğimi anlayabilir.
Who'd celebrate a plague?
Bir vebayı kim kutlar?
" Met a man named Owens who wanted to die here.
" Burada ölmek isteyen Owens adında bir adamı tanıdım.
The one who has already returned to Titan.
Zaten Titan'a döndüğü bir zaman.
That's a lovely invitation, but I think you'd prefer one of the other gentlemen who's about to come this way.
Çok ince bir davet ama siz, buraya gelmek üzere olan diğer beyleri tercih edersiniz.
A man who takes advantage of this... is not a man at all.
Bu durumdan faydalanan bir erkek adam değildir.
I understand you had a friend back in New York who was also a victim.
New York'ta bir arkadaşınız da katilin kurbanı olmuş sanırım.
- Okay, so Monty and I have compiled a list of Midazolam purchasers in Taipei who also spent time in New York in 2001, and... - What do you got, Mae?
- Ne buldun Mae?
who is john galt 19
wholesome 21
who are you waiting for 22
who's that 2692
who is she 1115
who's your daddy 65
who's 564
who is it 3556
who's your boss 16
who are they 845
wholesome 21
who are you waiting for 22
who's that 2692
who is she 1115
who's your daddy 65
who's 564
who is it 3556
who's your boss 16
who are they 845