Absolutely perfect traduction Turc
205 traduction parallèle
That's why you are absolutely perfect with your guarding skills.
Birini korumakta çok iyi olduğundan birbirinize tam uydunuz.
Oh, his French is absolutely perfect.
Fransızcası gerçekten mükemmel.
Everything absolutely perfect.
Herşey oldukça kusursuzdu.
Absolutely perfect.
Sıcaktı.
Give me 36 hours, and I know I can lay my hands on a German E-boat in absolutely perfect condition.
Bana 36 saat verin, size mükemmel durumda bir Alman denizaltısı bulacağıma eminim.
- - Yes, it is absolutely perfect.
- Evet, kesinlikle kusursuz.
They're all in absolutely perfect, perfect health.
Sağlıkları mükemmel.
Absolutely perfect for roses.
Güller için mükemmel bir hava.
For wallpaper in a child's room, absolutely perfect.
Çocuk odasında duvarı kaplamak içinse, mükemmel.
Perfect. Absolutely perfect.
Harika, kesinlikle harika.
- They were absolutely perfect.
- Hiçbir sorunları yoktu.
Perfect, Billy boy, absolutely perfect.
Mükemmel Billy, gerçekten mükemmel.
Absolutely perfect.
Kesinlikle mükemmel.
You're absolutely perfect.
Sen tamamıyla mükemmelsin.
Absolutely perfect!
Kesinlikle harika!
- Absolutely perfect.
- Kesinlikle mükemmel.
It's absolutely perfect.
Kesinlikle mükemmel bir yer.
Kara, my darling, you were absolutely perfect.
Kara, sevgilim, tartışmasız harikaydın.
Absolutely perfect.
Kesinlikle kusursuz.
I'm doing a profile on a guy who'd be absolutely perfect for your show.
Programınız için de çok uygun olabilecek birinin biyografisi üzerinde çalışıyorum.
It's absolutely perfect.
Mükemmel.
Ah, it's absolutely perfect.
Ah, bu kesinlikle mükemmel.
No, it's absolutely perfect.
- Hayır, kesinlikle kusursuz.
For the first time in my life, everything is absolutely perfect just the way it is.
Hayatımda ilk defa, her şey şu anki haliyle kesinlikle mükemmel.
Just every... thing you did... and all the... things you did. Absolutely perfect.
Her şeyi yaptın ve yaptığın her şey kesinlikle mükemmeldi.
Absolutely perfect!
Kesinlikle mükemmel!
You look absolutely perfect to me.
Gerçekten güzel görünüyorsun.
Absolutely perfect.
Mükemmel bir inanç.
He wanted it to be absolutely perfect.
Tamamen kusursuz olmasını istedi.
And there's Pete, who's crazy about me and he's absolutely perfect, and there's zip going on!
ve işte Pete, bana deli oluyor ve gerçekten mükemmel, ama hiç birşey olmuyor!
And, Elliott, when was the last time you dated a woman who wasn't absolutely perfect?
ve, Elliott, en son ne zaman... beraber olduğun ve kesinlikle mükemmel olmayan kandın kimdi?
This dinner has to go absolutely perfect if Grimey and me are going to be friends.
Eğer Grimey ve ben arkadaş olacaksak bu akşam yemeği kesinlikle mükemmel gitmeli.
Well, I wanted everything tonight to be absolutely perfect.
Şey, bu gece mükemmel olmak için herşeyi istedim.
It's absolutely perfect.
Tek kelimeyle mükemmel.
Absolutely perfect.
Kesinlikle harika.
Absolutely perfect. And with the backlighting, I tell you, I you could see right through your dress.
Ve ışıklandırma yüzünden elbisenin içi de gözüküyordu.
You're absolutely perfect.
Her şey mükemmel.
You look absolutely perfect.
Mükemmel görünüyorsun.
My plan has turned out to be absolutely perfect.
Planım kesinlikle mükemmel işliyor.
'This woman is absolutely perfect.'
Bu kadın kesinlikle mükemmel. "
- No, I think it's absolutely perfect.
Hayır, bence kesinlikle mükemmel.
And your yolks are absolutely perfect, too.
Ve yumurta sarıları da kesinlikle harika.
ReMax can help you find a new home that meets all your needs, while selling your current house to someone who will find it absolutely perfect.
... evinizi satmak istiyorsanız, evinizi kusursuz bulacak kişiyi biz buluruz.
Uh, hi. I'm going to a very big, important party tonight, and I need to look absolutely perfect.
Çok önemli bir partiye katılacağım ve mükemmel görünmeliyim.
It's just the thing that was missing to make my life absolutely perfect.
Hayatımı kesinlikle mükemmel yapmak için eksik olan tek şey.
Dr. Willers says it's perfect, absolutely normal.
Dr. Willers mükemmel olduğunu söylüyor. Kesinlikle normal.
The true orbital sizes of the planets we now know have absolutely nothing to do with the five perfect solids as the later discovery of Uranus, Neptune and Pluto shows.
Sonradan keşfedilen Uranüs, Neptün ve Plüto'nun da gösterdiği gibi, biliyoruz ki gezegenlerin gerçek yörüngelerinin bu mükemmel 5 cisimle hiçbir alakası yok.
Sinbad Goes To Mars... is absolutely beautiful... and John is perfect casting as the Martian.
Sinbad Mars'a Gidiyor kesinlikle harika ve John, Martian rolü için mükemmel bir aday.
A good plan today, is better than a perfect plan tomorrow. That's absolutely right.
Bugünkü iyi bir plan, yarınki mükemmel bir plandan iyidir.
It seems like a... perfect situation, apart from that foul temper of yours, but... my relatively inexperienced heart would, I fear, not... recover, uh, if I was... once again cast aside, as I would absolutely expect to be.
Senin sinirinden öte, sanki mükemmel bir durummuş gibi gözüküyor. Fakat benim deneyimsiz kalbim, korkarım bunun üstesinden gelemiyor. Eğer bir daha seninle olacaksam gerçekten olmayı istiyorum.
It's not perforated. It's absolutely seamless and perfect all the way down. It's not buckled.
Delinmemişti, yırtılmamıştı, oldukça da sağlamdı.
perfecto 44
perfect 4495
perfectly 231
perfection 66
perfect match 27
perfect fit 27
perfect timing 287
perfectly normal 30
perfectly all right 21
perfectly fine 32
perfect 4495
perfectly 231
perfection 66
perfect match 27
perfect fit 27
perfect timing 287
perfectly normal 30
perfectly all right 21
perfectly fine 32